Aza Kanaat Etmeyen Çoğu Bulamaz

Günümüzün en önemli sıkıntılarından birisi hiç kuşkusuz zamanın hızla akıp gitmesidir. Zamanın bu denli hızlı ilerlemesi insanın farkında olmadan bir girdabın içinde sonsuzluğa doğru ilerlediğini görmek mümkündür. Zaman bu denli ilerlerken şunu soruyor insan; ben peki neresindeyim zamanın? Zamanın herhangi bir yerinde olmak tabiki de bizim elimizde, nasıl mı? Daha fazlasını istemeden önce eteklerimizde neler var ona bakmalıyız.

Dünyanın her aynı monotonlukta hareket etmesi gündüz,gece,aydınlık karanlık vb. Tüm bu sıradanlık içerisinde elindeki ile yetinmeyen bizler zamanın girdabında yok olduğumuzu maalesef görememekteyiz. Halbuki kendimize bir çeki düzen versek acaba dünya daha manidar ve yaşanılır olabilir mi? Her zaman daha fazlasını arzulayan insanoğlu bu arzunun tutsaklığında kin , nefret duygularını beslemekte ve arzularının esiri olarak kıskançlık bataklığında her gün biraz daha gömülmektedir. Bir yandan da başka bi manzaraya baktığımızda yırtılan ayakkabısını onaran insanlar, bozulan eşyalarını inatla tamir etmeye çalışan insanlar ne kadar da mutlu. Değer bilmenin erdemliğin de olan bu insanlar sabır ve metanet ufkunda yürekleri semaya bakmaktadırlar. Emin olun bu insanlar için ileride dikiş tutamayacak , tamir olamayacak noktaya geldiklerinde alacakları o yeni ayakkabı, eşya yüzlerinde ne güzel mutluluk bırakacaktır. Biliyorum hepinize yeni bir şey alındığında başucunuzda uyursunuz. Gece kalktığında göz ucu ile bakar yerinde mi diye. Sonra öyle güzel bir uykuya dalarsınız ki bir varmış bir yokmuş misali masal gibi bir gece. Sabah olduğunda ise hemen dışa fırlarsınız e bütün gece bu anı bklediniz.

İşte değer bilmek böyle bir şey belki geç ulaşılır ama unutmamalı ki azın kıymeti bilinirse ancak çoğa ulaşılır. Kıymet bilmeden gelen çokluk avuçlarından uçar gider.
Galip Hatip

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme