Özel Arkadaşlarımıza Mektup

 

Özel Arkadaşlarımıza Mektup

 

Mektubuma asıl engelin bedende değil kalpte olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Çünkü kalp kirlenmişse, kalp sevgiden ve empatiden yoksun kalmışsa işte ruhumuz büyük bir engel ile karşı karşıya kalmış ve insani duyguları kaybetmiştir. Onun için bedende olan şey engel değil ruhta olan şey engeldir diyorum. Sevgisizlik, acımasızlık, merhametsizlik gibi.

 

Sevgili özel arkadaşlarım,

 Dünyaya geldiğiniz andan itibaren veya yaşadığınız çeşitli nedenlerden dolayı hayatınızda  olumsuz değişimler olmuş olabilir. Kiminiz kolunu kaybetmiştir, kiminiz yürüme yeteneğini. Kiminiz göremiyordur, kiminiz duyamıyordur. Tüm bunlara rağmen hayattan umudunu kesmek insana büyük azap veriri. Çünkü hayat her zorluğa rağmen yaşanılmak için bizlere verilmiş büyük armağandır. Engeliniz var diye yaşama küsmek, yaşamdan kopmak sizi daha da sarsar ve yaşama sevincinizi kaybettirir. 


Yaşama sevincinizi kaybetmemek için inadına hayata dört elle sarılmak ve başarılı olmak, her şeyden önce mutlu insan olmak sizin zihninizde biten bir olaydır. Yani yaşanılan acı deneyimlere nasıl baktığınız belirler aslında her şeyi. Yaşadığınız zorluklar sizi pes ettirmesin, daha çok hayata bağlasın ve daha çok iç içe olalım. Birlikte düşünelim, oynayalım, gezelim ve sizlerle güzel bir gelecek hayal edelim canım arkadaşlarım.

 

Değerli arkadaşlarım,

 

Biliyorum kiminiz görmeyi çok istiyor, kiminiz duymayı, kiminiz de konuşmayı ve daha neler neler… Zorlukların sizi nasıl daha güçlü, saha çalışkan yaptığını toplum olarak görüyoruz. Özel durumunuza rağmen nasıl büyük başarılara imza attığınıza şahit oluyoruz ve sizinle gurur duyuyoruz. Bizlere ruhta engel olmasın mesajını veriyorsunuz. Bu da bizleri daha çok duygulandırıyor ve bizleri kendine getiriyor. Kimi insanlar size karşı empatiden yoksun davranabilirler. Lütfen böyle kimselere alınmayın. Çünkü onlar henüz kendilerini tanıyamamış, insanlıktan nasibini alamamış kimselerdir. Gün gelecek yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu görecekler ve çok pişman olacaklardır. 


Hiçbir engeli olmayan insanların sizin yaşadığınız zorlukları bilmesi için sizinle iletişim halinde olması gerekir ve sizi yürekten anlaması lazım. Bu da her insana nasip olmuyor ne yazık ki. Yüreğinde merhamet duygusu olan, size inancı tam olan insanlara denk gelesiniz sevgili arkadaşlarım. Yapamadığınız her işte yardım etmeye hazır olduğumu bilin ve sizi çok sevdiğimi anlayın. Çünkü sizler ve bizler bir araya gelirsek yani güçlerimizi birleştirirsek harika işler ortaya çıkarabiliriz ve örnek bir toplum haline gelebiliriz. Sizi çok seviyorum. Kendinize dikkat edin değerli arkadaşlarım.

Uğur Mumcu Sözleri

 

Uğur Mumcu Sözleri


Türk gazeteci, yazar ve büyük bir aydın olan Uğur Mumcu 24 Ocak 1993'te Ankara’da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta bağlı olarak öldü. 

“İnsanlar gibi partiler de, ya göründükleri gibi olmalı, ya da oldukları gibi görünmelidirler. Partiler için yapay görüntüler çizmek, yanlış izlenimler vermek çok tehlikeli ve zararlı bir yoldur. Yapay görüntüler, havai fişeklere benzer; önce parlak ışıklar saçar, sonra karanlıkta kaybolup giderler.”

“Her dönemde, karanlıkları aydınlatan bir ışık olacaktır.”


“Kaplanın sırtında hüküm sürenler, bir gün o kaplana yem olmaktan kurtulamazlar.”

"Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz."

“Bir toplum böyle çöker işte. Devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur. Yasanın yerini din alır, korkulur. Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler. Eller kollar bağlanıp götürülür. Vuran vurur, öldüren öldürür ve bütün bunlardan sonra bir çete gelir ve devleti teslim alır!”

“Kimi ölüler bize ne kadar yakın. Yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü.”

“Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler, dönerler; fırıldak olurlar.”

"Ben Atatürkçüyüm.... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır."


Uğur Mumcu için yazılan ağıtise şudur:

Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda
(Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana, kalemim düştü kana)
Zalımlar pusudaydı bedenim paramparça
(Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana, kalemim düştü kana)

Uğurlar olsun, uğurlar olsun
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
Yürekli yiğitlere hatıran olsun

Çevirdim anahtarı apansız bir ölüme
Şarapnel parçaları saplandı ciğerime
(Ucuz can pazarıydı kan doldu gözlerime, kan doldu gözlerime)
İsimsiz korkuları katmadım yüreğime
(Bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne)

Uğurlar olsun, uğurlar olsun
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
Yürekli yiğitlere hatıran olsun

Ağıtın sözleri Ali Çınar’a aittir. Seslendiren ise Selda Bağcan’dır.

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Alıntılar

 

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Alıntılar

 

Ölmek isteyen ve bunun için de intihar girişiminde bulunan Veronika kurtarılır ve ölmez.  Veronika akıl hastanesine kaldırılır ve Doktor İgor ona çok az bir ömrünün kaldığını söyler. O da akıl hastanesinde olan bir gene aşık olur ve birlikte hayatı sorgularlar ve yaşamın aslında ne kadar yaşanılmaya değer olduğunun farkında olurlar. Aslında Veronika hasta falan değildir. Doktor ona yaşama bağlanmanın, anın tadını çıkarmanın ne kadar değerli bir şey olduğunu söylemek için Veronika’yı kandırmıştır. Okunması gereken ve ders alınması gereken güzel bir kitaptır.


Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

 

“İnsanların hoşlarına gitmiyorsa şikayette bulunabilirler. Şikayet edecek cesaretleri yoksa bu onların sorunları.”

“Bu dünyada hiçbir şey rastlantı sonucu oluşmaz.”

“Ne olursa olsun yaşama savaşı vermektir doğal olan.”

"Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz."


"Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz."

“Ya zihninizi denetleyeceksiniz ya da zihninizin sizi denetlemesine izin vereceksiniz. İkincisine alışkınsınız zaten korkular, nevrozlar, güvensizlikler içinde savrulup gidiyorsunuz, çünkü hepimizin kendini yok etme eğilimi var.”

“İnsanlar hiçbir zaman kendilerine anlatılanlardan bir şey öğrenmezler, kendi çabalarıyla öğrenirler yalnızca.”


“Normallik fikir birliğinden başka bir şey değildir. Yani, çoğunluk bir şeyin doğru olduğunu düşünür, dolayısıyla o şey doğru -normal- olur.”

“Siz farklı bir insansınız ama herkes gibi olmak istiyorsunuz. Bu da bana kalırsa ciddi bir hastalıktır.”

Bilgi İle İlgili Özlü Sözler

 

Bilgi İle İlgili Özlü Sözler


Bilgi büyük bir güçtür. Bunun için bilginin peşinden koşmalıyız. Onun için de çok okuyup çok araştırma yapmalıyız ve kendimizi geliştirmeliyiz. Bilginin önemi ile ilgili bilgi ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Bilginin elde edilmesi bizi iyiye ulaştıracaktır.” Platon (Eflatun)

“Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.” Uğur Mumcu

“Bilgin kişinin rütbesi, rütbelerin en üstünüdür.” Hz. Ali (r.a.)

“Bilgili insan güneş gibidir. Girdiği yeri aydınlatır.” Hadis-i Şerif.


“Bilgi aşağıdakileri yükseltir, bilgisizlik yukarıdakileri alçaltır.” Hz. Ali

“İnsan ne kadar az bilirse, o kadar çok bildiğini sanır.” Jean J. Rousseau.

“Bildiğimiz şeyler arttıkça, bilmediğimiz şeylerin ne kadar çok olduğunu daha iyi anlarız, çünkü onların çerçevesi büyüdükçe, bilinmeyenlerle olan temasları da artar.” Blaise Pascal.

“Ne kadar çok bilgi; o kadar düşük ego. Ne kadar az bilgi; o kadar yüksek ego.” Albert Einstein.

“Bilgi güçtür, ne biliyorsanız gücünüzün temeli odur, bütün enerjinizi ondan alırsınız.” Steve Chandler.

“Asla her şeyi bildiğini sanma, gerçekten çok bilgili olsan da kendi kendine ben cahilim diyebilecek cesaretin daima olmalı.” Ivan Pavlov.

“Bilgi bir ışık gibidir. Onu kullanırsanız daha parlak olur, kullanmazsanız söner. Alexander Everett.


“Bilgiyi uygularsanız büyürsünüz, paylaşırsanız efsane olursunuz.” Yusuf Has Hacip.

“Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir.” H.de Balzac.

“Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?” Kur’an-ı Kerim.

“Erdemlerin en büyüğü bilimdir, bilgidir.” Farabi.

“Bilgili olduğumuz oranda özgür oluruz.” Sokrates.




Atatürk’ün Türk Dili İle İlgili Özlü Sözleri

 

Atatürk’ün Türk Dili İle İlgili Özlü Sözleri


Dil bir milletin benliğidir, kültürüdür, aynasıdır. Bir millet ana diline sahip çıkmazsa ve onu korumazsa başka dillerin boyunduruğu altında yok olur. Bunun için ana dilimize, güzel Türkçemize sahip çıkmalıyız ve onu dünya dilleri arasında en üst sıralarda görmeliyiz.


Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk dili ile ilgili özlü sözleri şunlardır:


“Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, anneannelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyoruz. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”

"Millî duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."

“Türk Dili'nin özleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için bütün yayın araçlarından yararlanmalıyız. Her aydın, hangi konuda olursa olsun, yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise uyumlu, güzel bir duruma getirmeliyiz.”


“Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene!”

“Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.”

"Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır… Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlâkının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir."

“Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.”

"Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. 'Türk milletindenim' diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz."


“Ülkesinin yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet teşkilâtımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz."

“Öyle istiyorum ki , Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarının ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar.”

Geçmiş Yıllarda Mektubun Önemi Konulu Konuşma

 

Geçmiş Yıllarda Mektubun Önemi Konulu Konuşma


Mektup, insanlık tarihinde haberleşmeyi sağlayan yazılı araçlardan biridir. Doğal bir üslupla yazılan mektuplarda içtenlik, samimiyet ve mahremiyet ön plandadır. Mektup insanlar arasında iletişimi sağlayan önemli iletişim araçlarından biriydi.


Sevgili öğretmenim,

Eskiden cep telefonu, tablet, masa üstü bilgisayarlar olmadığı için insanlar birbirleri ile mektuplaşırlardı. Mektupta sevgi, özlem, aşk dile getirilirdi. Bir kişinin başka kişiye verdiği değer yazılarak ortaya çıkardı. Mektup yazan kişi mektubunu güzel bir şekilde yazmak için duygu ve düşüncelerini en açık şekilde ve en özenli şekilde ifade etmek için saatlerce düşünür ve daha sonra mektubunu yazardı. Çünkü mektup değer verme, nezaket vardı  ve  ayrıca mektuplaşma sağlıklı iletişimin bir başka yoluydu. Bunun için mektup insanlar için çok önemliydi.

 

Sevgili Öğretmenim,

Günümüzde mektubun yerini cep telefonu ve tabletler aldı. İnsanlar arasındaki eski samimiyet ve nezaket azalmaya başladı. Çünkü sürekli telefonda konuşmak, iletişim kurmak, istediğin kişiye anında ulaşabilmek insanlar arasında sıradanlığa neden oldu. Oysa mektup yazıldığı zaman arada bir yazılırdı ve insanlar birbirine hasret kalırlardı. İnsan insana daha çok önem verirdi ve daha çok sevgi, saygı ve özlem olurdu. Bunun için mektup insanlar arasındaki sevginin, saygının  yazıya dökülmüş haliydi. Mektup yazan kişi mektubu yazdığı kişiye ulaştı mı diye heyecan içinde olurdu ve karşıdaki kişiden de aynı şekilde mektup bekler ve bu da o kişi ya kişilere umut verirdi ve yaşama sevinci sağlardı. Anlatacaklarım bu kadardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.