baki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
baki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Baki


  • 1526’da İstanbul’da doğan şair 1600’de yine doğduğu yer olan İstanbul’da vefat etmiştir.
  • Divan edebiyatının en önemli şairlerindendir.
  • Fatih cami müezzini Mehmet Efendinin oğludur.
  • Medrese eğitimi gördü.
  • Dönemin ünlü hocalarından ders aldı.
  • Şiir yazmaya küçük yaşta başlayan Baki Şair Zati’nin desteği ve yardımlarıyla çok önemli bir şair oldu.

  • Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğu bir kaside ile tüm dikkatleri üzerine çekti.
  • Daha sonraları müderris oldu.
  • Kanuni Bakiyi koruma altına aldı ve maaşını çok yüksek tutuyordu.
  • Kanuninin ölümü baki üzerinde çok büyük bir üzüntü yaşattı.
  • Kanunini ölümü üzerine ünlü mersiyesi olan Kanuni Mersiyesini kaleme aldı.
  • Hayatını her döneminde Şeyhülislamlık makamını çok isteyen şair devlet kademesinde rütbesi artsa da bir türlü şeyhülislam yapılmadan emekli edildi. Bu durum onun ruhi olarak bunalıma girmesine ve karamsarlık içerisine düşmesine neden oldu.
  • Şultan-ı Şuara yani şairlerin sultanı unvanını aldı. İçerikten ziyade mısra yapısına ve söyleyişe önem vermiştir.
  • Gazel ve kasidelerinde en çok dikkate çarpan şey seçti kelimeler arasındaki uyum, söyleniş güzelliği ve birbirini tamamlamasıdır.
  • Şiirlerinde bir ressam özverisini onun gibi renkleri canlı kullanma isteğini görmek mümkündür.
  • Çağdaşları gibi tasavvuf şiirine bağlı kalmadı.
  • Dilinde özellikle farsça terkiplerden dolayı ağır olduğunu görmekteyiz.
  • Çok sayıda tamlama kullanmıştır.
  • Şiirlerinde işlediği temalar; Aşk, dünya hayatının faniliği, arzular vb konulardır.
  • İstanbul konuşmasının temellerini ataş şair kendisinden sonra gelen şairlere de örnek olmuştur.
Başlıca Eserleri: Divanı

Gazel

Hoş geldi bana mey-kedenin âb ü havâsı
Billâh güzel yerde yapılmış yıkılası
Zibâ yaraşır hil’at-i nâz ol boyu serve
İki kolumu etsem ana bel dolaması
Dikkatler ile seyr ederiz yâri serâpâ
Görmez mi idik biz de eğer olsa vefâsı
Dünyâ değer ol mâh-likaa dilber-i garrâ
Yusuf’ta dahi yoktur anı hüsn ü behâsı
Meddâh olalı çeşm-i gazâlânına Bâki
Öğrendi gazel tarzını Rûm’un şuarâsı

Baki (1521-1600)

*İyi bir Medrese eğitimi görmüş ve çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır.
*Aşk,tabiat ve devrinin ien önemli ,tanınmış şairlerindendir
*Dili kullanmada başarılıdır. *Ahenkli,akıcı,zevkli bir dili vardır.
*Söz sanatlarını başarıyla kullanır.
*Türkçe Divanı ve nesir türünde Fezail Mekke, Fezail-i Cihat adlı eseri vardır.
*Divandaki kanuni mersiyesi önemlidir.
Baki'nin gazellerinden;

"Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş." sözü dilimize yerleşmiştir.

             Dikkatler ile seyrederiz yari serapa

             Görmez mi idik biz de eğer olsa vefası.(Baki)

 

Gül gülse daim, ağlasa bülbül aceb değil,

Zira kimine ağla demişler, kimine gül.
Asrın büyük şairlerindendir. Devrinde “Sultânü’ş-Şüarâ” lâkabıyla anılan, şöhreti daha sonraki asırlarda da devam eden ve bugün divan şiirinin en büyük 5-6 üstadından biri olarak kabul edilenFuzûlî’nin Bağdat civarında yaşaması ve Azeri Türkçesiyle yazması dolayısıyla XVI. asır Türkiyesinin ve Osmanlı Türkçesinin en büyük şairi vasfını ve şöhretini kazanmış olan Bâkî, divan şiirine yeni bir ses getirmiştir.