İkinci Maarif Şûrası

 

Ana diliyle ilgili en önemli etkinliklerden biri de 1943 yılında gerçekleşti. 15-21 Şubat 1943 tarihleri arasında toplanan ikinci Maarif Şûrası, ana dili öğretimine önemli bir yer ayırdı. Şûra “Bütün öğretim kurumlarında Türkçe ve bilhassa yazma öğretiminin daha verimli hâle getirilmesi için gereken tedbirlerin alınması; okullarda, resmî ve özel yayın alanlarında imlâ birliğini kolaylaştırma yollarının tayini meseleleri” üzerinde duruldu, alınan kararlar yayımlandı. (15-21 Şubat 1943 MEB İkinci Maarif Şu’rası, 1991, s.39)

Şûranın Ana Dili Komisyonu, öğretimin vazgeçilmez materyali olan ders kitaplarıyla ilgili görüşlerini özet olarak şöyle dile getiriyordu:

Okuma kitapları, şimdiki hâllerinde kalmalarına razı olabileceğimiz durumda değildir. Kötü bir kitap iyi bir programla elde edilmesi beklenen verimi düşüreceği gibi, iyi bir kitap da yol göstermek, usûl telkin etmek suretiyle tecrübesi kıt ve öğretme başarısı eksik olan bir öğretmenin büyük ölçüde yardımcısı olur.

Şu anda elimizde bulunan kitaplar ise sadece muhtelif metinlerin bir araya konulması suretiyle meydana getirilmiş olup okuma parçalarının altında ne kelime ne de fikir açıklamaları vardır. Ayrıca bunların pedagojik vasıfları da yoktur. Bu tarzda meydana getirilmiş olan okuma kitaplarından her öğretmen, öğrencisini ancak kendi tecrübe ve kabiliyeti derecesinde faydalandırmakta, bu da aşağı yukarı her okulda ana dili öğretiminin verimini istenilen seviyeye çıkaramamaktadır.

Kitap, hem şekli hem de muhtevası bakımından öğrenci için cazip; zevk ve fayda verici olmalıdır. Yazı, resim ve sayfa düzeni bakımından kitabın basılışı, muhtevası kadar önemlidir. Kitaptaki metinler itina ile seçilmiş olmalıdır. Bu seçimde halk edebiyatının bütün türlerinden sınıf seviyelerine göre değerli örneklere yer verilmelidir. Okuma kitabı, okulda çocuğun anlayış ve anlatış kabiliyetlerinin gelişmesine, kafasıyla karakterinin teşekkülüne birinci derecede yardım edeceği için, bu kitaplardaki parçalarda ifade ve imlâ yanlışlarından en küçüklerinin bile bulunmasına, bu parçalar arasında millî ve ahlâkî telkin kıymeti olmayanların bile yer almasına asla izin verilmemelidir. Çünkü çocuğa ana dilinin zevk ve sevgisini bu kitaplar kazandıracaktır.

Bütün bunlardan sonra da her parçanın altına gerekli kelime ve tabirlerle ana ve yardımcı fikirlere ait açıklamalar veya bu fikirleri bulduracak sorular konmalıdır. Öyle ki, öğrenci her okuduğu parçanın anlamına ve değerine varmayı düşünmeye alışmalıdır. Bu türlü açıklamalara dil bilgisine ait açıklama ve alıştırmalarla, yazma kurallarını, yolarını ve konularını da dahil etmek suretiyle Türkçe öğretiminde öğrenciye vermeyi düşündüklerimizi bir kitapta toplamak mümkün olabilecektir. Böylece okuma, yazma, dil bilgisi ve imlâ gibi bölümlere ayrılmış görülen Türkçe öğretimini tek amaca yöneltmek de sağlanmış olacaktır.

İkinci Maarif Şûrası yazma öğretimi için “Çocuklarımızda yazma kabiliyetinin gelişmesini evvelâ mümkün olduğu kadar çok yazmalarına bağlı görüyoruz. Bunun için muhtelif dereceli okulların her sınıfında ana dili öğretimi için yazılacak vazifelerin aya ve yıla göre hangi sayılardan aşağı düşmeyeceğinin ve ayrıca bir ana dili öğretmeninin haftada en az kaç vazife düzelteceğinin belirtilmesi gerekir. Bundan başka, diğer öğretmenlerin kendi dersleri için yılda en az kaç kompozisyon vazifesi vermelerinin uygun olacağının tayini ve bunların bilgi kadar ifade bakımından da değerlendirilmesi lâzımdır.” görüşünü benimsiyordu. Bunlar yazılı anlatım becerisini geliştirme açısından son derece önemli kararlardı.







[1] şûra: 1. Kurul, bir konuyu konuşup tartışmak, meselelere çare aramak amacıyla yapılan toplantı, danışma toplantısı. 2. Danışma Kurulu. 3. Danışma; istişare

 

Yrd.Doç.Dr. Mehrali Calp

 

 


0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme