A'mak-ı Hayal Kitabında Geçen Alıntılar

 

A'mak-ı Hayal Kitabında Geçen Alıntılar


Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul edilen A'mâk-ı Hayal, Filibeli Ahmet Hilmi'nin felsefi ve tasavvufi görüşlerini içermektedir. Romanın kahramanı Raci, içindeki şüphe ejderhasını susturmak ve mutlak hakikate ulaşmak için mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba'nın yardımıyla manevi seyahatlere çıkar.

Kitapta geçen alıntılar şunlardır:


"Seni gerçekten anlamayı denememiş biri için söyleyeceklerin hep fazla gelir..."

Halkımız içinde bir zümre var ki yalnız "bilmediğini bilmez", bundan başka her şeyi bilmek iddiasındadır.

“Üzüntü, sevinçten daha bulaşıcıdır..”
“Tamah ve hırsa uyup nefs ile makhûr olma.”

"Mükemmel konaklarda rahat ve saadet içinde oturup da sefil çoğunluk hakkında mersiyeler yazmak bu sayede mevki tutmak sefillerle iğrenç bir alaydır."

“İnsanın tek marifeti, bir şey bilmediğini itiraf ve kabul etmesidir.”


“İnsanların yüz binlerce senedir lügat icadıyla meşgul oluşuna rağmen hâlâ gerektiği kadar kelime bulunmayışı tuhaf değil mi?”

“Olmak için ilk önce olmamak gerekir..”

“Dünya dediğimiz bu geçici yuvayı, derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Saf bir imanın pek güzel cevap verdiği bu suale akıl ve bilim cevap veremiyordu.”

“Bir şey pahalı alınmazsa kıymeti anlaşılmaz.”

“Şimdiye kadar kim bilir kaç hayvan yükü kitap okudun, ne anladın? Hiç, değil mi? İnsanların bilgisi nedir? Zevk ve kibirlerinin ihtiyacı olan sanayiye ait olanları diyelim ki bir şeydir. Lakin hak ve hakikate dair ne bilirler? Hiç! Akıl denklemiyle hakkı itiraf mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü?”


"Hayatın zevki ölüm sayesindedir. Eğer ölüm olmazsa, hayatın hiçbir kıymeti olmazdı."

"Ben insanlardan o kadar çok ihanet gördüm ki onlara fenalık etmemek şartıyla ömrümü huzur veren şekilde geçirmeyi daha uygun buldum."

“Saadet, karanlıkta kalmamaktadır.”

“Bu geçici hayatta neler buldun ki onun ebedisini arıyorsun?”

“İnsanlar yaratılış ve terbiye bakımından delidir. Tesadüfen akıllı oldukları anlar pek kısadır.”

"Nedense insan yaradılışça tuhaftır; bir çok şeye sahip olur, oldukça hırsı artar"

"Azizim, insanlar mantığı ne dediklerini ayırt etmek için değil, her dediklerini mantığa uydurmak için icat etmişlerdir."

Charlıe’nin Çikolata Fabrikası Kitabı İle İlgili Klasik Sorular Ve Cevapları

 

Charlıe’nin  Çikolata Fabrikası Kitabı İle İlgili  Klasik Sorular Ve Cevapları


1) Charlıe’nin ailesinde toplam kaç kişi yaşamaktadır?

Cevap: Charlie’nin ailesinde iki dedesi, iki ninesi, anne ve babası bir de Charlie olmak üzere toplam yedi kişi yaşamaktadır.

2) Charlıe’nin yaşadığı ev nasıldı?

Derme çatma, iki küçücük odası bir de yatak odası bulunan bir evdir.

3) Charlıe’nin babasının mesleği nedir?

Cevap: Diş macunu fabrikasında çalışan işçiydi daha sonra oradan çıkıp kar küreme işine başlamıştır.

4) Charlıe’nin özelliklerinden üç tanesini yazınız

Akıllı ve sağduyulu bir çocuktur, bencil değil biz merkezlidir, empati kurma becerine sahiptir, sabırlıdır, tok gözlüdür, sorumluluk sahibidir, merhametlidir.


5) Charlie’nin bu dünyada en çok istediği şey neydi?

Cevap: Çikolata yemek ve çikolata fabrikasının içini görmek.

6) Charlie ne zamanda bir çikolataya sahip olurdu?

cevap: Yılda bir kerte o da doğum gününde küçücük bir çikolataya sahip olurdu ve  çikolatayı da küçük ısırarak bir ayda bitirmeye çalışırdı

7) Bay Willy Wonka kimdir?

Cevap:  Bay Wiil Wonka adındaki kişi Çikolata Fabrikasının sahibidir.

8) Bay Wonka fabrikasını bir süreliğine neden kapatmak zorunda kalmıştır?

Cevap: Casuslar  işçi rolünde fabrikaya girmiş ve Wonka’nın çikolatayı nasıl yaptığının sırlarını öğrenmiş ve bunu başka iş insanlarına söylemiştir. Bunun yüzünden Wonka bir süreliğine fabrikayı kapatmak zorunda kalmıştır.

 9)  Bay Wonka kaç çocuğa fabrikayı gezdirme kararı almıştır?

Cevap: Beş çocuğu fabrikada gezdirme kararı almıştır.

10)  Çikolataların içinden çıkacak olan altın biletleri bulana ne verilecekti?

Cevap: Ömür boyu yetecek kadar  çikolata ve şeker

11)  Son  altın bilet  kime çıkmıştır?

Cevap: Son altın bilet  Charlie’ye çıkmıştır.


12) Charlie altın bilete nasıl sahip olmuştur?

Cevap: Yolda bulduğu para ile ikinci çikolatasını aldığında altın bilet çıkmıştır. Altın bilet mahalle bakkalında kendisine çıkmıştır.

13)  Charlie fabrikaya giderken onun yanında kim gelmiştir?

Cevap:  Dedesi Charlie ile birlikte gelmiştir.

14) ) Kitapta fabrikaya girmeye  hak kazanan  çocuklardan aklınıza gelen çocukların adlarını ve özelliklerini yazınız.

Cevap: * Veruca Salt;  zengin bir ailede büyüyen Veruca Salt, hayatı boyunca her istediğini elde etmiştir. Bu nedenle Charlie ile taban tabana zıt bir karaktere sahiptir.  *Mike Teavee ise kitapta açgözlülüğün sembolüdür.* Yoksul bir çocuk olan Charlie'nin hayatta en zevk aldığı iki şey ninesinden hikaye dinlemek ve çikolata yemektir. Fakir olmasına rağmen gözü yok bir çocuk olan Charlie, büyüklerine saygılı ve uslu bir çocuktur. Tek istediği ise, bir gün istediği kadar çikolata yiyebilmektir. *Gloop adlı çocuk tokgözlü ve sabırlı bir çocuktur.

 

15) Kitapta bahsedilen Umpa Lubpalar kimdir?

Cevap:  Çikolata fabrikasında çalışan cüce yaratıklardır.

16)  Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabı ile ilgili neler söylersiniz. Kısaca anlatınız.

Çocukları şımartmamak gerekir. Şımaran çocuk bir zaman sonra dıyumsuz olmaya başlar. Kimi zaman  zorluklar insanı daha çok ayakta tutar ve insanın başarılı olmasını sağlar. Televizyonlar çocuğu zehirleyen ve onun ahmak olmasına neden olan aletlerdir. Televizyon çocukları uyuşturur ve çocuklar kötü olur. Eskiden kitap okurdu çocuklar. Hayal kurardı. Televizyon tüm bunlara engel oldu. Onun için televizyon denen kötü kutuları evden atmalıyız ve çocuklarımıza yüz yüze iletişim kurmalıyız, onların kitap okumasını sağlamalıyız.


17)  Fabrikadan başarı ile çıkan ve sabrı sayesinde, akıllığı sayesinde  çikolata fabrikasının sahibi olmuştur?

Cevap:  Charlie olmuştur.

18) ) Kitabın yazarı kimdir?

 Chalirle’nin Çikolata Fabrikası adlı kitabın yazarı Roald  Dahl’dır.

13 Atasözü ve Anlamları

 

13 Atasözü ve Anlamları

 

1) Yel gibi gelen sel gibi gider: Emek vermeden ele geçen para kısa sürede çarçur olur gider.

2) Yazılan başa gelir: İnsanın kaderinde ne varsa o yaşanacaktır.

3) Zalimin ömrü az olur: Zalim kimseler kötü huylu ve öfkeli  kimseler olduğu için psikolojik olarak kendisini çok yıpratır, bundan dolayı böyle kimseler uzun ömürlü olmaz.


4) Zahirenin ambarı sabanın ucundadır: Toprak, iyi sürülürse bol ürün vereceği için sonuç almak isteyen işine dört elle sarılmalıdır.

5) Ülfet kuvvet bulunca külfet aradan kalkar: İltifat, bazı zorlukları hoşgörü ile karşılamayı sağlar.

6) Üzümünü ye, bağını sorma: Önemli olan, sana nimetin gelmiş olmsaıdır. Onlardan yararlanmaya bak. Nereden geldiğini bilmeye gerek yok.

7) Takke düştü kel göründü: Bir ayıbı örtüp gizleyen şey ortadan kalktığında gerçek ortaya çıkar.

8) Şap ile şekeri karıştırma: Değerli olan nesneler ile değersiz olanları birbirinden iyi ayırt etmek gerekir.

9) Peşkeş atın dişine bakılmaz: Para verilmeden sağlanan bir şeyin ufak tefek kusurları hoş görülmelidir.


10) Pek eğilme basarlar, pek yükselme asarlar: İnsan çevresindeki konumunu iyi belirlemeli ve ona göre hareket etmeli, aşırı tevazu, aşırı gurur ve kibir içinde olmamalıdır.

11)Oldu olacak, kırıldı nacak: Her şey olup bitti, iş işten geçti. Bundan sonra bir şey yapılamaz.

12) Köprünün altından çok su geçti: Zaman geçtikçe şartlar da değişti. Eski durumdan eser kalmadı.

13) Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur: İşini iyi bilen, yapan, becerikli, gayretli, çalışkan insanları çok olan yerde bol kazanç elde edilir; refah ve bolluk içerisinde yaşanılır.

Fahrenheit 451 Kitabında Geçen Alıntılar

 

Fahrenheit  451 Kitabında  Geçen Alıntılar


Kitap; enformasyon çağında oluşabilecek olası bir yaşamı anlatır. Yangına dayanıklı evlerin, böcek adı verilen dönüşebilen araçların, mekanik tazıların, evlerde adına “duvar” denilen son teknoloji canlı yayın ekranlarının bulunduğu gelişmiş ve robotikleşmiş bir dünyayı betimliyor yazar.

Kitapta geçen alıntılar şunlardır:

“Kitaplar aptal, salak olduğumuzu bize hatırlatmak için var.”

“Bir insan kaç kez dibe vurup da yaşamayı sürdürebilir?”

“Bir kitabı kapağına göre yargılama.”

“Kaybedecek bir şeyin olmayınca, istediğin riske girebiliyorsun.”

“Belki kitaplar bizi mağaradan biraz çıkarabilir. Belki hep aynı, lanet olası, çılgınca hataları yapmaktan alıkoyabilirler bizi!”

“Hakkımda söyledikleri her şey doğru sanırım. Hiç arkadaşım yok. Bu anormal olduğumu kanıtlıyormuş. Ama tanıdığım herkes ya bağırıyor ya ortalıkta çılgınca dans ediyor ya da birbirini dövüyor. Bugünlerde insanların birbirini nasıl incittiğini fark ediyor musun?”


“İnsanlar neden insanlara acı vermek istiyor?”

"Mutlu olmamız için gerekli her şeye sahibiz, ama mutlu değiliz. Bir şey eksik. Etrafa bakındım. Ortadan kaybolduğunu bildiğim tek şey, on on iki yıldır yaktığım kitaplardı. Bu yüzden kitapların faydası olur diye düşündüm."

''Herkesin hatırlamak istediği ve hatırladığı bir kitabı vardı.''

"Dikkat ettin mi, bugünlerde insanlar birbirilerini nasıl incitiyorlar?"

"Kitaplarda bir şeyler olmalı... Hayal edemeyeceğimiz şeyler ; orada bir şeyler olmalı."

“Bir kadın kitaplar uğruna yanabiliyorsa, kitapların içinde bir şeyler olmalı...”

“Gözlerini merakla doldur ve sanki on saniye sonra ölecekmiş gibi yaşa...”

“Mutlu olmamız için gerekli her şeye sahibiz, ama mutlu değiliz. Bir şey eksik.... Bu yüzden kitapların faydası olabilir diye düşündüm.”


“Kurtarılma arayışına da girme. Kendini kurtar, boğulursan da en azından kıyıya doğru gittiğini bilerek ölürsün.”

“İnsan bilmediği şeyden korkar hep.”

“Bir insan kaç kez dibe vurup da yaşamayı sürdürebilir?”

“İyi yazarlar genellikle hayatın gerçeklerine dokunurlardı. Bu bakımdan kitaplardan neden bu kadar nefret edildiğini, korkulduğunu anlıyor musunuz? Hayatın gerçek yönlerini veriyorlar.”

Et Tırnaktan Ayrılmaz

 

Et Tırnaktan Ayrılmaz


 Yakın hısımlar arasındaki bağlar çok  sağlamdır, kolay kolay kopmaz anlamında söylenilmiş atasözüdür. Aile içinde anne, baba ve çocuklar arasında çeşitli sorunlar çıkabilir. Çıkan sorun her ne olursa olsun arada kan bağı olduğu için aile içindeki bireyler birbirinden kopmazlar. Bu durum aynı şekilde akrabalık ilişkileri için de geçerlidir. Akrabalar arasında kimi zaman sorunlar ortaya çıkabilir, küslükler olur, tartışmalar olur. 


Hala ile babanız arasında sorun yaşanabilir, teyze ile anneniz arasında sorun yaşanabilir vb. Tüm bunlara rağmen yine  de kan bağı olan insanlar birbirine arka çıkar ve yeri geldiği zaman da birbirlerini affetmesini bilirler. Yani hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirler. Bunun için insanların arasına girmemek en doğrusudur. Akrabaların arasına, aile bireylerinin arasına girilmemelidir. Çünkü her ne olura olsun kan bağı vardır ve barışabilirler, gelgitler yaşanabilir. Bundan dolayı tarafsız olmak gerekir.


 İnsanların arasını bozmamak, insanların arasına nifak tohumu sokmamak gerekir. Çünkü et tırnaktan ayrılmaz. Herkes yine ailesine döner, yine akrabası ile iletişim içinde kalmaya devam eder. Çünkü kan bağı çok kuvvetli bir bağdır ve o bağ hayat boyu sürer.

Bayram Geleneklerimiz Hakkında Araştırma Yapınız

 

Bayram Geleneklerimiz Hakkında Araştırma Yapınız


 Bayram; ulusal ya da dinsel yönden önemi olan, kutsal sayılan ve ulusça kutlanan gün. Bayramlar milli ve dini bayramlar olarak ikiye ayrılır. Milli bayramlarda törenler düzenlenir, gösteriler yapılır, şiirler okunur. Dini bayramlarımıza bakacak olursak şunları söyleyebiliriz. İlk olarak sabah erkenden kalkılır ve abdest alınıp  bayram namazı kılınmaya gidilir. 


Bayram namazı çıkışı insanlar sıraya girer ve birbirleri ile bayramlaşmaya başlar. Bayram günü her türlü yöresel yemekler ve tatlılar yapılmış olur. Evler tertemiz olur ve misafirlere açık hale gelir. Eve gelen her misafire yemek ve tatlı ikram edilir. Dileyen yer istemeyen ise yemez. Eve gelen misafirin eline kolonya dökülür ve şeker,  lokum, çikolata ikram edilir. Hayatını kaybeden insanların mezarına gidilir ve mezar ziyareti yapılır ve mezarın başında Kuranı Kerim okunur, dualar edilir. Ev ziyaretleri yapılır, Güzel sohbetler edilir, Sarmalar, dolmalar, hoşaflar, tatlılar yapılır ve güzel bir gün geçirilir. 


Küs olanlar barıştırılır. Çocuklar kapı kapı dolaşarak şeker toplar. Bayramda bayramın anlam ve önemine göre radyo ve televizyon programları yapılır. Çocuklar için etkinlikler yapılır. Çocukların en mutlu günüdür. Çünkü onlara hediyeler alınır, harçlık verilir. Bayram geleneklerimiz bunlardır.