Ömer Seyfettin'in "Beyaz Lale" Kitabının Özeti
1.KİTABIN KONUSU: Balkan Savaşı esnasında, Bulgar kökenli bir binbaşı tarafından, Türk köylerinde bilhassa
kadın ve kız çocuklarına yapılan işkenceler tüm gerçeğiyle gözler önüne
serilmiştir. Ayrıca buralardaki Türkleri vaftiz edip Hristiyan yaptıktan sonra
nasıl öldürdükleri anlatılmaktadır. Bu
insanların gayesi özgür bir Bulgar toplumu yaratmaktır.
2.KİTABIN ÖZETİ: Balkan Savaşının ardından bazı Türk köyleri yıkıma uğramıştır. Bulgar kökenli binbaşı Radko Balkaneski’nin bu yıkımda çok büyük payı olmuştur. Bu binbaşı
Galatasaray Sultanisini tamamlamış , iyi eğitim görmüş bir şahıstır .
Serez’ de yaşayan Türkler çok zengindiler. Bu binbaşının gayesi buradaki Müslümanların kaçamayanlarını
yakalamak , ilk önce işkence ile kasalarındaki ve bankalarındaki servetlerini
alıp , bu paraları Bulgar okullarına vermekti
. Daha sonra Türkler vaftiz edilip Hristiyan
yapıldıktan sonra katledilecekti .
Binbaşı Rako’ nun başka bir maksadı bu köylerdeki en güzel Türk kızını seçmektir.Binbaşıya göre 45
yaşından fazla olan kadınlar ve 60 yaşından fazla olan erkeklerin vaftiz
edilmesi uygun değildir. Genç bir Türk
kadınının karnında on beş tane düşman büyüttüğü
fikrindedir . Bu sebeple bir genç kadını ya da bir kızı katletmek on beş tane birden düşman yok
etmek demektir.
Binbaşı Radko’ nun en ağır işkencesi
insanları soyundurup, kasaturayla vücutlarını parçalayarak ateşe atmaktır. Çünkü vücudu yarılan adam
ateşte çok hızlı yanmaktadır.
Bir gün binbaşı Radko köyde bulunan
45 yaşından küçük kadınları toplatıp
bunlara işkence etmeye karar verir. Kadınlara soyunmalarını emreder . Kadınlar
bu emir karşısında direnirler . Radko kucağında çocuk olan bir kadının çocuğunu
alır ve ateşe atar. Kadın bunun ardından Radko’ nun boğazını sıkmaya çalışır.
Ama komitalar buna mani olurlar.Kadını ellerinden tutup karnını kasaturayla yararak
ateşe atarlar.
İşkencelerden en meşhuru ise “canlı
çukur” ismini verdikleri yöntemdir. İlk önce yere kilolu bir kadın yatırırlar,
onun üstüne beğendikleri diğer ikinci bir güzel kadını yatırırlar ve bu üstteki
kadını alttaki kadına bağlarlardı. Bu kadının karnını kasatura ile yararlardı .Kadın
bu şekilde bir iki saat süresince inleye inleye, kıvrana kıvrana ölmekteydi.
Bütün bu yaşananlar yanı sıra Binbaşı
Radko tüm köyü gezerek köydeki en güzel Türk kızını bulmaya çalışmaktadır.
Herkesten aldığı isimlerden en çok dikkat çekeni Hacı Hasan Beyin kızı Lale
Hanım, Müderris Ahmet Efendinin kızı Naciye Hanım ve Kadri Ağanın kızı İclal
hanımdır.
Bunlardan Naciye Hanım kumral, Lale
Hanım beyaz, İclal Hanım ise esmer
tenlidir.Bu kızlardan Lale Hanımı beğenir .Ve onu dünya güzeli olarak
ilan eder .
Hemen Lale Hanımın babası Hacı Hasan Beyi çağırtır .Ona evlerini birkaç günlüğüne
çarın oğlu ziyarete geleceği için kullanacağını söyler. Ayrıca evde yalnızca
kızı Lale Hanımın hizmetçilik yapmasını ve onun haricindeki herkesin evden çıkmasını
söyler. Hacı Hasan Bey kabul etmek
zorunda kalır . Hemen kızını evde bırakıp evden oğlu ve karısıyla beraber
ayrılır. Binbaşı Radko Hacı Hasan Beyin evine
gidip kapıya vurur . Lale Hanım
kapıyı açmamak konusunda direnir . Radko niyetinin kötü olmadığını yalnızca
çarın oğlunun gelerek birkaç gün için evde misafir kalacağını söyler. Lale Hanım bu sözlere inanmaz ve
kapıyı açmamakta direnir . Binbaşı Radko, bir daha niyetinin kötü olmadığını yalnızca
evi birkaç dakikalığına gezip görmek olduğunu
bütün kibarlığıyla söyler. Lale Hanım nihayetinde dayanamayarak kapıyı
açar.
Radko içeri girince Lale Hanımı tam
kafasında düşlediği gibi bulur.Evin odalarını incelemeye başlarlar. Birkaç odaya baktıktan sonra artık
dayanamayarak Lale Hanıma sataşmaya kalkar.Lale Hanım Radko’ nun bu hareketleri karşısında tüm
kuvvetiyle direnir. Radko zorla onu
öpmeye kalkar . Lale Hanım'ı kucaklayarak yatağa götürür. Lale Hanımın
artık bu tacizlere dayanacak kuvveti kalmaz. Aklına bir fikir düşer. Artık çok bunaldığını
ve biraz hava alması gerektiğini söyler.
Radko nihayet Lale Hanımın yola geldiğini zannederek mutlu olur .Ona hava
alması için müsaade eder . Lale Hanım açık pencereye doğru yönelir ve hiç
düşünmeden kendisini pencereden aşağıya çalılıkların arasına atıverir.
Bunu gören Radko kızgınlığından ne yapacağını bilmez. Hemen pencereden
aşağıya bakar. Lale Hanımın yerde ölü bir biçimde uzandığını görür.Koşa
koşa aşağıya iner ve Lale Hanımın cansız
bedenini görür . Onu alarak yeniden yatağa götürür. Ölmüş olmasına rağmen ,
vücudunun hala sıcak olduğunu düşünerek
ona taciz etmeye kalkar. Tam o esnada bir komita gelir ve aşağıdan Binbaşı Radko
diye bağırır . Hemen apar topar aşağıya gider . Komita Radko’ ya vaziyeti öğrenmek için geldiğini söyler.Bu arada Lale
Hanımın bedeni soğumuştur. Ona hiçbir
şey yapamamasından dolayı sinirinden
etrafı kırıp döker.
3.KİTABIN ANAFİKRİ : Balkan Savaşı esnasında, halk çok ağır işkencelere tabi tutulmakta, eli kolu bağlı kalması
ve hiç kimseden manevi destek alamaması sebebiyle, zorla nasıl
Hristiyanlaştırılıp öldürülmesidir.
4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Binbaşı Radko Balkaneski: Çok zeki
ve akıllı bir adamdır . Fakat halka ettiği zulüm ve işkence onun acımasız, hissiz
ve kişiliksiz biri olduğunu bize göstermektedir.
Hacı Hasan Efendi : Maddi
durumu iyi olan bir adamdır . Halk tarafından sevilen iki çocuğu ve karısıyla
geçinip giden bir adamdır .
Lale Hanım : Taartışmasız bir şekilde köyün en güzel kızıdır . Ailesi
tarafından iyi büyütülmüş kültürlü bir
kızdır. Yapılan bu işkencelere boyun eğmektense ölmeyi tercih eder .
5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Tarihimizden
bir kesiti anlatması sebebiyle güzel ve ilgi çekici bir eser . Yaşanan gerçek
olaylar sade , anlaşılır ve çarpıcı bir dille anlatılmıştır . Çok akıcı ve sürükleyici
bir kitap. Herkesin bu kitabı mutlaka okumasını isterim .
6.YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ : Ömer
Seyettin; Gönende, 11 Mart 1884'te dünyaya geldi . Dağıstan'dan göç etmiş bir Türk ailesinin evladı olan Ömer Şevki
Bey'in çocuğudur . Dört yaşında mahalle mektebine yazıldı . 1892'de İstanbul'da
Yusufpaşa'daki Mekteb-i Osmani'ye başladı . 1893 yılında Eyüp semtindeki Askeri
Rüştiye'de subay çocukları için açılan özel sınıfa kaydı yapıldı .
Romanları: Ashab-ı Kehfimiz (1918),
Efruz Bey (1919), Harem (1918)
Hikayeleri: Ölümünden sonra ilk defa Ali Canib Yöntem tarafından derlendi (1926). Ahmet Halit Kitabevi 9 ciltte topladı (1938), Şerif Hulusi hikayeleri yeniden inceleyerek notlarla 10 cilt (1950), Rafet Zaimler Yayınevi 30 hikaye ilave ederek 11 cilt halinde yayımlandı. Tüm hikayelerini Bilgi Yayınevi yayımladı.
İncelemeleri: Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset (Tarhan takma adıyla, 1912), Yarınki Turan Devleti (1914), Türk Mefkuresi (Ayın Sin rumuzuyla, 1914). İncelemelerin hepsini Sakin Öner bir araya getirerek yayınladı (1975).
Hikayeleri: Ölümünden sonra ilk defa Ali Canib Yöntem tarafından derlendi (1926). Ahmet Halit Kitabevi 9 ciltte topladı (1938), Şerif Hulusi hikayeleri yeniden inceleyerek notlarla 10 cilt (1950), Rafet Zaimler Yayınevi 30 hikaye ilave ederek 11 cilt halinde yayımlandı. Tüm hikayelerini Bilgi Yayınevi yayımladı.
İncelemeleri: Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset (Tarhan takma adıyla, 1912), Yarınki Turan Devleti (1914), Türk Mefkuresi (Ayın Sin rumuzuyla, 1914). İncelemelerin hepsini Sakin Öner bir araya getirerek yayınladı (1975).
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme