Zorbalık İle İlgili Hikaye

 

Zorbalık İle İlgili Hikaye


Ahmet yeni taşındığı mahallenin okuluna başlamıştı. Ortaokul ikiye başlayacak olan Ahmet babasının tayini  nedeniyle bulunduğu şehir olan Bursa’dan İzmir’e taşınmıştı. İzmir’in Bornova ilçesindeki bir okulda yeni bir hayata başlayacaktı artık. Ahmet ve bir tane kardeşi vardı. Annesi ev hanımı babası memur olan Ahmet’in mutlu bir hayatı, mutlu bir ailesi vardı. Okul açıldığı zaman hemen erkenden kalkmış ve yeni okuluna gitmek için koşar adımlarla yürümüştü. Okula vardığında yeni sınıf arkadaşlarından kimileri ona günaydın demiş kimileri ise Ahmet’in gözündeki gözlük ile dalga geçerek "dört göz hoş geldin okulumuza." diyerek alaylı alaylı gülmüşlerdi. Ahmet hoş bulduk dese de  sınıfındaki çocukların bu kadar acımasız olduğunu ve düşüncesiz insanalar olduğunu anlayınca çok üzülmüştü. Oysa eski okulundaki arkadaşları asla onunla dalga geçmemiş ve Ahmet'i çok sevip benimsemişlerdi.


Okulun birinci haftası bitmiş ve ikinci haftası başlamıştı. İkinci haftasında sınıf birbiri ile kaynaşmış ama arkadaşları Ahmet'i aralarına fazla almıyor ve onunla dalga geçiyordu. Özellikle de iki tanesi. Ahmet'in gözlüğü yere düştüğünde ona vermiyorlar "hadi bizi gör" diye bağırıp gülüşüyorlardı. Ahmet onlara doğru yürürken önünü göremedi ve hızla yere düştü. Düşmesi ile burnunun kanaması da bir oldu. Ağladı, bağırdı, çağırdı ama kimsenin ona aldırdığı yoktu. Hatta bir ara acımasız arkadaşının tabiii  ona arkadaş denirse bir tanesi onu tekmeledi ve  ona dört göz diye bağırarak dalga geçmeye devam etti. O sırada sınıfa gelen öğretmen olanları görünce şok oldu ve çok sinirlendi. Ahmet'e bu zalimliği, bu zorbalığı yapan kimler dedi. Hiç kimseden ses çıkmadı. Ahmet ise korkudan bir şey demiyor, sessiz sessiz ağlıyordu. Bir yandan gözlüğünü takmaya çalışıyor diğer yandan ise kanayan o minik burnunu mendili ile silmeye çalışıyordu zavallı yavrucak Sema Öğretmen sınıfı disipline götürdü işte o zaman herkes konuşmaya ve Ahmet'e bunları kimin yaptığını tek tek söylemeye başladı. Ahmet büyük bir zorbalığa uğramış ve yaşadıklarını ailesine de dememişti. 


Hemen aile de devreye girdi. Hem zorbalık yapan çocuklar için hem de zorbalığa uğrayan Ahmet için çalışmalara başlanıldı. Çünkü zorbalık yapan çocuklar da zorbalığı öğrenmişlerdi ve acımasız bir kimseye dönüşmüşlerdi. Ahmet'e bunu yapanlara gerekenler yapıldı ve çocuklar ciddi bir eğitime tabi tutuldular. Zorbalık yapan çocuklar ve zorbalığa uğrayan yavrumuz Ahmet psikolojik danışmana gönderildi. . Zorbalık yapan çocukların da evde zorbalığa maruz kalındığı anlaşıldı. Sema Öğretmen sayesinde Ahmet artık daha mutluydu ve kendini korumasını öğrenmişti ve bir daha kimseye kendini ezdirmeyecekti. Ne kimseye zorbalık yapacak ne de zorbalığa göz yumacaktı.

Eğer Peygamber Efendimiz Bizim Sıra Arkadaşımız Olsaydı Bize Nasıl Davranırdı?

 

Eğer Peygamber Efendimiz Bizim Sıra Arkadaşımız Olsaydı Bize Nasıl Davranırdı?

 

Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz Muhammed ile arkadaş olsaydım, o eşsiz Peygamber ile dost olabilseydim o bana asla kötü davranmazdım. Onunla sıra arkadaşı olmak benim için büyük bir ayrıcalık, büyük bir değer olurdum. Efendimiz ile sıra arkadaşı olsaydım efendimiz bana karşı nezaket sahibi olurdu. Dürüst ve güvenilir bir arkadaş olurdu. Şaka dahi olsa asla yalan söylemez her zaman doğruluktan, emin olmaktan yana olurdu. Bana karşı kaba davranışlarda bulunmaz ve beni asla incitmezdi. Ben konuştuğumda sözümü kesmez ve cümle bitene kadar sabırla beni dinler yani bana karşı sabırlı olurdu, güzel ahlaklı olurdu ve erdemli bir insan olurdu.

 

Sevgili Peygamber Efendimiz ile sıra arkadaşı olsaydım efendimiz bana evden getirdiği yemeklerinden ikram ederdi ve asla bencil davranmazdı. İyi şeyleri kendi yiyip kötü  yemediği şeyleri bana vermeye çalışmazdı. Kendi nefsi kadar benim nefsimi de düşünürdü  ve bana da kendi yediğinden ikram edecek kadar yüce bir kalbe sahip olurdu. Bana her zaman selam verirdi, tebessüm ederdi. Sırayı birlikte paylaşırdık ve devletin sırasını asla çizmedi.  Şefkatli ve yardımsever bir insan olurdu. Öğrenmeye meraklı bir sıra arkadaşı olduğu için ben de onu kendime örnek alırdım.

 

Sadece not alma değil anlama, uygulama ve öğrendiklerimizi güzel ahlaka dönüştüren erdemli sıra arkadaşı olurduk. Birbirimize sarılırdık, sevgimizi ifade ederdi ve içten gülümserdik. Alçakgönüllü olurdu ve kibirli davranmazdı. İşte böyle bir sıra arkadaşım olduğu için ben de çok mutlu olurdum ve  efendimiz ile arkadaşlık kurduğum için onur duyardım.

Okulda Kazandığınız Özellikler ve Beceriler Nelerdir?

 

Okulda Kazandığınız Özellikler ve Beceriler Nelerdir?

 

Okul eğitim ve öğretim yuvasıdır. Çocukların bir araya gelip sosyalleştiği, eğitim gördüğü  kıymetli bir hazinedir. Okulda kazanılan özellikler ve becerilere baktığımızda şunları söyleyebiliriz: Okulda akademik beceriler kazanır. Okuma yazma öğrenilir, analitik düşünme becerisi kazanılır, bilimsel araştırmalar yapılır, öğrenciler öğrenmeye güdülenir ve onların konuları merak etmesi  için öğretmenleri tarafından  konu ile ilgili dikkat çekici materyaller hazırlanır, matematiksel düşünme ve problem çözme sağlanır. Teknoloji kullanılarak çocukların güncelden haberli olması sağlanır.

 

 Okulda; Yabancı dil dersleri verilir. Çocukların sosyal bağları güçlenir, empati kurma becerisi kazanılır, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etme öğrenilir, ben değil biz anlayışı öğretilir. Sosyal beceriler güçlenerek çocuk kendini daha iyi ifade etmeye başlar, sorumluluk alınır, kurallara uyulur, toplumsal düzenin ne demek olduğunu anlaşılır, liderlik becerileri gelişir.  Yine baktığımızda okulda  çocuğun kişisel özelliklerinde de  önemli ölçüde değişiklikler meydana gelecektir. Özgüven sahibi olur, kendi öğrenme sorumluluğunu alır, sabırlı olur, çalışkan olur, disiplinli olur, kendine bir hedef koyar ve o hedefi gerçekleştirmeye çalışır ve bunun için çalışır, üretir, düşünür, merak eder. Çocuğun yaşam becerileri gelişir.

 

Yaratıcı düşünme ve eleştirel düşünmeye sahip olur. Hoşgörüye sahip olur ve ön yargıdan kurtulur. Farklılığın bir bütün olduğunun bilincinde olur. Bunun için de farklılıklara saygılı  ve hoşgörülü olur. Çevre bilincine sahip olur, toplumsal sorumluluk alır. Stresini okul sayesinde daha iyi yönetmeyi öğrenir. Kısacası okul hayata hazırlıktır, eğitimin, öğretimin sıcacık yuvasıdır. Okul çocukların bir araya geldiği, yaşama sevinci bulduğu ve hayatın daha coşkulu aktığı yerdir diyebiliriz.

Yeşil Vatan Geleceğimizdir Çünkü….

 

Yeşil Vatan Geleceğimizdir Çünkü….

 

Yeşil vatan geleceğimizdir çünkü vatanımız yeşil alanları ile, ormanları ile, toprağı ile havası ile güzeldir. Bizler toplum olarak içinde yaşadığımız bu güzel vatanın ormanlarını korumalıyız ve ormanlarımıza zarar veren bir kimse gördüğümüz zaman hemen onu gereken yerlere şikayet etmeliyiz. Yeşil vatan cennet vatandır, yeşil vatan temiz havadır, oksijendir, sağlıktır, mutluluktur, özgürlüktür, hayattır. Bunun için yeşil vatana sahip çıkalım ve onu koruyalım.

 

Yeşil vatan geleceğimizdir. Çünkü gelecek nesillerin de temiz havaya, suya, toprağa ihtiyacı vardır. Ormanlarımız yok edilirse, yakılırsa gelecek nesillere orman diye bir şey kalmaz. Bundan dolayı da gelecek nesiller sağlıklı olmaz ve kirli bir ortamda yaşar. Bu da beraberinde salgın hastalıkları getirir. İşte bunların olmaması için yeşil vatana iyi bakmak gerekir. Yeşil vatan geleceğimizdir çünkü bizler bu vatanda doğduk bu vatanda öleceğiz ve bu vatanda da sağlıklı yaşamak için yeşil vatana sahip olacağız. Onun için ormanlarımızdaki ağaçları kesmeyeceğiz, zeytinlikleri yok etmeyeceğiz, ağaçların kesilip yerlerine iş yerleri yapılmasına asla ve asla izin vermeyeceğiz.

 

Doğanın dengesini bozmayacağız, canlıların yaşam alanlarını hunharca yok  etmeyeceğiz. İşte bunları yaptığımız zaman yeşil vatan var olmaya devam edecek ve bizler de mutlu bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.