Yalnızlık ve Umut

Yalnızlık kapana sıkışıp hapsedilmiş bir av gibidir. İnsan yaşamadıkça şerri tatmadıkça bilemez yalnızlığın nasıl bir çaresizlik olduğunu. İnsan doğduğunda, Hz Adem yaratıldığında hemen akabinde eşi olan Hz Havva’ da yaratılmıştır. Yalnız bir insan, anahtarı kaybedilmiş bir kilide benzer.


Çaresizlikler çoğu zaman yakamıza yapışıp durur. Ama bilinmelidir ki her çaresizliğinde mutlak bir devası bulunmaktadır.Nice Ferhatlar geldi dünyaya şirinsiz,Nice Leylalar geldi Mecnunsuz ve nice gözyaşları döküldü ayrı ayrı diyarlarda. Kalbin tek taraflı pompalanması, elin bile yalnız soğuması  ve bir bitkinin yalnız yetişmesi gibidir yalnızlık.


Her yalnızlığın beraberinde bir yalnızlık varsa o yalnızlığın içinde boğulan bir umut parçasıdır.Umutlarda bir çiçeğe benzemez mi? Su verirsen çiçek açar su olmasa solmadan öler. Sevgili yanındaysa yüzün güler sevgili yoksa yanında gözyaşların akar.


Yalnızlık sonsuz bir yolda yolunu kaybetmektir. Ne arayabilirsin ne de sorabilirsin.Ölüme uzanan bir eldir sanki insanı hükümlülüğe hapseden gözün bile bir çukurunun olması bize yalnız yaşanamayacağının göstergesidir. Umutsuzluğa yalnızlığa kapılsak dahi şunu asla unutmayalım. Bir yerde eşin seni bekliyo sadece biraz zaman…
Melek Gökdemir

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme