vefa konulu deneme örneği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
vefa konulu deneme örneği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Vefa Konulu Kompozisyon Örneği

 Vefa Konulu Kompozisyon

Vefa  kelime anlamı olarak sözünü tutmak borcunu ödemek anlamına gelir. Verilen sözü yerine getirebilme becerisidir vefa. Vefalı insan olmak erdemli olmaktır. Yapılan iyiliklere  verilen sözlere sadık kalmaktır.

 Vefa size yapılan şeylerin değerini bilmektir ve onu devam ettirmektir. Örneğin Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk milleti için kurtuluş savaşının öncüsü olmuş ve ülkemizi yabacı işgalinden kurtarmıştır. Bize cumhuriyeti hediye etmiştir. Cumhuriyetin değerlerini korumak ve ona sahip çıkmak büyük bir vefa örneğidir. Atatürk ilke ve inkılaplarını hayatımızda yaşatmak da bir vefa borcudur. Ahde vefa  göstermeliyiz.  Vefalı insan  olabilmek  güzel bir özelliktir. Zor zamanlarında yakınlarımızın yanında olmak, onların dertlerini, sevinçlerini paylaşmak da güzel bir vefa örneğidir.


 Buradan da anlaşılacağı gibi hayatımızda hep vefalı insan olarak kalmalıyız, bize yapılan iyilikleri unutmamalıyız ve bizde sağlam karakterli iyi bir insan olmalıyız. Vefa arkada bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamaktır. Vefa dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet etmemektir. Vefalı insan  olarak kalmanız dileğiyle...

"Bir Fincanın Kırk Yıl Hatırı Vardır" Atasözü İle İlgili Kompozisyon

Özet : "Bir Fincanın Kırk Yıl Hatırı Vardır" Atasözü İle İlgili Kompozisyon Örneği 

            Her ne kadar toplumda kadir kıymet bilmez insanların sayısı bir hayli fazla olsa da genel olarak insanlar kendilerine yapılan iyiliği unutmazlar. Yapılan iyilik yapan için belki çok önemli değildir ama iyilik yapılan insan için çok önemlidir ve hiçbir zaman aklından çıkarmaz.
           “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” atasözü Türk milletinin iyiliğe, kıymet bilmeye verdiği değerin en güzel ifadelerinden biridir. Kültürümüzü oluşturan gelenek göreneklerimiz bizlere iyilik yaparken hiçbir menfaat beklememeyi, hatta yaptığımız iyiliği unutmamız gerektiğini öğütler. Bunun iyin “ sağ elin verdiğini sol elin görmesin” der. Yaptığımız iyiliği unutmamız gerektiğini söyleyen geleneklerimiz, bize yapılan iyiliği ise hiçbir daim unutmamamız gerektiğini öğütler.
     Bir iyilik yaptığımız vakit biz belki bunun çok önemli olduğunun farkında bile olmayabiliriz. İnsanların yaşam şekli ve düşünceleri farklı olduğundan dolayı birisi için pek önem ifade etmeyen bir şey başka birisi için çok kıymetli olabilir. İşte bu yüzdendir ki insanlar kendilerine yapılan iyilikleri unutmazlar. Bir fincan kahve belki maddi manada pek kıymetli olmayabilir ama o ikram bir samimiyetin ve değer vermenin ifadesi olması itibariyle paha biçilemez bir kıymete haizdir. İyilik yapılan insan kıymetli olduğunu hisseden, değer verildiğinin bilincine varan insandır. Eğer nankörlük yoksa o insanda o iyiliği hiçbir daim unutmaz ve inkar etmez. Her zaman ben ne yapabilirim bu iyiliğin karşılığında diye düşünür. Tebi unutmamak lazımdır ki iyilikler karşılık beklenerek yapıldıkta sonra iyilik olmaktan çıkar. O insan üzerinde hakimiyet kurmak maksadıyla yapılan yardımlar, rahatlık vermekten çok külfet oluşturur. Gerçek manada iyilik tamamen insani amaçlarla olur.
         İnsan tek başına yaşama olanağı olmayan bir canlıdır. Hep başkalarıyla ilişki kurmak için çabalar. Kendisine yardım edenler olur, kendisinin yardım ettikleri olur. Kıymet bilen ve insanlarla olumlu ilişkiler kurmak isteyen insanlar ise kendilerine  yapılan iyilikleri unutmazlar ve güçleri oranında başkalarına yardım etmek için çabalarlar.