okuma güçlükleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
okuma güçlükleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Okuma Güçlükleri

 

Okuma, yazılı veya basılı işaretleri, belli kurallara uyarak seslendirmektir. Okumasını bilmek, yazılı bir parçanın gizlediği fikir. duygu ve düşünceleri kavramaktır. Şu halde okumak, basit bir çözümleme tekniği değil, tüm organizmayı harekete geçiren bir öğrenme çabasıdır. Tüm organizma derken, okuma sırasında görme, işitme fonksiyonlarının ve zihinsel yeteneklerini faaliyete geçtiğini biliyoruz, bunlar da bize okumanın ne kadar karmaşık, bir süreç olduğunu kanıtlamaktadır.                                                                                 Okuma işlemi, gözün, ses organlarının ve zihnin iyi bir şekilde uyum içinde çalışmasına bağlıdır. Eğitim öğretim faaliyetlerinin en önemli parçalarından birisi okuma eğitimidir.  Bu karmaşık süreçte beraberinde problemleri getirebilmektedir. Bu problemlerin en önemlisi okuma güçlüğüdür. Yıllarca iki tür okuma güçlüğünden bahsedilmiştir. Bunlardan birincisi okuma ve yazmanın zayıf olduğu (alexia ile birlikte agraphia), ikincisi ise yazmanın ve diğer dil fonksiyonlarının normal olmasına rağmen okuma yeteneğinin zayıf olması (alexia). Son yıllarda üçüncü tip alexia ortaya çıkarılmıştır. Alexia’nın bu çeşidi, sözdizimini kavrama rahatsızlığı olarak tanımlanabilir.(Benson, 1983; 20) Alexia okuduğunu anlayamamadır (Tanrıdağ, 1995; 47), var olan bir becerinin merkezi sinir sisteminde bir yaralanma, çarpma sonucu tamamen veya geçici olarak kaybolması olarak tanımlanır.(Özsoy,1981; 341) Okuma güçlüklerinin çocuklukta beynin bir bölümünün hasar görmesi sonucu ortaya çıktığı sıkça vurgulanmaktadır. (Pitchford, Funnell, 1999; 573) Sol hemisferi hasara uğramış 32 çocuk üzerinde yaptıkları çalışmalarında çocukların % 56,3’ünün okuma güçlüğüne sahip, % 28,1’inin ise ciddi disleksi oldukları rapor edilmiştir.( Pitchford, Funnell, 1999; 573)

Okuma güçlüğü çocuk okula başladığında farkedilir. Erkek çocuklarda kızlardan daha fazla görüldüğü gözlenmiştir.(Özsoy, 1981; 342) Pek çok  insanın inandığının aksine okuma güçlükleri kız ve erkek çocuklarını yaklaşık olarak aynı oranda etkiler.

 

 

Okuma bozukluğunda çocuğun zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önüne alındığında çocuğun ondan beklenen seviyenin önemli derecede altında okuma becerisi göstermesidir. Okuma bozukluğu olan çocuklarda sesli okumada çarpıklıklar, yanlış sözcük kullanma ve sözcük atlamaları olur.

Rayner ve Pollatsek’e göre (1989) okuma güçlüğüne sahip çocuklar üç grupta sınıflandırılabilir:


1.      Zayıf Okuyucular: Normal IQ’ye sahip olup beklenen düzeyden 1-2 yıl düşük olanlar,

2.      Disleksili Okuyucular: Normal IQ’ye sahip olup beklenen düzeyden 2 veya daha fazla yıl düşük olanlar,

3.      Geri Kalmış Okuyucular: IQ’su 80 veya altında olup beklenen okuma düzeyinin gerisinde olanlar.(Bernal and others,2000; 12)

Ekwall ve Shanker’a (1988) göre öğrenme güçlüğüne sahip olan çocukların okuma problemlerinden bazıları şunlardır:

1.      Okurken harfleri veya kelimeleri geriye çevirirler.Örneğin “b” harfini “d” olarak seslendirir.

2.      Çok kısa süreli hafızaya sahiptirler.

3.      Dikkatlerini yoğunlaştıramazlar.

4.      Duygusal yönden zayıftırlar.

5.      Düşünmeden, kafadan atarak okurlar.

6.      Yetersiz göz-motor koordinasyonuna sahiptirler.7.

8.      Alfabeyi öğrenmede zorluk çekerler.

9.      Yazılanları kopyalamada zorluk çekerler.

10.  Yeni sözcükleri öğrenmede zorluk çekerler.

11.  Anlatılan bir hikayeyi tekrarlamada zorluk çekerler.(Koçkar,2001; 29)

12.  Bazı kelimeleri öğrenebilmelerine rağmen harflerin sembolleri ile sesleri birleştirmede güçlük çekerler.

13.  Kelimedeki ayrıntıları göremeyebilirler.”Köpek” ,“kepek”,”kaçak” ve hatta “kayak” kelimelerini ayırt edemeyebilirler.

14.  Sağ, sol, yukarı, aşağı kavramlarını karıştırırlar. (Özsoy , 1981; 342-343)

Okuma güçlükleri problemin ciddiyetine göre sınıflandırılabilir:


1.      Genel Okuma Gecikmesi: Bu çocuklar diğerleri ile karşılaştırıldığında önemli ölçüde diğerlerinden geride kalmıştır. Okumalarında yanlışlık yoktur fakat tam olarak olgunlaşmamıştır.

2.      Özel Okuma Gecikmesi: Okuma modellerinde belirli sınırlar olanlar için kullanılan bir sınıflamadır. Temel okuma becerilerinde yetenekli iken bir veya birkaç okuma çeşidinde olgunlaşamamıştır.

3.      Sınırlı Okuma Güçlükleri: Temel okuma becerilerinin eksikliğidir, bu beceri eksiklikleri okumanın olgunlaşmasını engeller.

4.      Karma Okuma Güçlükleri: En ciddi okuma güçlüğüdür. Temel okuma becerilerinin eksikliğinden dolayı okumaları gelişemez. (Band, Tinker, Wasson and Wasson, 1989; 43-45)

 

Alıntıdır....

 

 

Okuma Güçlüklerinin Sebepleri

 

            Okuma sırasında karşılaşılan güçlükler, fizyolojik, psikolojik, sosyo-kültürel ve eğitimle ilgili faktörlerdir. 

Fizyolojik sebepler: Okumayı engelleyen fizyolojik sebepler şaşılık, renk körlüğü, yakını görememe (hipermetropi) veya uzağı görememe (miyopi) ve göz kaslarındaki bazı bozukluklardır.

Psikolojik sebepler: Çocuğun okumaya hazır olmayışı, utangaçlığı, isteksizliği, kendine güvensizliği, yeterli zihnî donanıma sahip olmaması; aile içindeki huzursuzluk; öğretmen ile öğrenci arasındaki iletişim yetersizliği ve öğretmenin sınıf etkinliklerini katı bir tutumla düzenlemesi okumayı psikolojik olarak olumsuz yönde etkiler. Okuma sırasında ortaya çıkan kekeleme veya okuduğu kelime ve kelime gruplarını tekrar etme, okurken başa dönme, ıkınıp sıkılma, hımmm... ııı...ııı… eee...eee… gibi sesler çıkarma, düzensiz soluk alıp verme gibi davranışların kaynağında büyük ölçüde psikolojik bozukluklar rol oynamaktadır.

            Çocukların bedensel gelişiminde ortaya çıkan duraksama ve yetersizlikler, çocuğun sürekli olarak hastalanması gibi faktörler okuma becerisinin gelişmesine engel olabilir.

 Eğitim ortamında var olan olumsuzluklar: Çocuğun içinde bulunduğu okul ortamı ve çevre şartlarının elverişsiz olması da okumada istenilen düzeye ulaşmasını engelleyebilir. 

 

            Evde ve çevrede Türkçe’nin doğru konuşulmaması, aile içindeki çatışma, ekonomik sıkıntı, aile ve çevrenin kültür seviyesinin istenen düzeyde olmaması okuma becerisinin gelişmemesine yol açan sosyal ve kültürel nedenlerdir.

            Sosyal yapıdaki bozukluklar: Sınıfların kalabalık olması; metinlerin pedagojik bakımdan ilgi çekici, dil ve anlatım bakımından sağlam olmaması; uygulanan yöntem ve tekniklerin öğrencilerin öğrenme yeteneklerine ve düzeylerine uygun olmayışı; öğretmenlerin etkinlikleri plânlı ve programlı bir şekilde sürdürmemesi gibi faktörler, okuma becerisinin gelişmemesinin eğitimle ilgili sebepleri arasında yer alır. (Karakuş, 2002, s. 78)    

Öğretmen kendi görev ve sorumluluğu çerçevesinde okul yönetimi, ana babalar, okul aile birliği ve yakın çevredeki eğitimle ilgili şahıs, kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde hareket ederek okumaya engel olan etmenleri ortadan kaldırmaya çalışmalıdır.

 

Yrd.Doç.Dr. Mehrali Calp