Edebiyat ile Ahlak

Edebiyat ile ahlak arasında ne münasebet vardır? Pek yakın zamanlara kadar edebiyatı “ahlak terbiye edicisi” olarak bilirdik. Ne var ki günümüzde durum böyle değildir. Mademki edebiyat güzel sanatlar arasında seçkin bir yere sahiptir ve mademki güzel sanatlardan maksat da insanlardaki güzellik duygusunu heyecana getirmektir; şu halde artık edebiyatı, ahlakı terbiye etmeye hizmet eden bir vasıta olarak tanımak doğru olamaz. Edebiyatın doğrudan doğruya ahlak ile bir bağı yoktur; aradaki ilişki “dolaylı”dır. Sanatın gerçek manası bulunduğu andan itibaren, artık edebiyatın ahlak ile olan bağı tamamen kopmuştur.
Doğrusu edebiyat, her şeyden soyutlanmış olarak incelenecek olursa, “güzellik duygusunu sağlamak”tan başka bir gayesi olamaz. Fakat hayatta bütün kurallar ve kanunlara hâkim olan bir düstur vardır: Yaşamak. Mümkün olduğu kadar iyi yaşamak... Hayatta her şey yaşamak için yapılır, hatta edebiyat bile...


O bile hayatî bir ihtiyaç sonucudur. O halde hiçbir şey yoktur ki sadece soyut olarak düşünülsün, bu gaye ile beraber düşünülmekten geri kalsın. Bundan dolayı sanatın ruhlarda meydana getirdiği heyecandan yararlanarak edebiyatı ahlaksızlık yayıcı olarak kullanmak doğru olamaz. Edebiyat ahlak hocası değildir; ancak hiçbir zaman da ahlaksızlık tellalı olmamalıdır.


Edebiyat ile ahlakın ilişkisini özetlemek için şu sözleri söyleyelim: Bir sanat eseri ahlaka aykırı olduğu için sanatın sınırları dışına çıkarılamayacağı gibi, ahlakî erdemleri sanatkârane bir şekilde anlatan bir esere de “Sanat eseri değildir.”denemez.

Yrd. Doç.Dr. Mehrali Calp

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme