Beklemek...

     Kimi zaman sancılı bir dert kimi zamanda hiç bitmesin istenilen bir süreçtir beklemek. Bazen bıkkınlık verir bazen zaman geçtikçe daha bir anlam kazanır beklemek.

    Hepimiz bekleriz hayatta. İstisnasız hepimizin bekledikleri ve hepimizi bekleyenler vardır. Beklediklerimiz bazen çok uzaklardadır bazen de burnumuzun dibinde. Bazen beklemekten yoruluruz bazen de bekledikçe daha da bir anlam kazanır hayatımız. Beklemek gün gelir dayanılmaz acılar verir bize gün gelir hayatımıza anlam katan bir renk olur. Beklemenin de zevklisi ve acı vereni olur. Dertlere gark olmuş hastalıklara kapılmış bir insan için beklemek dayanılmaz acılar verir. Ama gözleri yolda sevdiğini bekleyen biri ya da evladının gelişini kapıda bekleyen bir anne için beklemek tatlı bir heyecandır.

     Beklenilen sonunda vuslat olduğu zaman daha bir lezzetli olur. Kavuşmak ümidi beklemeyi anlamlı kılar ve bize güç verir. Kavuşmak ümidiyle beklemenin sancılarına dayanır seven yürekler. Öyle olmasaydı yarım saat aç susuz kalmaya dayanamayan yürekler nasıl dayanırdı yıllarca süren sevda açlığına. Özlemle yanan yürekler nasıl sabrederdi dünya denen hapishaneye.

     Yaşamak bir beklentidir. Mutluluğu bekleriz, başarıyı bekleriz hatta ve hatta ölmeyi bekleriz. Bekledikçe yürekler daha bir yanar. Bu yangının tek ilacı ise beklenilene kavuşunca yüreklere serpilen ve adına vuslat denilen ferah sudur. Bekleyen kişi sabırlı olmalıdır. Sabırlı olmayı bilmeyen insan bu yoldaki dikenlere katlanamaz. Ve beklemenin tadını yalnızca beklemeyi bilenler alabilir.

Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?
 
Necip Fazıl Kısakürek

1 yorum:

Deneme