Tanzimat Edebiyatında Felsefe

       Tanzimat edebiyatı içerisinde iki farklı çizgide hareket eden bir dönem olmuştur. Tanzimat edebiyatını en iyi tanımlayan ifade "Yenileşmenin ve batılılaşmanın edebiyatı" şeklindedir.
       Tanzimat döneminin ilk nesli olan Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi gibi değerli edebiyatçılar çok geniş bir aydın grubu yetiştirmişlerdir. Bu edebiyatçılar özellikle Şinasi'nin Tasvir-i Efkar gazetesi ile başlattığı halkçı dil hareketini benimseyerek Türkçenin gelişmesi ve uyanmasında önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Yine bu dönemde yeniliklerin öncüsü olan Şinasi eski şiir geleneğinin içerisine yeni kavramlar getirerek şiirde yenileşmenin öncüsü olmuştur. Namık Kemal ise yazdığı her eserle büyük yankılar uyandırıp geniş kitlelere ulaşmış ve devrinin sesi en çok çıkan dava adamlarından birisi olmuştur. Ziya Paşa da biçim olarak eski şiiri kullanmasına rağmen içerik olarak yeni kavramlar kullanmış ve halk dilinin yazı dili olması konusunda önemli çabalar göstererek devrinin diğer aydınlarına katılmıştır. Bu iyi niyetli çalışmalara rağmen 5 asırlık bir geçmişi bulunan ve Türklerin zirveye ulaşmış edebiyatı olan divan edebiyatının etkileri dönemin şahsiyetlerinde açıkça hissedilmektedir. Yenileşme adına bir başlangıç ifade eden Tanzimat'ın ilk dönem edebiyatçıları "halk için, adalet için, vatan için, millet için sanat " anlayışı ile eserler vücuda getirmişlerdir.
       Tanzimat'ın ikinci neslinin sanatçıları, ülkede ayrılıkçı hareketler vb. sebeplerle otoritenin daha katı olması sebebiyle birinci nesil gibi özgürlük, adalet vb. konulardan uzak durarak daha çok şahsi konulara yönelmişler ve halk için sanat görüşü yerini sanat için sanat görüşüne bırakmıştır.
       Tanzimat edebiyatı da yeni bir edebiyat olması sebebiyle divan edebiyatını benimseyenlerle büyük bir mücadele içinde olmuştur. Tanzimat edebiyatı ile bu topraklara giren roman, hikaye, tiyatro vb. türler halk tarafından çabuk benimsenmiş ve geniş kitlelerin ilgisini çekmiştir.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme