Servet-i Fünun Dönemi Bağımsızlar

Servet-i Fünun edebiyatı döneminde eserler veren ancak bu akıma bağlı olmayan edebiyatçılarımız şunlardır:

- Mehmet Emin Yurdakul : 1869 ve 1944 yılları arasında yaşamış olan Yurdakul  Servet-i Fünun edebiyatının nazım şekillerini, halk edebiyatının ise hece ölçüsünü kullanarak eserler yazmıştır. Dili sadeleştirmek maksadıyla yapay bir dil oluşturan M. Emin Yurdakul edebiyatımızda Milliyetçilik akımının ilk savunucusu ve ilk temsilcisi kabul edilir. Eserlerinin tamamı sosyal konularla ilişkili olduğu için eserlerinde didaktik ögeler ağır basmaktadır.

Hece ölçüsünün uzun biçimlerini tercih eden sanatçı eserlerinde nazımı nesre yaklaştırmıştır. Dönemin dergilerinde yayınlanmış olan şiirleri "Türk Sesi", "Türkçe Şiirler", "Ey Türk Uyan!" gibi şiir kitaplarında bir araya getirilmiştir.

- Mehmet Akif Ersoy : 1873 ve 1936 yılları arasında yaşamış olan Mehmet Akif "Ümmetçi" bir şair olarak tanınmıştır. "Halkçı" ve "Milliyetçi" yapısı ile de tamamen halkı merkeze alan şiirler yazmıştır. Realizmin gerçek manada edebiyatımıza girişi Mehmet Akif ile olmuştur. Şiirleri mükemmel bir gözlem ve betimleme kabiliyeti ve  dilin ustaca kullanılmasının birleşimi ile ortaya çıkmıştır. Ancak dili Osmanlıca özellikler göstermesi bakımından günlük konuşma dilinden uzaktır.

Akif, şiirlerinde yalnızca aruz ölçüsünü ve divan edebiyatı nazım şekillerini kullanmıştır. En çok kullandığı nazım şekli ise mesnevi olmuştur. Nazımı nesre yaklaştırmış olan şair Türkçe ve aruzu başarıyla bir araya getirebilmiştir.

Mehmet Akif'in ilk şiir kitabı Safahat'tır. Bu kitaptan sonraki dönemde yazmış olduğu "Hakkın Sesleri, Süleymaniye Kürsüsünde, Fatih Kürsüsünde, Asım, Gölgeler, Hatıralar" adlı eserleri bir araya getirilerek "Safahat" adı ile yayımlanmıştır.

- Hüseyin Rahmi Gürpınar : 1861 ve 1944 yılları arasında yaşamış olan Hüseyin Rahmi, Ahmet Mithat ile başlayan toplumu eğitmek maksatlı popüler roman çığırını başarılı ile devam ettirmiştir.  

1885'ten sonra Türk romanında etkisini gösteren natüralizm akımının ilk büyük temsilcisi olmuştur. Kahramanları hem kendi kişilikleri hem de kahramanın yaşadığı çevrenin bir ürünü olarak ele almıştır. Eserlerinde sosyal eleştirilere çokça yer vermesi ile bu konuda kaygısı olmayan natüralistlerden ayrılmıştır.

Hüseyin Rahmi sosyal eleştirilerini anormal kahramanları kullanarak mizah yolu ile yapmıştır. Bu kahramanlar huy, ahlak ve kültürel özellikler yönüyle gülünçlükler barındırmaktadır. Bu tarz kahramanlarla birlikte toplumun adet, gelenek, görenek, inanç, düşünce vb. toplumsal özelliklerin girmesi eserlerine "Töre Romanı" karakteri katmıştır.

Yazar kırkın üzerinde roman ve pek çok hikaye bırakmıştır. En önemli romanları "Gulyabani, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Mürebbiye, Şıpsevdi, Şık, Tesadüf, Hakka Sığındık" olarak gösterilebilir. 

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme