Nasreddin Hoca Fıkralarına Örnekler

 

Nasreddin Hoca Fıkralarına Örnekler


Nasreddin Hoca Anadolu Selçuklu dönemlerindeyken Akşehir ile Hortu çevresinde yaşamış olan bir efsanevi kişiliktir. Genel olarak hazır cevaplı ve mizah anlayışı ile haiz bir bilge olarak aksettirilmiş olan hikayeleriyle tanınmış olan, bir bilge şahıs olarak bildirilen kişidir. 


* Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne anahtarını arıyormuş. Hanımı sormuş: “Hocam, anahtarı nerede düşürdün?”, “Be kadın,” demiş Hoca, “nerede düşürdüğümü bilsem, hiç arar mıyım?

*Bir gün Hoca'nın bulunduğu bir sohbette sormuşlar: “Hocam, adam olmanın yolu nedir?” Hoca düşünceli düşünceli, başını bir o yana bir bu yana sallayarak “Söyleyen olursa dinlemeli, dinleyen olursa söylemeli” demiş.

*Padişah Hoca’ya sormuş. “Hocam, ölünce cennete mi giderim yoksa cehenneme mi?” “Cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen masumlarla cennet dolup taşmak üzere, eğer devam ederseniz size yer kalmayacak.”


*Adamın Biri, Hoca ya sorar: “Nuh un gemisine zeytin dalını ağzında getiren güvercin erkek miydi, dişi miydi?” Hoca cevap verir: “Tabii ki erkekti. Eğer dişi olsaydı, ağzını o kadar kapalı tutamazdı!”

*Nasreddin Hoca pazarda dalgın yürüyormuş. Bu sırada ensesine bir tokat gelmiş. Hoca tökezlemiş birkaç adım sendelemiş, neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki Hoca nın iki katı iriliğinde dev gibi bir adam karşısında. Yutkunmuş önce, sonra sormuş: “Bana sen mi vurdun be adam?” Adam: “Ben vurdum, ne olacak?” “Şakadan mı vurdun, ciddi mi?” “Ciddi vurdum, ne olacak?” “Aman aman, öyle olsun. Çünkü şakadan hiç hoşlanmam da...”

Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra: – Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim? Hoca ne yapsın? – Haklısın, demiş. Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş: – Haklı değil miyim? Hoca: – Vallahi çok haklısın, demiş. Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bu işe şaşırmış kalmış. – Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu? Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp: – Hanım, demiş. Galiba sen de haklısın.

 

 *Nasreddin Hoca ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış. “Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.” “Ayol Hoca delirdin mi sen? Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?” “İyi ya Azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.”

Nasreddin Hoca ya dert yanıyorlar: “Yahu Hoca senin karı çok geziyor.” Hoca: “Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrar.”

*Nasreddin Hoca, bir gün eşeğe binmiş yolda giderken, eşek birden koşmaya başlamış. Kontrolünden çıkan eşeği durdurmaya çalışsa da Hoca başarılı olamamış. Eşeğin sırtında iken Hoca’nın rüzgâr gibi geçtiğini görenler: “Hayırdır hocam, bu telaş da neyin nesi, ne tarafa böyle?” diye sormuşlar. Hoca geride bıraktığı topluluğa eşeğin sırtından başını geri çevirerek şöyle cevap vermiş: “Merak edilecek bir şey yok. Eşeğin acele bir işi çıktıda, birlikte oraya gidiyoruz.”

*Arkadaşlarından biri Hoca ya sorar: “Hoca, dünya kaç metre?” Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: “Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..”

*Hoca eşeğini pazara götürüp satmak ister. Bir müşteri çıkar. Eşeğin yaşını anlamak için dişine bakacak olur. Eşek onun elini ısırır. Adam sövüp sayarak çekilir gider. Başka bir müşteri çıkar, kuyruğunu kaldıracak olur. Kaba etine demirden bir çifte yer. O da topallayarak sövüp sayarak gider. Tellâl gelir: “Hocam,” der. “Bu eşeği kimse almaz. Önüne geleni ısırıyor, tekmeliyor.” Hoca başını sallar ve: “Zaten ben de onu pazara satmak için getirmedim. İnsanlar görsünler de benim neler çektiğimi anlasınlar diye getirdim” der.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme