Okuduğunuz Bir Kitabı Tanıtınız.
Yakın zamanda okuduğum çok güzel bir kitap vardı. Kitabın adı Çizgi Pijamalı Çocuktur. Kitapta biri esir düşen, diğer ise esir düşmeyen bir çocuğun karşılıklı koca adam gibi dünya üzerine konuşmaları, küçücük halleri ile insanlığa mesaj veren konuşmaları, duyguları, ayrıntılara dikkat edişleri anlatılmaktadır. Kitapta genel olarak 2. Dünya Savaşı yıllarında Alman bir askerin sekiz yaşındaki çocuğu ile toplama kampı Auschwits’deki bir Yahudi çocuğun arkadaşlığını ele alan sözlere yer verilir. Nazi Almanyası Bruno’nun babasını görevli olarak Polonya’ya gönderir.
Bruno, kasabadaki toplama kampının tel örgülerinin öbür yanındaki bir çocukla arkadaş olur. Ancak iki çocuk arasında gelişen bu dostluk, özellikle oğlunun bu kampla ilgili gerçeği öğreneceğinden kuşkulanan Alman annenin (Vera Farmiga) endişelerini artıracaktır. Bruno ve ailesinin yeni evleri bir buçuk milyon Yahudi'nin Nazilerce öldürüldüğü Auschwitz toplama ve yok etme kampının bitişindedir. Okunması gereken duygu yüklü bir kitaptır.
Kitapta geçen aklımda kalan çok güzel sözler vardı. Bu sözler şunlardı:
“Eğer bana sorarsan hepimiz aynı
gemideyiz ve gemi su alıyor.”
‘Bir ev; bir sokak, bir şehir ya da
tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir…’
“Her kötü şeyin iyi bir yanını
bulmalıyız ."
"Ben hata yaptığımda
cezalandırılıyorum." diye ısrar etti Bruno. Çocuklar için geçerli olan
kuralların, kuralları koyan onlar olduğu halde, büyüklere uygulanmadığı gerçeği
onu fena sinirlendirmisti. "Çünkü kalbinin derinliğinde, emrinizde
çalışsalar bile kimseye saygısızlık yapmaya gerek olmadığını biliyordu. Ne de
olsa görgü kuralları denen bir şey vardi."
"Bazı insanlar bizim adımıza bütün
kararları veriyor."
"Acıyor mu? Artık Hissetmiyorum."
"Hangi insanların çizgili pijama,
hangilerinin üniforma giyeceğine kim karar vermişti?"
“Keşke beraber oynayabilseydik.
Sadece bir kez. Hatırlamak için…”
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme