Geç Geçenden Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Geç Geçenden Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

İnsan kendisine değer vermeyen, saygı göstermeyen kişiye aynı  şekilde değer vermemeli, saygı göstermemelidir. Gerçekten de bize değer vermeyen, bizi sevmeyen, onca iyiliğimize rağmen, onca fedakarlığımıza rağmen yaptıklarımızı görmeyen insanları kalbimizden uzaklaştırmak en doğrusu olur. Çünkü seni sevmeyene sabır göstermek, seni sevmeyenin arkasından koşmak en çok da koşanı yıpratır ve olan giden onca zaman olur.

 

 Sizi seven, size değer veren insanlarla muhabbet kurun. Sizin için emek eden, fedakarlık gösteren, sadece menfaat için sizi sevmeyen , sizi siz olduğunuz için sevenlerle olun. İnsanlar  genelde kendilerini üzen, kendilerine pek yüz vermeyen kimselerin peşinden koşar ve bunun sonucunda da üzülen  insanın yine kendisi olur. Oysa oturup biraz düşünmek, beklemek gerekir. Beni gerçekten kim seviyor, kim bana kıymet veriyor, beni dinliyor, benim mutlu ve acı günlerimde yanımda oluyor. Bunu gerçek anlamda idrak edersek işte o zaman bize değer verenlerin kıymetini daha iyi anlarız ve onları daha çok severiz.

 

Bizi sevmeyen insanlardan geçmeliyiz, sevenlerin peşinde koşmalıyız ve onlara fazlası ile değer vermeliyiz. Seni sevmeyen, sana değer vermeyenler ilgili çok güzel bir söz vardır: “Seni sevmeyene asla sabır gösterme; çünkü sabrının adı yüzsüzlük, fedakarlığın adı eziklik, sevginin adı kişiliksizlik olur.”

Uzaya Giden İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı’nın Uzay İle İlgili Sorulara Verdiği Cevaplar

  

Uzaya Giden İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı’nın Uzay İle İlgili Sorulara Verdiği Cevaplar


Uzaya giden ve milli gururumuz olan  kişinin adı Alper Gezeravcı'dır. Mersinli bir ailenin evladı olan Gezeravcı Mersin’in Silifke ilçesinde dünyaya gelmiştir. Uzaya çıkan ilk Türk astronotu olarak hepimizi mutlu etmiştir.  Sıra bizde. Bizim de çok çalışıp ülkemizi  her alanda geliştirmemiz gerekir. Artık bizimde uzaya giden bir bilim insanımız vardır ve bundan gurur duymalıyız. Uzaya giden Alper Gezeravcının ilk sözü ise Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği "İstikbal göklerdedir." sözü olmuştur.


Alper Gezeravcı’nın uzaydayken uzay ile ilgili sorulara verdiği cevaplar şunlardır:

Alper Gezeravcı’ya yöneltilen sorular ve cevapları şunları olmuştur:

Soru: Tam olarak neredesiniz, konum?

Gezeravcı: Yerden 400 kilometre (km) yüksekte, ISS istasyonunda, istasyon dakikada 500 km yer değiştirdiği için tam konum mümkün değil.

Soru: Atmosfere giren her şey yanıyor, eriyor, uzay aracı hangi maddeden yapılmış ki bir şey olmuyor?

Gezeravcı: Seramik ve karbonfiber türevlerinden, ısı dayanımı yüksek dış kaplama mevcut.

Soru: Dönüşte 5 santimetre boy uzaması olacak mı?

Gezeravcı: Uzun süreler kalınsaydı mümkün olurdu ancak 14 günde pek bir şey değişmez. Bu arada uzay uzaması ciddi sağlık sorunudur, bilginize.

Soru: UUİ'den hangi gezegenler görülebiliyor?

-Mesafe dolayısıyla çıplak gözle gezegenlerden sadece Ay görülebilir.

Soru: Adıyaman tütünü ekmeyi unutma.

-Bazı bitkilerin ekimi yapılıyor ve fizyolojisi incelenecek ancak maalesef bu bitki Adıyaman tütünü değil.

Soru: Uzayda 7 gün, dünyada 7 yıl mı gerçekten?

-Günde 16 gündüz ve gece geçirilse de gerçekte aynı zaman dilimindeyiz. Birebir yani :)

Soru: Bu uzay aracının çekimi dron ile mi yapılıyor? Nasıl?

