ATTİLA İLHAN (1925-2005)

ATTİLA İLHAN (1925-2005)


  • Namını 1946 CHP şiir yarışmasında ikinci olan “Cebbar Oğlu Mehemmed” adlı şiiriyle duyurdu.
  • Şiirlerinde romantik bir duyarlıkla toplumsal gerçekçi bir bakışla çağımıza ayna tutar.
  • Düşüncelerinde inatçı, sert çıkışlar yapan, anılara sığınan bir karakteri vardır.
  • Aşk, intihar, içki, ölüm, kavga, kahramanlık gibi bireysel, insanlık sevgisi, barış, özgürlük, gelecek inancı gibi toplumsal temalarını işledi.
  • Değişik çizgilerde öz ve biçimlerde şiirler yazdı; Divan şiiri biçimlerinden ve mazmunlarından yararlandı. Lirik ve destansı bir özellikte şiirler yazdı.
  • Canlı konuşma diline, argoya, halk deyimlerine eserlerinde yer verdi; yabancı sözcükleri kullanmaktan çekinmedi.
  • Toplumsal gerçekçi bir bakışla yazdığı romanları vardır.
 
Eserleri:
  • Şiir: Ben Sana Mecburum, Duvar, Elde Var Hüzün, Yağmur Kaçağı, Sisler Bulvarı, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek
  • Roman: Kurtlar Sofrası, Zenciler Birbirine Benzemez, Sokaktaki Adam, Sırtlan Payı, Bıçağın Ucu, Fena Halde Leman, Dersaadet’te Sabah zanları
  • Gezi: Abbas Yolcu, Batı’nın Deli Gömleği
  • Senaryo: Kartallar Yüksekten Uçar, Sekiz Sütuna Manşet, Yarın Artık Bugündür
  • Fıkra: Yanlış Kadınlar, Yanlış Erkekler, Sağım Solum Sobe
  • Deneme ve Anı: Hangi Sol, Hangi Batı, Hangi Sağ, Faşizmin Ayak Sesleri, Hangi Atatürk Hangi Edebiyat..
Alıntıdır...........

Ben Sana Mecburum

ben sana mecburum bilemezsin
adini mih gibi aklimda tutuyorum
buyudukce buyuyor gozlerin
ben sana mecburum bilemezsin
icimi seninle isitiyorum
agaclar sonbahara hazirlaniyor
bu sehir o eski Istanbul mudur
karanlikta bulutlar parcalaniyor
sokak lambalari birden yaniyor
kaldirimlarda yagmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir aksamustu ansizin yorulur
tutsak ustura agzinda yasamaktan
kimi zaman ellerini kirar tutkusu
birkac hayat cikarir yasamasindan
hangi kapiyi calsa kimi zaman
arkasinda yalnizligin hinzir ugultusu
Fatih`te yoksul bir gramofon caliyor
eski zamanlardan bir cuma caliyor
durup kose basinda deliksiz dinlesem
sana kullanilmamis bir gok getirsem
haftalar ellerimde ufalaniyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki Haziran`da mavi benekli cocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir sileb siziyor issiz gozlerinden
belki Yesilkoy`de ucaga biniyorsun
butun islanmissin tuylerin urperiyor
belki korsun kirilmissin telas icindesin
kotu ruzgar saclarini goturuyor
ne vakit bir yasamak dusunsem
bu kurtlar sofrasinda belki zor
ayipsiz fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yasamak dusunsem
sus deyip adinla basliyorum
icimsira kimildiyor gizli denizlerin
hayir baska turlu olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme