Gurbet O Kadar Acı Ki...

     İnsanların doğup büyüdüğü, onlarca belki yüzlerce anısının olduğu yerden ayrı düşmesidir gurbet. Bizi gurbete düşüren kimi zaman gurbet kimi zaman da eğitim vb. sebepler olur. İnsanın alıştığı, sahiplendiği yerden ayrı düşmesi çok zordur. İçinden bir şeyler kopmuş gibi hissedersin, her şey gözüne yabancı gözükür.

     Gurbetlik arttıkça insanın yüreğindeki yangın da büyür. Gurbet çeken gönüller daha da kırılgan olmaya başlar. Hani dokunsanız ağlayacak diye bir söz vardır ya gurbete düşenler işte böyle olur. Hele ilk kez memleketinden ayrılanlar yok mu onların acısı daha bir fazla olur. Gurbetin ilk günü , yabancı bir yer , yabancı bir oda , yabancı eşyalar ... Boğazınıza bir şeyler düğümlenir . Gözlerdeki yaşlar dökülmek için küçük bir bahane arar . Sokaklarda yürürken kendinizi oraya ait hissetmemenin hüznü dolar yüreğinize. Tanıdık bir yüz görme ihtimalinin olmadığını bilmek dayanılmaz bir acı verir.

     Gurbetin en zoru da vatanından ayrı düşmektir . Dilini , kültürünü , inancını bilmediğin bir yerde sanki herkes seni seyrediyor gibi hissedersin. Memleket havası ararsın , tanıdık bir yüz beklersin. Seninle aynı dili konuşmayan, senden farklı insanların içine düşmek gurbet duygusunun en zoru olur.

     Gurbet insanı eğiten bir öğretmen olur . Yalnızlığı , metaneti , sabrı öğretir bize . Büyüdüğümüzü ilk kez anlarız. Ana kucağının şefkatinin , baba ocağının sıcaklığının kıymetini en iyi gurbet gecelerinde anlarız .

3 yorum:

Deneme