-Uzay istasyonu kameralarıyla ve yerden yüksek çözünürlüklü kameralarla zum yapılarak.



Soru: Sabri abinin toplarını getirmeyi unutmayın.

-Uluslararası uzay istasyonu 400 km yükseklikte. Aşağıdakileri toplamışlar, kalanlar biraz daha yüksekte. Ay yolculuğu olursa anca öyle.

Soru: 2024 Lisans KPSS'de soru olarak gelir misiniz?

-Planlanan, gerçekleşen ve varış tarihlerine dikkat edin.

Soru: Neden 36 saat sürdü yolculuk, süre fazla değil mi?

-Varış noktası yani UUİ 400 km yükseklikte, 28 bin km hızla hareket ediyor. Roket fırlatıldığında henüz onuncu dakikada 200 km yüksekliğe çıkmıştı bile ancak dakikada 500 km yer değiştiren UUİ ile aynı noktaya varmak, hızları eşitlemek ve bunu tek seferde yapmak 36 saat sürüyor şu anki teknolojiyle.

Soru: Dönüş ne zaman?

-3 Şubat olarak planlandı ancak serbest düşme şeklinde olacağı için hava durumuna bağlı olarak değişiklik gösterecektir.

Soru: Berber Türk mü?

-Mikhail Borisovich Kornienko - Rus - 1960 doğumlu.

Soru: Tuvalet işi nasıl oluyor?

-Elektrikli süpürge gibi vakum yapan sistemler mevcut, dışkı havada uçmak yerine çekiliyor.

Soru: Sıvılar nasıl dağılmadan duruyor?

-Yüzey gerilimi dolayısıyla dağılmıyor (Sıvılarda yüzey gerilimi yazarak araştırabilirsiniz).

Soru: Yemek nereden geliyor?

-Hazır halde dünyadan geliyor.

Soru: Nasıl?

-Kargo görevleriyle ve yolculu görevlerle.

 

Soru: Yemeğin mideye inmesi yer çekimsiz ortamda nasıl oluyor?

-Peristaltik hareket adı verilen ve otonom çalışan kaslarla yemek hareket ettirilir, yemek borusu ve bağırsaklarda besinin hareketi bu şekilde sağlanır. Yer çekimiyle alakası yoktur.

Soru: Yer çekimsiz ortamı tarif edebilir misiniz?

-Su altında olmak gibi.

Soru: Mide bulantısı var mı?

-Vertigonuz yoksa sorun olmaz.

Soru: Geri dönüşte kapsül rastgele bir yere mi iniyor?

-Hayır, UUİ'nin 28 bin kilometre/saat hızı dolayısıyla fizikteki eğik atış hareketi gibi bir hareketle başlayıp atmosfere girdikten sonra açılan 2 adet paraşütle dikey harekete dönüşecek olan geri dönüş yolu hesaplanarak, düşüş noktası önceden tespit edilerek planlanıyor. Düşüş esnasında karşılama ekibi su üstünde düşüş noktasında hazır bekliyor. Sayfamda Axiom 1’in dönüş videosu mevcut, inceleyebilirsiniz.

Soru: Yüksek hız dolayısıyla kenetlenme zor oldu mu?

-Hayır, 400 kilometre yükseklikte atmosfer şartları olmadığı için (rüzgar, hava direnci vs.) bir problem oluşmuyor.

Soru: Kenetlenme esnasında son yaklaşma için hareketi ne sağlıyor?

-Newton yasalarından, etki tepki prensibiyle uzay aracından, hareket etmek istediğiniz yönün aksi yönde sıvılar püskürtülür. Sıvının püskürtüldüğü yönün aksi yönünde ittirilirsiniz.

Soru: Uyku nasıl?

-Sayfamdaki videolarda görebileceğiniz şekillerde, kendinizi sabitleyerek uyuyabilirsiniz ancak yer çekimi olmadığından suda uyumak gibidir. Vücut ağırlığınız üzerinize çökmediğinden ağrısız rahat uyursunuz.

Soru: Roket 70 metreydi, kapsül küçücük, kalanı nerede?

-3 kademeli ateşleme sistemi mevcut, içerisinde bol miktarda yakıt ve motorlar bulunan ilk 2 kademe görev başlangıcından kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu parçalardan ilki otomatik geri dönüş yaptı, ikincisi kontrollü bir şekilde imha edildi. Geriye sadece kapsül kaldı.

Soru: Günde 16 gece, 16 gündüz nasıl oluyor?

-UUİ’nin hızı dolayısıyla dünyanın etrafı 90 dakikada bir tam tur dönülmektedir. Dolayısıyla dünya üzerinde bir buçuk saatte bir kez gece ve bir kez de gündüz yaşanan bölgeler üzerinden geçilmektedir. 24 saatte yaklaşık 16 tur atılmaktadır.

 

Soru: Şu anda UUİ'de kaç kişi var ve ne kadar kalıyorlar?

-Şu anda Alper Gezeravcı ile birlikte toplam 11 kişi bulunmakta olup Axiom 3 astronotları dışındaki 7 astronot, 6 ay boyunca orada kalıp sonrasında dönüyorlar.

Soru: Oksijen nereden geliyor?

-Elektroliz yöntemiyle su, oksijen ve hidrojene parçalanıyor.

Soru: UUİ, nasıl bir yer?

-Sayfamda videosu mevcut olup adeta dev bir laboratuvardır. Dünyadan 400 kilometre yüksekte olup 28 bin kilometre/saat hızla hareket etmektedir. 16 ülke tarafından uzayda birleştirilerek yapılmıştır, yaklaşık 450 ton ağırlığında olup sürekli ekleme yapılmaktadır. 150 milyar dolardan fazla maliyeti olan tesis, yaklaşık futbol sahası büyüklüğündedir.

Soru: UUİ'de ne yapıyorlar?

-Deney ve gözlem.

Soru: Hiç kobay gönderildi mi UUİ'ye?

- (Uzaya) 1961 yılında Sovyetler Birliği'nin bir köpek, bazı fare türleri ve kurbağalar gönderdiği kayıtlarda mevcuttur (Korabl-Sputnik 4).

 

Cömertle Nekesin (Cimrinin) Harcı Birdir Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız

 

Cömertle Nekesin (Cimrinin) Harcı Birdir Atasözü İle İlgili Kompozisyon Yazınız


Bu atasözümüz iki farklı anlamda da kullanılabilir. Birinci anlamı şu şekildedir:  Cömert olan kişi için de cimri  olan kişi için de ölüm kaçınılmazdır. Yani ölümden kimse kaçamaz ve ölüm herkes için eşittir. Herkes fani olduğu için bu dünyada iyilikten başka bir şey kalmaz. Onun için cimri olacağımıza cömert olup bu dünyadan ayrılmak en güzel olanıdır. Cimri davranıp olumsuz anılmaktansa cömert olup iyi anılmak insanı daha değerli kılar.


Atasözünün ikinci anlamı ise şı şekildedir:

 Ucuz olsun diye her şeyin en kötüsünü alan cimri kişi, çabucak bozulan ve işe yaramayan malın yenisini almak zorunda kaldığından birkaç kez para harcamak zorunda kalır. Aslında daha çok parası gider. Eli açık kimse ise çok para verip bir kez aldığı malı daha uzun süre kullanır. Sonuç ta cimri olan kimse de eli açık olan kimse de aynı parayı harcamış olur. Bunun için de cömertle cimrinin harcı birdir denilmiştir.


Kısacası cömert olmalıyız, cimri olmamalıyız. Bir malın kalitelisini alıp onu daha uzun süreli kullanmalıyız. En kötüsünü alıp kendimizi boş yere rezil etmemeliyiz.

Kirli Bir Doğada Niçin Yaşamak İstemezsiniz Sorusuna Cevap Olacak Hikaye Edici Bir Metin Yazınız.

 

Kirli Bir Doğada Niçin Yaşamak İstemezsiniz Sorusuna Cevap Olacak Hikaye Edici  Bir Metin Yazınız.


Kızlderililerin çok güzel bir sözü vardır:   “Beyazlar hiçbir zaman toprağı, geyikleri ye da ayıları umursamadılar. Biz Kızılderililer bir hayvanı öldürdüğümüz zaman onu hiçbir şekilde ziyan etmiyor, bütün etini yiyoruz. Kökler diktiğimizde ve evler yaptığımızda küçük çukurlar açıyoruz. Çekirgeler için otları yaktığımızda hiçbir şeyi mahvetmiyoruz. Meşe meyvelerini ve fıstıkları ağacı sallayarak düşürüyoruz. Ağaçları baltalayıp devirmiyoruz. 


Yalnızca kurumuş ağaçları kullanıyoruz. Ama beyazlar toprağı deşiyor, ağaçları söküyor ve her şeyi öldürüyorlar. Ağaç diyor ki,” Yapma, acıyor. Canımı yakma.” Ama onlar onu baltalayıp kesiyorlar. Toprağın ruhu onlardan nefret ediyor. Onlar ağaçları parçalıyor ve en derinlere kadar oyuyorlar. Ağaçları testereyle kesiyorlar. Bu onların canını yakıyor. Kızılderililer asla bir şeyin canını yakmaz ama beyazlar her şeye zarar veriyorlar. Kayaları parçalıyor, sonra da onları yerlere saçıyorlar. Kaya diyor ki,” Yapma, canımı yakıyorsun.”Ama beyazlar hiç umursamıyorlar. Kızılderililer kayaları kullanırken yalnızca küçük ve yuvarlak olanları alırlar. Toprağın ruhu beyaz adamı nasıl sevebilir? Beyaz adamın ona dokunduğu her yer acıyor. Bu söz bize neden doğayı korumamız ve onu çok sevmemiz gerektiğini çok güzel bir şekilde anlatır.

Şimdi hikayeme geçiyorum.

 

Doğayla Savaş Halinde Olmayalım!

Akşam okuldan çıkıp eve geldiğimde saat yedi buçuk gibi akşam haberlerini izlemeye başladım. Ülkemizin bir şehrinde denizdeki balıkların ölerek kıyıya vurduğunu anlatıyordu. Binlerce balık ölmüştü ve deniz kıyısında görünen ölü balıklara çok üzülmüştüm. Daha sonra haberin devamını dinlediğimde denize zehirli kimyasalların karıştırıldığı anlatılıyordu. Binlerce balık ölüyodu. İki kuruşluk fayda için  bir daha telefi edilmeyecek zararlar açlıyordu doğanın başına. Bu çok canice bir durumdu. Canlar gidiyor ama bu kimsenin umrunda bile olmuyor diye düşünmeye başladım.

 

 Akşam balıkların o hali gözümden gitmedi ve gece rüyamda temiz bir doğa, yemyeşil ağaçlar, tek katlı evler ve deniz içinde yüzen balıklar gördüm. Cennette gibiydim sanki. Annemin haydi Aslı uyan demesi ile uyandım. Akşamki haberi hatırladım ve canım tekrar sıkıldı. Doğa ile bu savaşa son vermemiz gerektiğini düşündüm ve okula gidince bu konu hakkındaki düşüncelerimi Nazife Öğretmene söyledim. Ona bizler öğrenciler olarak basın yayını okula getirtelim ve doğayı nasıl daha iyi hale getirebiliriz diye projeler üretelim dedim. Bu düşüncemi öğretmen çok beğendi. Ertesi gün gazeteciler okulumuza geldiler. Onlar gelmeden  hemen  önce okulun çevresini de tertemiz yapmıştık. Her öğrenci sıra ile konuştu ve sıra bana geldiğini şunları söyledim: Haberlerde ölen balıkları gördüm ve doğayı nasıl bu hale getirdiğimizi düşündüm. Sadece balıklar değil diğer canlıların yaşam alanı da tehdit eden biz insanlarız dedim. Deniz kıyısı pislik içinde, şehirler pislik içinde, insanlar keşke daha bilinçli olsa diye veryansın ettim ve ağlamaya başladım.  Böyle giderse yaşayacak temiz alanımız olmayacak, salgın hastalıklar artacak, temiz havaya hasret kalacağız ve ama iş işten geçmiş olacak dedim.

 

Benim bu konuşmamdan sonra yetkililer okulumuzu aradılar ve doğayı korumak için artık daha dikkatli olacaklarını söylediler ama biz çocukla da bu bilinci  asla kaybetmeyecektik ve öyle de yaptık. Yaşadığım şehirde nerede bir çöp görsem onu çöp kutusuna attım, okulumun çevresini temiz tutmaya çalıştım ve doğa ile savaş değil barış içinde olursak daha mutlu olacağımızı ve daha temiz bir çevrede yaşayacağımızı anladım. Kirli doğa kirli dünya demekti. Hayatımın sonu demekti, hastalıklar, pislikler içinde nefes almak demekti. Bunun için doğaya savaşa hayır doğaya katkı sağlamaya evet dedim.

 

Uzay Yolculuğuna Çıkmak İster Miydiniz? Nedenleriyle Açıklayınız.

 

Uzay Yolculuğuna Çıkmak İster Miydiniz? Nedenleriyle Açıklayınız.


Uzay, Dünya ve diğer gökcisimleri arasında yer alan sonsuz boşluğa verilen isimdir. Uzayın ortalama sıcaklığı yaklaşık olarak -270 derecedir. Uzay’da bizim algıladığımız gibi bir zaman kavramı yoktur. Atmosfer ile uzay arasında kesin bir sınır bulunmamaktadır, fakat Dünya’nın atmosferi yukarı doğru çıkıldıkça incelmektedir. Uzayda tahminen milyarlarca galaksi bulunmaktadır.


 Uzay yolculuğuna çıkmayı çok isterdim. Ülkemizin milli gururu olan Alper Gezeravcı uzaya giden ilk Türk astronot olarak adını kayıtlara geçirmiştir. Uzaya gitmek isterdim çünkü uzayda neler oluyor, nasıl bir yaşam alanı var ya da orada hayat var mı bunları çok merak ediyorum bunları araştırıp incelerdim. Yerçekimsiz bir yerde yaşamanın heyecanını tadardım. Uzayın derinliklerinde nelerin olduğu her zaman merak etmişimdir. Orada bizden başka yaşayan canlıların olup olmadığını merak ettiğim için uzaya gitmeyi çok isterdim. Ayrıca uzaya giderek ülkemi dünyada iyi anlamda temsil etmiş olurdum ve bu da beni çok mutlu ederdi. Gezegenleri, yıldızı, kuyruklu yıldızı, takım yıldızlarını, asteroitleri, göktaşını görmek isterdim. İçimdeki merak duygusunu yenmek için, belki orada yaşayan uzaylıları vardır ve  bunu dünyaya kanıtlamak için uzaya gitmek isterdim. 


Her yeni uzay görevinde insanlığa farklı bilgiler aktarılır ve bende bu bilgileri aktaran bilim insanlarından biri olmak isterdim. Uzay görevi sırasında öğrendiğim bilgileri dünyaya döndüğüm zaman insanlara anlatırdım ve dünyanın da uzay hakkında bilgilenmeye devam etmesini sağlardım. 

Alınteri İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız.

 

Alınteri İle İlgili Bilgilendirici Metin Yazınız.

 

“En verimli yağmur alınteridir” der Cenap Şahabettin. Çünkü alınteri ile kazanılan para insanın kendi el emeği ile, beyin gücü ile kazandığı paradır. Çünkü alınteri ile kazanılan para kul hakkına girmeden, bir yerden rüşvet almadan, birinin adamı olmadan kazanılan paradır. Onun için de böyle kazanılan para gönül rahatlığı için harcanıp, gönül rahatlığı içinde yenebilir. Özelliklede bir bir babanın evine helalinden ekmek götürmesi, bir kömür işçisinin saatlerce yerin kaç altında kalması ve çocukları için, ailesi için oradaki kömür zehrine kendini feda etmesi bir alınteri örneğidir.

 

Bileğinin hakkı ile, alnının teri ile kazanılan para ne güzel paradır. Çünkü o parada dürüstlük vardır, onurlu olma vardır, dimdik bir duruş vardır, karakter vardır. Onuru ile hayatta kalabilen, alın teri ile kazandığı parayı ailesi için, muhtaç insanlar için harcayan kimselere değer vermeliyiz, onları sevmeli ve toplum içinde onları yüceltmeliyiz. Yüce Allah da alın teri ile para kazanan, helalinden kazanan kullarını sever ve onlara sevap yazar. “En hayırlı ve tatlı kazanç insanın el emeği göz nuru alın teri ile kazandığı rızıktır." der alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa.

 

 Onun için toplum içinde insanları alınteri ile çalışmaya yönlendirmeliyiz. Hırsızlıkla, rüşvetle, hak yemekle kazanılan para helal değildir ve kişiye de faydası dokunmaz. Bunun için her zaman alınterimizi dökmeli ve kendimize karşı dürüst olmak için hayat boyunca helalinden kazanmaya çalışmalıyız.