divan nesri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
divan nesri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Divan Nesri ve Edebi Nesir

Divan Nesri ve Edebi Nesir Hakkındaki Görüşlerim:

Divan nesri, konudan ziyade biçime önem vermiştir. Nesirler, biçim olarak olağanüstü bir şekilde yazılmaya çalışılmıştır. Yazarlar,  şairane cümleler kurma peşindedir. Divan nesrinin dili ağır ve kapalıdır. Özellikle sanatlı ve mecazi söyleyişler sıkça kullanılmaktadır. Bu sanatlı ve mecazi söyleyişler, süs unsurunu kuvvetlendirmek içindir.
           
Divan nesrinin önemli özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

  1. Bu nesir, Türkçe,  Arapça ve Farsça karışımıdır. Yazarlar, sadelik kuralını hiçe sayıp ağdalı bir biçimde yazmayı her şeyden yeğ tutarlar. Meydana gelen nesri anlamak bir hayli güçtür. Hatta çok zaman imkânsızdır.
  2. Divan nesri uzun cümlelerle örülmüştür. Noktalama işaretleri kullanılmaz. Cümleler çok zaman (-ip, -erek, -icek…) gibi bağ-fiillerle birbirine bağlanarak uzun dizilerin oluşumu sağlanır.
  3. Divan nesrinde Türkçe cümle kuruluşuna dokunulmamıştır.(Özne–Tümleç–Yüklem)[*] sırası her ne kadar bozulmamış ise de, cümle içine çok sayıda Arapça, Farsça tamlamalar katılmış, cümlenin anlaşılması güçleştirilmiştir.
ç.         Fikirden çok süse önem verilmiştir. Bu süs art arda getirilen isim ve sıfat tamlamalarıyla oluşmuştur. Bol bol “seci” kullanılmıştır.
d.          Divan nesrinin bir adı da “Osmanlıca”dır.

1. EDEBİ NESİR

Edebi nesir ise, divan nesrinin en şatafatlı nesir türüdür. Biçimde mükemmellik ve olağanüstülük söz konusudur. Yazar, bu nesir türünde bütün maharetlerini konuşturur ve şairane bir üslupla hareket eder. Bu nesir türü, divan nesrinin biçim özelliklerinin harikulade bir şekilde kullanıldığı nesir türüdür. Edebi nesrin terim adı  ‘inşa’dır. İnşa yazanlara  ‘münşi’  denir. Münşinin kaleme aldığı inşalara ‘münşeat’ adı verilir. Sinan Paşa, Lamii Çelebi, Veysi ve Nergisi en önemli münşilerdir.   

Divan nesrinin en yapmacıklı ve en gösterişe kaçan koludur. Fikir daima ikinci plandadır. Başlıca amaç,  şatafatlı bir anlatımdır. Bunun için de grup halindeki isim ve sıfat tamlamaları, hiç duyulmamış Arapça ve Farsça kelimelerin kullanılması anlatımı süse boğar. Böyle bir tutum çok kez anlaşılma imkânını tamamen ortadan kaldırır. Yazarların bütün didinmeleri “şairane” olabilmeyi sağlamaktır.
Edebi nesrin terim olarak adı ‘inşa’dır. İnşa yazanlara ‘Münşi’ denir. Münşinin kaleme aldığı inşalara ‘Münşeat’ adı verilir.
Önemli münşileri şöyle sıralayabiliriz: Sinan Paşa, Lamii Çelebi, Veysi, Nergisi
Yrd.Doç.Dr. Mehrali Calp

DİVAN EDEBİYATINDA NESİR (DÜZYAZI):

 DİVAN EDEBİYATINDA NESİR (DÜZYAZI):


 

 1. Sade Nesir




  • Halkı eğitmek ve bilgilendirmek için yazılan sade bir dille yazılmış nesirlerdir.

  • Bu nesirde; halka yönelik masal, efsane, öykü, destan, dinî ve tasavvufî konular işlenir.

  • Aşıkpaşazade, Mercimek Ahmet (Kabusname), Kul Mesut (Kelile ve Dimne) Evliya Çelebi (Seyahatname)...



   2. Orta Nesir




  • Genellikle Tarih ve bilim kitaplarında görülebilen nesirdir.

  • Ustalık göstermek amacı olmadığı hâlde yine dedili sade nesirden ağırdır.

  • Katip Çelebi’nin bazı eserleri ve Naima Tarihi, Aşıkpaşazade,, Ebülgazi Bahadır Han, Peçevi, Mütercim Asım



   3. Süslü (Sanatlı) Nesir




  • Bu nesre medrese öğrenimi görmüş, Osmanlıca’yı iyi bilen yazarlar yönelmiştir.

  • Bu nesirde; seci (düz yazıda kullanılan kafiye), söz ve anlam sanatları ve uzun cümleler görülür.

  • Dil, yabancı sözcükler  ve ağır tamlamalarla yüklüdür.

  • Sanatçı ustalığını gösterme amacı güder.

  • Ahlâk ve felsefe konularının işlendiği eserlerde , mektuplarda ve tezkirelerde görülür.

  • En güzel örneklerini veren yazarlar şunlardır: Sinan Paşa (Tazarruname), Veysî, Nergisî...


  Tezkire:




  • Ünlü kişilerin hayatının (biyografilerinin) toplandığı eserlerdir.

  • Tezkiretü’ş-şuara / tezkire-i şuara (şair), tezkiretü’l evliya (evliya), tezkiretü’l-hattatin (hattat), tezkire-i ilmiye (alim), tezkire-i musikişinasan (müzik sanatçıları)

  • Tezkireler ilk defa Acem(İran) edebiyatında ortaya çıktı.

  • İlk tezkiretü'ş-şuara’sını Ali Şir Nevai yazdı: Mecalisü'n-Nefais



  Tarih:




  • Tarihi olay ve kişilerin anlatıldığı eserlerdir.

  • Örnek: Naima Tarihi,Peçevi Tarihi,  Tarih-i Cevdet...




Sefaretname:





  • Siyasî bir görevle yurtdışına gönderilen kişilerin  gittikleri yerleri anlattığı eserlerdir.

  • Eser: Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi- Sefaretnamesi




Seyahatname:





  • Yazarların gezip gördükleri yerleri siyasi,kültürel,coğrafi olarak anlattıkları eserledir.

  • Seyahatnameler tarihi bir belge niteliği de taşırlar.

  • İki eser: Piri Reis-Kitab-ı Bahriye; Evliya Çelebi-Seyahatname


 

  Siyasetname:




  • Yöneticilik sanatına alakalı bilgiler ve yöntemler veren edebi eserlerdir.

  • En önemli ve ilki ise Yusuf Has Hacib’in Kudatgu Bilig adlı kitabıdır.

  • Siyasetnamelerin en ünlüsü muhakkak ki  Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün Siyasetname’sidir.



  Münazara:




  • Birbirine zıt  iki öğenin ya da karşıt iki görüşün karşılaştırıldığı yapıtlardır.

  • Şiir ya da düzyazı olarak yazılabilir.



  Münşeat:


Mektuplardan ya da farklı konulardaki düzyazılardan oluşur.

a. Resmi yazılardan oluşan münşeatlar

b. Her türden kişinin mektuplarından oluşan münşeat

C. Şairlerin mektuplarından oluşan münşeatlar.

 

  Surname:



  •   Düğün törenlerinin anlatıldığı eserlerdir.


  Gazavatname:



  •   Kahramanların savaşlarının anlatıldığı eserlerdir.


  Evliya Tezkiresi:




  • Din büyüklerinin gerçek ya da efsaneleşmiş hayatları ve kerametlerinin anlatıldığı eserlerdir.

  • Vaazlar ve ahlaki öğütler de yer alır.

  • Sinan Paşa (Tezkiretü’l-Evliya), Ahmed Hilmi (Ziyaret-i Evliya)



  Kısas-ı Enbiya:




  • Peygamber kıssalarının anlatıldığı eserlerdir.



  Siyer:




  • Hz. Muhammed’in ve dört halifenin hayatının anlatıldığı eserlerdir.



  Hilye:




  • Peygamberimizin iç ve dış özelliklerinin anlatıldığı eserlerdir.



Sabah Dershanesi Alıntı..............................................

 


Divan Nesri ve Edebi Nesir

 

 

Divan Nesri ve Edebi Nesir Hakkındaki Görüşlerim:

 

Divan nesri, konudan ziyade biçime önem vermiştir. Nesirler, biçim olarak olağanüstü bir şekilde yazılmaya çalışılmıştır. Yazarlar,  şairane cümleler kurma peşindedir. Divan nesrinin dili ağır ve kapalıdır. Özellikle sanatlı ve mecazi söyleyişler sıkça kullanılmaktadır. Bu sanatlı ve mecazi söyleyişler, süs unsurunu kuvvetlendirmek içindir.

           

Divan nesrinin önemli özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

 

  1. Bu nesir, Türkçe,  Arapça ve Farsça karışımıdır. Yazarlar, sadelik kuralını hiçe sayıp ağdalı bir biçimde yazmayı her şeyden yeğ tutarlar. Meydana gelen nesri anlamak bir hayli güçtür. Hatta çok zaman imkânsızdır.

  2. Divan nesri uzun cümlelerle örülmüştür. Noktalama işaretleri kullanılmaz. Cümleler çok zaman (-ip, -erek, -icek…) gibi bağ-fiillerle birbirine bağlanarak uzun dizilerin oluşumu sağlanır.

  3. Divan nesrinde Türkçe cümle kuruluşuna dokunulmamıştır.(Özne–Tümleç–Yüklem)[*] sırası her ne kadar bozulmamış ise de, cümle içine çok sayıda Arapça, Farsça tamlamalar katılmış, cümlenin anlaşılması güçleştirilmiştir.


ç.         Fikirden çok süse önem verilmiştir. Bu süs art arda getirilen isim ve sıfat tamlamalarıyla oluşmuştur. Bol bol “seci” kullanılmıştır.

d.          Divan nesrinin bir adı da “Osmanlıca”dır.

 

1. EDEBİ NESİR

 

Edebi nesir ise, divan nesrinin en şatafatlı nesir türüdür. Biçimde mükemmellik ve olağanüstülük söz konusudur. Yazar, bu nesir türünde bütün maharetlerini konuşturur ve şairane bir üslupla hareket eder. Bu nesir türü, divan nesrinin biçim özelliklerinin harikulade bir şekilde kullanıldığı nesir türüdür. Edebi nesrin terim adı  ‘inşa’dır. İnşa yazanlara  ‘münşi’  denir. Münşinin kaleme aldığı inşalara ‘münşeat’ adı verilir. Sinan Paşa, Lamii Çelebi, Veysi ve Nergisi en önemli münşilerdir.   

 

Divan nesrinin en yapmacıklı ve en gösterişe kaçan koludur. Fikir daima ikinci plandadır. Başlıca amaç,  şatafatlı bir anlatımdır. Bunun için de grup halindeki isim ve sıfat tamlamaları, hiç duyulmamış Arapça ve Farsça kelimelerin kullanılması anlatımı süse boğar. Böyle bir tutum çok kez anlaşılma imkânını tamamen ortadan kaldırır. Yazarların bütün didinmeleri “şairane” olabilmeyi sağlamaktır.

Edebi nesrin terim olarak adı ‘inşa’dır. İnşa yazanlara ‘Münşi’ denir. Münşinin kaleme aldığı inşalara ‘Münşeat’ adı verilir.

Önemli münşileri şöyle sıralayabiliriz: Sinan Paşa, Lamii Çelebi, Veysi, Nergisi

Yrd.Doç.Dr. Mehrali Calp