Atasözleri milletlerin gelenekleri, inançları ve hayata bakış tarzları ile ilgili olarak bizlere önemli ipuçları verebilir. Bu yüzdendir ki başka milletlere ait atasözleri bazen bizlere çok anlamsız gelebilmektedir. Bu anlamsızlığın temelinde yaşanılan coğrafyanın özellikleri, insanların varlıklara yüklediği anlamların ve değerin farklı olması gibi birçok etken önemli olabilmektedir. Acaba Afrika'da insanların yüzyıllara dayanan tecrübelerinin ortaya çıkardığı atasözleri nelerdir hiç düşündünüz mü? Cevabı hayır olanlar için bazı Afrika atasözlerinden örnekler vermek istiyorum:
* Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız.
Bu atasözü bir alanda söz söylemeye yetkisi olanlar ve aynı zamanda yeterliliği olanlar konuşmadığı zaman, meydanın bilgisizlere kalacağı ve bizlerin de onlara inanmak zorunda olacağıdır.
* Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.
İnsanlar beyaz ya da siyahi, inançlı ya da inançsız olsa bile tüm insanların acılar karşısında hissettikleri aynıdır.
*Bilge her şeyi bilmez, sadece ahmaklar her şeyi bilir.
Gerçek manada bilge olan insanlar hem alçakgönüllülükleri hem de bilginin sınırsız bir okyanus olduğunu bilmeleri sebebiyle hiçbir zaman bilgili olduklarını iddia etmezler. Ahmaklar ise kulaktan dolam biraz bir şeyler duyduklarında bile her şeyi bildiklerini zannederler.
* Biraz yağmur bile her gün nehirleri doldurabilir.
Küçük şeylerin bile tasarruf edildiği zaman bir işe yarayabileceğini anlatan bir atasözü.
* Fark edilmek için çok küçük olduğunu düşünüyorsan, kapalı bir odada bir sivrisinekle uyumayı dene.
Bu atasözü bir şeyleri değiştirmek için tek başına hiçbir şey yapamayacağını düşünenlere küçük bir sivrisineğin nasıl kendini fark ettirebildiği örneğini göstererek öğüt vermekte.
* Kötü şans seni yakalayacaksa, muz dişini kırabilir
Bir adamın bahtı, şansı yaver gitmezse en beklenmedik yerlerde ve en beklenmedik zamanlarda talihsizliklerle karşılaşabilir.
*Tavuk yerken tüylerini ön bahçeye atma.
Bu atasözü yediklerimizin, içtiklerimizin durumu iyi olmayanları düşünerek gizli olması gerektiğini öğütlemektedir. Yiyemeyenlerin canının çekmesine sebep olmamalıyız.
