ateş düştüğü yeri yakar atasözü ile ilgili kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ateş düştüğü yeri yakar atasözü ile ilgili kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ateş Düştüğü Yere Yakar Atasözü İle İlgili Kompozisyon

Ateş Düştüğü Yeri Yakar Atasözü İle İlgili Kompozisyon

Ateş düştüğü yeri yakar atasözü bir acıyı ya da yaşanılan bir felaketin üzüntüsünü en fazla bu acıya ya da felakete maruz kalanların hissedebileceği , diğer insanların üzülseler bile o acıyı yaşayanlar kadar derin bir keder hissedemeyecekleri anlamına gelir .

Hepimiz her gün haberleri izliyoruz ve üzücü olayları görüyoruz . Bir trafik kazasında çocuğunu kaybeden bir anne , sel felaketinde geçim kaynağı olan inekleri telef olan bir çiftçi , teröristlerle silahlı çatışmada şehit olan bir vatan evladı ve daha niceleri ... Elbette bu haberleri okurken ya da izlerken bizler de büyük üzüntü hissediyoruz . Ama samimi olmak gerekirse en fazla birkaç gün sonra unutuluyor . Peki 10-15 yıl önce oğlu şehit olan bir aanne bu acıyı unutabiliyor mu ? Asla ! Her gün bu acı katlanarak büyüyor o annenin yüreğinde . Çocuğuyla yaşıt olan gençlerin evlendiklerini , çocuk sahibi olduklarını , iş kurduklarını gördükçe kendi oğlunun yaşayamadığı bu duygular onun yüreğini yakar .

Acılar paylaştıkça azalır ama en büyük pay da bu ayıcı yaşayana kalır . Biz ne kadar üzülsek de , yüreğimiz yansa da gün gelir unutur gideriz . Ama acıyı yaşayanın yüreğinin bir köşesine bu keder çöreklenir kalır ve ömrünün sonuna kadar kıpırdamaz .

Eldeki Yara Yarasıza Duvar Deliğidir Konulu Kompozisyon

Eldeki Yara Yarasıza Duvar Deliğidir Konulu Kompozisyon

İnsanın bir derdi olduğunda o derdin acısını yine kendi çeker . Çünkü kendisinin canı yanmıştır. Başka insan o  acıyı  yaşamadığı için ona hiçbir etki etmez ve onun canı yanmaz.  Bu söz aslında ateş düştüğü yeri yakar atasözü ile yakın anlamlıdır.  Ya da eşekten düşenin halini eşekten düşen anlar sözü ile de ilintilendirebiliriz.

İnsanların yaşamında bazı üzücü olaylar başına gelebilir . Örneğin  biri çocuğunu kaybeder, birinin oğlu şehit olur, bir başka kimse ana ve babasını kaybeder, bir diğerinin çocuğu kaybolur…vs  bu örnekleri çoğaltabiliriz.  Böyle olaylar karşısında insanın canı yanar ve çok üzülür.   Başka insanlarda kendilerini o insanların yerine koyabilir yani empati kurabilir . Bu doğru bir harekettir.  Ama her ne kadar empati kurulsa da başımıza gelmediği için canımız canı yanan kişi kadar yanmaz. Tabi ki bu görüşüm her insan için geçerli değildir.   Çünkü toplumumuzda gerçekten çok hassas ve duyarlı insanlar vardır. Ya da mesela bir kaza yaptınız ve  görme yetinizi kaybettiniz.  Bunun zararını en çok kişi çeker.  Çünkü gözü görmeyen başka kişi onu anlar ama gözü gören birey ne kadar üzülse de o kişiyi çok iyi anlayamaz.

Bir kimsenin duygu ve düşüncelerini anlamak için onunla aynı ya da farklı sorunlarınız olduğu zaman o kimseyi daha iyi anlarsınız.  Başına hiçbir sorun gelmemiş insan başına bir çok olumsuz olaylar gelen insanın halinden anlamaz.  Tıpkı tokun açın halinden anlamadığı gibi.