Ataol Behramoğlu Şiir Örnekleri

 Ataol Behramoğlu Şiir Örnekleri

 

1) Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi

Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten

Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

 

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne

Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa

Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır

Kopmaz kökler salmaktır oraya

 

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını

Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin

Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara

Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

 

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine

Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

 

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar

Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın

Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu

Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

 

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle

Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

 

 

2) Yaşamak bu yangın yerinde

Her gün yeniden ölerek

 

Zalimin elinde tutsak

Cahile kurban olarak

 

Yalanla kirli havada

Güçlükle soluk alarak

 

Savunmak gerçeği, çoğu kez

Yalnızlığını bilerek

 

Korkağı, döneği, suskunu

Görüp de öfkeyle dolarak

 

Toplanıyor ölü arkadaşlar

Her biri bir yerden gelerek

 

Kiminin boynunda ilmeği

Kimi kanını silerek

 

Kucaklıyor beni Metin Altıok

"Aldırma" diyor gülerek

 

"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde

Yaşamak, insan kalarak"


 

3) Sevgilimsin

Sevgilimsin, kim olduğunu düşünmeye vaktin yok, yapacak

işleri düşünmekten

Kalabalığın içinde kalabalıktan biri

Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi

Sevgilimsin, ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli

Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden

 

Sevgilimsin, boğuk aşkım, kanayan gençliğim

Uçuruyorum seni çocukluğuna doğru

Kanatların yorulur, ter içinde kalıyorsun

Gece yanıbaşımda bağırarak uyanıyorsun

Her sabah el sallıyorum metalle karışmana

 

Sevgilimsin, arasıra bir kağıt koyup erteliyoruz aşkı

Otobüslerde ve trende kaçamak yaşanan

Ve bedenlerimiz kana kana kanayamadan yan yana.


 

4) İşte Bir Şiir

 Bir akşamüstüne doğrunun melankolisini sonsuzlaştırmak istiyorum

yaşadığıma tanık olun

Bu bireysel çırpınışları asmak istiyorum, tanık olun

Ama bir aralıkta yaşıyoruz sanki,

yeryüzü ayaklarımızın altından kayıyor ve kimse bunun

farkında değil

 

Her yerde benciller ve ukalalar kendi ölçülerine zorluyorlar hayatı

Ve hiç kimse denizin nasıl büyük ve derin birşey olduğunun

farkında değil

 

Ve hiç kimse bir karpuz kabuğundaki çıldırtıcı, taze ve derin

yeşilliğin farkında değil

Ve hiç kimse çocukların neden mahzun olduğunun farkında değil

Ve onları nasıl bir dünyaya hazırladığımızın

Hafifçe başım ağrıyor, bir çocuk ağlayışı, geçen bir tren,

vakitsiz bir horoz

Birazdan televizyon sesi yükselir, hayatımızı karartmak

ve zapt u rapt altına almak için

Hiçbir şairi kıskanmıyorum ve hiçbir şaire özenmiyorum, istiyorum ki

kendi çırpınışları, kendi savruk davranışları içinde

bir disiplin yaratsın şiirim

İşte durup dururken uzak semtlerinde Ankara'nın geniş ve soğuk

bir gecekondu akşamının izlenimi geliyor aklıma

Ve tereddütsüz geçiyorum şiirime bunu

Mutlu olmayı bir kez yitirdim sonsuzca belki de

Üzüntüyle ayrılıyorum bu şiirden.


 

5) Unuttum Nasıldı Annemin Yüzü

Unuttum, nasıldı annemin yüzü

Unuttum, sesi nasıldı annemin.

Gece bir örtü olsun anılardan

Kara yüreğime örtüneyim.

 

Unuttum, nasıldı annemin gülüşü

Unuttum, nasıldı ağlarken annem.

Yaşam sallasın kollarında beni

Küçücük oğluyum onun ben.

 

Unuttum, elleri nasıldı annemin

Unuttum, gözleri nasıldı bakarken.

Kuru ot kokusu getirsin rüzgar

Yağmur usulcacık yağarken.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme