Özet : "Ateş pahası" deyiminin ortaya çıkış hikayesi ile ilgili yazılmış bir yazı .
Vaktiyle Osmanlı padişahlarından biri beraberindekilerle beraber ava çıkmış . Nazlı bir ceylanın peşine düşmüş ve vaktin nasıl geçtiğini anlayamadan gün akşama kavuşmuş . Havanın kararmasıyla başlayan rüzgar şiddetli fırtınaya dönüşmüş . Padişah ve yanındaki adamlar böylesi bir ortamda sığınacak bir yer ararken bulabildikleri ilk kulübeye kendilerini zorlukla atabilmişler . Misafir oldukları kulübe geçimini odunculukla sağlayan bir adama aitmiş . Padişah ve yanındakilerin perişan halini gören adam hemen onları içeri almış . Tedirgin olmaması için padişah kimliğini belli etmemeye çalışsa bile adam hemen anlamış gelenlerin padişah ve adamları olduğunu . Padişahın içeri girmesi ile adam en iyi odunları ocağa doldurmuş ve kulübenin içerisini bir güzel ısıtmış . Dışarıdaki fırtına ve yağmurdan kurtulan padişah ve adamları bu sıcak ortama gayet memnun olmuşlar . Geceyi oduncunun kulübesinde rahat ve güven içerisinde geçirmişler . Padişah yağmur ve fırtınadan kurtulmanın verdiği rahatlıkla bir ara " bu ateş bin altın eder " deyivermiş . Sabah olup da kulübeden ayrılacakları sıra padişah oduncuya dönerek :
- Efendi! sen bizi rahat ettirdin , şimdi söyle bakalım sana olan borcumuz nedir ?
demiş .
Oduncu bu soru karşısında fırsat bu fırsat diye düşünmüş ve :
- Bin altın.
demiş .
Padişahın beraberindekiler adama kızmış ve :
- Bin altınlık ne yaptın bre densiz!
demişler .
- Ateşi güneş doğana kadar aynı kıvamında yaktım .
- Tamam yaktın ama bir ateş de bin altın eder mi, bu kadar pahalı olur mu ?
demişler .
Padişah beraberindekilere dönmüş:
- Ateş gayet güzeldi , şimdi adama bin altını verin.
demiş .
Oduncunun bu sözlerinden sonra halk arasında bir şeyin pahalı olduğunu anlatmak için "ateş pahası " deyimi kullanılır olmuş .
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme