Küçük Kara Balık Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


Küçük Kara Balık Kitabı İle İlgili Test Soruları ve Cevapları


1) Küçük Kara Balık neyin simgesidir?

A) Güçsüzlüğün

B) Köleliğin

C) Özgürlüğün

D) Pasifliğin

 

2) Küçük Kara Balığın annesi kaç bin yumurta bırakmış?

A) Yedi bin

B) On bin

C) Beş bin

D) Yirmi iki bin

 

3)  Küçük Balık neyi çok istiyormuş?

 

A) En hızlı yüzen balık olmayı

B) En güzel balık olmayı

C) Dünyada neler olup bittiğini görmek

D) Yemek  yemeyi

 

4)  Küçük Kara Balığın bir arkadaşı da direniş gösterdiği için onu öldürmüşlerdir. O ölen hayvanın adı nedir?

A) Salyangoz

B) Köpek balığı

C) Yunus balığı

D) Palamut

 

5)  “Eğer cahil olmasaydınız, dünyada dış görünüşünden memnun olan başkalarının da olduğunu bilirdiniz. Kendinize ait bir adınız bile yok.” sözünü kurbağalara kim söylemiştir?

A) Küçük Kara Balık

B) Küçük Kara Balığın annesi

C) Kertenkele

D) Timsah

 

6)  Küçük Kara Balık yolculuk sırasında hangi hayvana rastlamamıştır?

A) Kertenkele

B) Yengeç

C) Koyun

D) Leylek

 

7) Kertenkele, Küçük Kara Balığa  ileride tehlikelere karşı kendisini koruması için ne  vermiştir?

A) Tabanca

B) Kuş Lastiği

C) Hançer

D) Ayna

 

8) Aşağıdakilerden hangisi Küçük Kara Balığın kendi kendine sorduğu sorulardan biri değildir?

A) Irmağın  denize döküldüğü doğru mu?

B) Balıkçıllar neden bize düşman?

C) Kılıçbalıklarının kendi türlerini öldürüp yemekten hoşlandıkları doğru mu?

D) Keşke memleketimden farklı bir yere gitmeseydim de sıradan bir hayata sahip olsaydım.

 

9) Kurşun yarası olan hayvan aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kertenkele

B) Kurbağa

C) Ceylan

D) Yengeç

 

10)  Küçük Kara Balık kimi çok görmek istermiş?

A) Güneş

B) Ay

C) Yıldızlar

D) Meteorlar

 

11) Küçük Kara Balık ve diğer balıkları hangi hayvan yuttu?

A) Penguen

B) Pelikan

C) Köpek balığı

D) Timsah

 

12) Küçük Kara Balık kitabının yazarı kimdir?

A) Şermin Yaşar

B) Hatice Kübra Tongar

C) Samed Behrengi

D) Tarık Uslu

 

 Cevaplar:

1. c   2. b   3. c   4.a  5.a   6. d  7.c   8. d   9.c   10.b   11.b   12.c

Küçük Kara Balık Kitabında Geçen Alıntılar

 

Küçük Kara Balık Kitabında Geçen Alıntılar


“Küçük Kara Balık” nehirde yaşayan küçük bir balığın merak duygusu ve öğrenme isteğiyle evden ayrılmasını anlatmaktadır.  Küçük Kara Balık özgürlüğünü istemektedir. Sıradan bir hayat ona neşe vermemektedir. O da hayatı daha canlı yaşamak için dünyayı gezmeye karar veriri ve yolculuk sırasında çeşitli engeller ile karşı karşıya kalsa da deneyim sahibi olur, daha bilgili olur ve daha çok şey öğrenmeye başlar.


Küçük Kara Balık Kitabında Geçen Özlü Sözler


“Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?”

“Siz çok düşünüyorsunuz. Hep düşünmek, hep düşünmek gerekmez. Yola çıkınca korkunuz mutlaka geçer.”


“Bir gün nasıl olsa öleceğim. Ölmek önemli değil, önemli olan, yaşamımla da, ölümümle de başkaları üzerinde etkili olabilmektir.”

“Sizin gibi yaşlanmış ve cahil kalmış olmaktansa, dünyayı keşfedip bilgin balık olmak istiyorum.”

"Ben sizin bu kadar kendini beğenmiş olduğunuzu düşünmezdim doğrusu. Ama olsun, yine de sizi bağışlıyorum çünkü bu sözlerin hepsi cahillikten, bilmezliktendir."

“Görgüsüz olmasaydınız, herkesin kendine özgü beğenilen bir yanı olduğunu bilirdiniz.”

“Bir gün nasıl olsa öleceğim. Ölmek önemli değil, önemli olan, yaşamımla da, ölümümle de başkaları üzerinde etkili olabilmektir.”


“Dünya çok büyük. Her tarafı dolaşamazsın. Olsun; gidebildiğim kadar gideceğim.”

“Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği....”

Öğrenmek Pahalıdır Ama Cehalet Ondan Da Pahalıdır

 

Öğrenmek Pahalıdır Ama Cehalet Ondan Da Pahalıdır


Kuran-ı Kerim’in ilk emri okudur. Çünkü insan okuyarak kendini değiştirir, geliştirir ve yeniler. Okumak insanı bilim yolunda, ilim yolunda ileriye götürür. Kuran okumayı, öğrenmeyi emretmiştir. Öğrenmek ise pahalı bir eylemdir. Çünkü insan öğrenene kadar alın teri döker ve bir yerlere gelir. Böylece kendi ayakları üzerinde durmaya başlar. 


Öğrenmek için, iyi bir yerlere gelmek için hem zamanımız geçer, hem de  paramız gider ama iyi bir yerlere geldiğimiz zaman bunların bir önemi kalmaz. Çünkü artık çalışkan, sorumluluk sahibi ve bilgili bir insan olmaya başlamışızdır. Öğrenmek pahalıdır ama cahil olmaktan son derece iyidir. Çünkü cahil olarak karanlık bir girdap içinde kalmak insanı daha da geriye götürür ve cahil insandan her türlü cahillik de beklenebilir. Bilmediği için kendi başına ve içinde yaşadığı toplumun başına büyük belalar açabilir cahil kimseler. Cahil kimselerin verdiği zararı kimse veremez. Çünkü cahiller kendilerini bilgin zanneden, öğrenmeye kapalı dar kafalı kimselerdir. Bunun için cahiller büyük hatalar yapar ve bu hataların bedelini de kimi zaman hepimiz ödemek zorunda kalırız. Bunun için öğrenmeli, okumalı, kendimizi geliştirmeliyiz. 


Aydın insan, ahlaklı insan, okuyan ve sorgulayan insanlardan olmalıyız. Hz. Ali (r.a.) şöyle der: “İki tip insan beni çok endişelendirir. Bunlar, hayasız âlim ile câhil âbiddir. Çünkü birincisi hayâsız davranışlarıyla insanları ilimden soğuturken, câhil âbid, zâhidâne yaşayışıyla insanları bilgisizliğe teşvik etmiş olur.”

Erich From Sözleri

 

Erich From Sözleri


Erich Fromm, Yahudi kökenli Almanya doğumlu Amerikalı ünlü bir psikanalist, sosyolog ve filozoftur. Ruh bilimine Marksist-sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir.


Erich Form sözleri şunlardır:


Bilmek ve hala bilmediğimizi düşünmek en yüce marifettir. Bilmemek ve buna rağmen bildiğimizi düşünmek bir hastalıktır.

Açgözlülük içsel bir boşluğun sonucudur.

Milyonlarca insanın aynı kötülükleri paylaşması o kötülükleri erdeme dönüştürmez; aynı hataları yapmaları, o hataları doğru kılmaz. 

Derin ve ihtiraslı sev. Kalbin kırılabilir ama hayatı dolu dolu yaşamanın tek yoludur.

Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir. İnancı az olanın sevgisi de azdır.


Günümüzde insanların mutluluğu “eğlenmeğe” dayanmakta. Eğlenmenin altındaysa “almanın”, tüketmenin doygunluğu yatmaktadır.  

Erkekler zaferin, kadınlar ise yenilginin karakter özelliklerini taşıdıkları için, kadın-erkek ilişkilerinde, üstünlük ve yenilgi özelliklerini taşımayan bir beraberliğe rastlamak mümkün olmamaktadır.

Çaresiz birini sevmek, yoksul ve yabancı birisini sevmek, kardeş sevgisinin ilk adımıdır.

Anne sevgisi koşulsuzdur, koruyucudur, sıcak bir sığınaktır. Koşulsuz olduğu için denetlenemez ya da elde edilemez.

 İnsanın varoluş sorununun en sağlıklı ve doyumcul yanıtı sevgidir, dolayısıyla sevginin gelişimine yer vermeyen bir toplum gelecekte insan doğasının bu temel gereksinimini gözden kaçırdığı için yok olacaktır.

Haset, kıskançlık, hırs, her çeşit açlık, bunların tümü tutkudur.  

Şüphesiz ki kendiniz için alacağınız en doğru karar, kendini vazgeçilmez zanneden herkesten, sonsuza dek uzaklaşmanızdır.    

Yalnızca büyüyüp, otoriteye bağımlı ve otoriteden korkan çocuklar olmaya bir son verirsek kendi varlığımız üzerine düşünmeye cesaret edebiliriz.   

Filozofların çoğu, yaşadıkları zamanın yöneticilerine karşı itaatsizlik etmemişlerdir. Sokrates ölerek itaat etti, Spinoza yetkililerle çatışma durumuna düşmemek için kürsüsünden ayrıldı, Kant sadık bir yurttaştı, Hegel gençliğindeki devrime olan sempatisini terk edip son yıllarında devleti yüceltmişti. Ama bütün bunlara rağmen, Prometeus onların piriydi.


Gerçek hiçbir zaman şiddet tarafından çürütülemez. Günümüzde insanların mutluluğu "eğlenmeye" dayanmakta. Eğlenmenin altındaysa "almanın", tüketmenin doygunluğu yatmaktadır.      

Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığının gücü yattığı için bu, böyledir.  

Çok Değerli Bir Şeyini Kaybettiğinde Ne Gibi Duygular İçinde Olursun?

 

Çok Değerli Bir Şeyini  Kaybettiğinde Ne Gibi Duygular İçinde Olursun?


Kaybettiğim değerli bir şeyim  vücudumun herhangi bir parçası olabilir, aileden en sevdiğim annem, babam ve kardeşlerimden biri olabilir. En yakın arkadaşımın başına büyük bir kötü olay gelebilir. Bir kaza haberi, bir ölüm haberi gelebilir. Sevdiklerime bir şey olduğu zaman ilk önce canım çok yanar ve büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı içinde olurum ve hemen ağlamaya başlarım. Çünkü yaşadığım şeyin şokunu henüz atlatamadığım için bağıra bağıra ağlamaya başlarım. Diğer günlerde ise içimde hüzün olur. 


Değerli bir yakınımı kaybettiğim için içime kapanabilirim, kimseyle konuşmayabilirim ama hayatın da bu şekilde gitmemesi gerektiğini düşünürüm ve acı da olsa kendimi toparlamaya çalışırım.  Çaresizlik duygusu içinde hissederim, kimsesiz kalmış gibi olurum. Kaybettiğim değerli şey bir eşyam ise bun da üzülürüm. Mesela günlüğümü kaybettiğim için çok mutsuz olurum. Çünkü o günlükte benim anılarım vardır, ailemle yaşadığım güzel günlerin anlatılması vardır, arkadaşlarımla yaşadığım güzel anılar vardır. Bunun için de çok üzülürüm.


 Kaybettiğim değerli bir şey saatim olursa, param olursa, kalemim olursa vb bunlar için o kadar fazla üzülmem ve sadece çok az üzülürüm ve üzüntüm kısa sürede geçer ve hayatıma devam ederim.

Adil Bir Kişinin Sahip Olması Gereken Özellikler

 

 Adil Bir Kişinin  Sahip Olması Gereken Özellikler


"Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman daha iyidir der."  Mahatma Gandhi

"Hayatımın en mühim prensibi, kimseye hiçbir şekilde adaletsiz davranmamaktır. der." Socrates.

Adalet bir toplumun temel yapı taşıdır. Bir toplumda adalet olmadığı zaman ahlak da zamanla ortadan kalkmaya başlar. Adil bir kişi hakkını ara, başkalarının da hakkını yemez.  Adil bir kişinin sahip olması gereken özelliklere baktığımızda şunları sıralayabiliriz:


* Adil insanlar yalanı sevmezler bunun için de yalan söylemezler ve  her durumda doğrudan ve haktan yana olurlar.

* Her durumda gerçekleri savunurlar.

* Kişiler hakkında karar verirken tarafsız olurlar.

* Hak edene hakkını teslim ederler ve insanların güvenini boşa çıkarmazlar ve kimseyi arkadan hançerlemezler.

*Haksızlığa karşı tepki gösterirler ve haksızlığa asla boyun eğmezler, sonuna kadar giderler.

*İnsan ayrımı yapmazlar ve herkese eşit bir şekilde yaklaşırlar.

* Her konuda adaletli davranırlar, hiçbir şekilde taraf  tutmazlar.

 

Allah adil olmak ile ilgili Kuran’da şöyle bildirmiştir:

Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8)