Aşık Edebiyatı ve Özellikleri

İslamiyetin kabulünün ardından Türklerin sözlü geleneklerini Anadolu'da sürdürmesi ile oluşan edebiyata halk edebiyatı adı verilmektedir . Halk edebiyatını işlediği konular ve biçim yönünden incelediğimizde üç gruba ayrılır : 
------------------------------------------------------------ 
1) Aşık Edebiyatı : Kam, baksı gibi adlar verilen şairler tarafından İslamiyetten önce sürdürülen bu gelenek , İslamiyetin kabulünden sonra " aşık " adı verilen şairler tarafından devam ettirilmiştir . Aşık edebiyatı dörtlükler halinde hece ölçüsü kullanılarak yazılan şiirlerden oluşmuştur . Aşıkların yazdığı şiirler " cönk " adını verdikleri defterlere kaydedilmiştir .  SDili sade olan aşık edebiyatında şiirlerin son dörtlüğünde şairler mahlaslarını ( lakap , takma ad ) kullanmışlardır . Aşık edebiyatına ait şiirlerde aşk, ayrılık, özlem vb. lirik temalar ağır basmaktadır . Koşma, ninni, semai, mani, varsağı gibi nazım türlerinin kullanıldığı aşık edebiyatında 17. yy'dan sonra divan edebiyatının etkisi hissedilmeye başlamıştır . 

- Koşma : Çoğunlukla hecenin 11'li ölçüsüyle yazılan koşmalar aşık edebiyatının en çok tercih edilen nazım biçimi olmuştur . 3 ila 5 dörtlük halinde yazılan koşmaların son dörtlüğünde şair mahlasına yer vermektedir . Kafiye düzeni  ise abab, cccb, dddb… biçiminde  olmuştur.  Koşmalar işledikleri konular bakımından taşlama (yergi), güzelleme (insan ve doğa sevgisi), koçaklama (yiğitlik),  ağıt (ölenlerin arkasından) gibi isimler alır.
Koşma Örneği 
Vara vara vardım ol kara taşa,
Hasret ettin beni kavim kardaşa,
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa,
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm 
Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm  (Karacaoğlan)
 Varsağı : Güney bölgelerimizde yaşayan halkın kendine özgü bir ezgi ile söyledikleri türkülerin farklı bir formatına verilen addır . "semai" türüne dörtlük sayısı ve kafiye düzeni bakımından benzerlik göstermektedir . Varsağılarda " hey , bre " gibi kelimelerle yiğitçe bir üslup kullanılır . "Karacaoğlan " bu nazım biçimin edebiyatımızda en çok kullanan aşık olmuştur . 
Muamma : Bir olay ya da bilginin üstü kapalı bir biçimde anlatılarak okuyucu tarafından anlaşılması beklemek şeklinde yazılan manzum bilmecelere muamma denir . 
 Nasihat : İnsanlara bir şeyler öğretmek ve ya öğüt vermek amacıyla yazılan şiirlere nasihat adı verilmektedir .
 Semai : Hecenin 8'li ölçüsüyle (4+4 duraklı ve ya duraksız ) yazılan şiirlere verilen addır . Dörtlük sayısı 3 ila 5 arasında değişebilmektedir . Koşmalar ile aynı kafiye düzenine sahiptir . Güzellik, insana ve doğaya duyulan sevgi gibi konular semailerde ağırlıklı olarak işlenmiştir  Koşmalar ve semailer arasındaki fark koşmaların hecenin 11'li kalıbıyla semailerin ise hecenin 8'li kalıbıyla yazılmış olmalarıdır . Kendilerine has bir ezgi ile söylenmektedirler . 
Semai Örneği
Gönül gurbet ele çıkma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez
Yöğrüktür bizim atımız
Yardan atlattı zatımız
Gurbet ilde kıymatımız
Ya bilinir ya bilinmez
Bahçemizde nar ağacı
Kimi tatlı kimi acı
Gönüldeki dert ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz (Erzurumlu Emrah)
 Destan :
Dört mısralı bentler şeklinde yazılan destanların dörtlük sayısı yüzün üzerinde olan örnekleri vardır . Hecenin 11'li kalıbı ile söylenen destanların kafiye düzeni koşmalarla aynı şekildedir . Deprem , savaş , hastalık vb. konularda söylenen destanların son dörtlüğünde şair mahlasını kullanmıştır . Dörtlük sayısında sınırlama olmadığı için halk edebiyatının en uzun nazım biçimi destanlardır . 

1 yorum:

Deneme