Sevgi,cumhuriyet, millet, mehmetçik, asker, mutluluk, özgürlük, komutan, yardım, beraberlik, barış, bayrak ,Türkiye Cumhuriyeti, merhamet, şehit, istiklal marşı ,yüzbaşı, can, onur, gençliğe hitabe kelimelerini bulunduran bir komposizyon yazınız .


Sevgi,cumhuriyet, millet, mehmetçik, asker, mutluluk, özgürlük,  komutan, yardım, beraberlik, barış, bayrak ,Türkiye Cumhuriyeti, merhamet, şehit, istiklal marşı ,yüzbaşı, can, onur, gençliğe hitabe kelimelerini bulunduran bir kompozisyon yazınız .

Kurtuluş Savaşı yıllarında Türk Milleti  çok yokluklar çekmiştir . Onca yokluğa rağmen, fakirliğe rağmen milletimiz birlik ve beraberlik içinde hareket etmeyi bilmiştir . Çünkü onlar için vatan her şeyden daha önemli olmuştur . Vatan sevgisi , bağımsızlık ,  bayrak sevgisi ve özgür olma düşüncesi asil milletimizin içinde olan bir duygudur .  Çünkü bizim milletimiz bu değerlere sahip olursa mutlu olur.

Kurtuluş Savaşı  zamanında Mehmetçiğimiz cepheye silah taşırken ayağında bir çarığı bile yoktu fakat içinde iman gücü vardır . Bu vatan işte bu iman gücü ile kurtarıldı . Vatan yolunda nice askerlerimiz şehadet şerbetini içti ve bu vatan uğrunda hayatlarını  feda ettiler .  Kurtuluş Savaşı’nın önderi olan büyük asker, büyük komutan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk arkasına milletinin de desteğini almış ve düşmanları ülkeden kovmuştur . O zor yıllarda halkımız askere gerekli olan maddi ve manevi yardımı sağlamış ve ülkemizin o güzel insanları dayanışma içinde hareket etmiştir .  Bizim kahraman askerimiz savaşlardan asla korkmamıştır . Çünkü onlar cesaretli ve yardımsever bir asker olmuştur . Savaş anında aman dileyen düşmana bile merhametli davranmışlardır ve can yakmamışlardır . Çünkü bizim askerlerimiz mecburi olmadığı sürece her zaman barıştan yana olmuşlardır . Bizim askerimiz, astsubayımız, yüzbaşımız vb. her zaman onurlu ve gururlu olmuştur . Düşman karşısında asla eğilmemiş , her zaman dik durmuştur . Bayrağını asla ayaklar altına aldırmamıştır .  Çünkü o ay yıldızlı al bayrak için nice canlar hayatını kaybetmiştir .  Üstad  Mehmet Akif Ersoy  ise milletimize hediye olarak milli marşımız olan İsitiklal Marşı’nı yazmış ve milletini onurlandırmıştır .

Ülkemiz bağımsızlığına kavuştuktan sonra Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet’i ilan etmiştir . Böylece artık halkın egemenliği , halkın iradesi  yönetime egemen olmaya başlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk  Gençliğe Hitabe’de ilk olarak gençlerin cumhuriyeti koruması gerektiğini söylemiştir. Bizlere düşen görev de Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak ve onu çok sevmektir.

Kalem İle İlgili Hikaye Yazınız.


Kalem İle  İlgili  Hikaye Yazınız.

İlkokul birinci sınıfa yeni başlamıştım . Her çocuk kalemini , defterini almıştı ve okul hazır durumdaydı.  Benim ise kalem ve defterim henüz alınmamıştı . Çünkü babamın bir işi yoktu ve bunları alacak da hiç parası yoktu . İçten içe üzülüyordum ama bunu babama belli etmiyorum çünkü onu üzmek  istemiyordum .  O da üzüldüğümü hissediyordu, kendini yiyip bitiriyordu ama ne yapsın işten elinden bir şey gelmiyordu canım babamın. Dersin ilk günü herkes sınıfa geldi .

Öğretmen hadi bakalım çocuklar çıkarın kalemlerini “a” harfini hep birlikte yazmaya  başlayalım dedi .  Arkadaşlarım heyecanlı ve mutlu bir şekilde kalemlerini , defterlerini çıkardı ve öğretmenin tahtaya yazdığı “a” harfinin aynısını yapmaya çalıştılar . Ben ise öğretmene boş boş bakıyordum ve üzülüyordum . Öğretmen  bana baktı ve kalemim olmadığını anlayınca sınıfın içinde bana hiçbir şey demedi . Zil çaldı  ve  Zeynep  kızım sen yanıma gel dedi . Ben ise tamam öğretmenim diyerek onun yanına gittim . Öğretmen bana kızacak diye çok korkuyordum . Öğretmen  bana baktı ve önce sıcak bir şekilde gülümsedi .  Nur Öğretmenimin dişleri inci gibi beyaz ve güzeldi . Ben de ona güldüm . Bana senin kalemin olmayabilir ama bak bende fazladan kalem var diyerek bana süslü bir kalem verdi, defter verdi. Ben utandım ve  yere baktım . Öğretmen asla utanma  yavrum dedi. Okumak çok güzel bir şey , sen okuyacaksın dedi . Baban  sana yine alacak kalemini biliyorum ama şimdilik bunu kullan dedi bana.

Ben de öğretmenime sarıldım ve o gün ben de “a” harfini yazdım  ve çok mutlu oldum. Daha sonra babam bana da kalem ve defter aldı ve okuluma güzel bir şekilde devam ettim. Babam iş bulduğu için çok mutlu oldum. O gece yatağımda gizli gizli gözyaşları dökerek Allah'a bizi kimseye muhtaç etmediği  için şükrettim. İyi ki babam vardı ve  bana eğitim önemli temel aracı olan kalemimi almıştı. Artık o kalemle neler yapardım ben bir bilseniz. Yeter ki kaleminiz olsun, okumayı bilin gerisi gelir mutlaka.

Baş Başa Vermeyince Taş Yerinden Kalkmaz Sözü İle İlgili Hikaye Yazınız.


Baş Başa Vermeyince Taş Yerinden Kalkmaz Sözü İle İlgili Hikaye Yazınız.

Fatma Hanım  insanlar ile fazla iletişim kurmayı sevmeyen , her işi ben bilirim kafasında olan bir ev hanımıydı . Komşuları ona gelip gitmek istiyor, onunla da samimi olmak istiyor fakat Fatma Hanım onlar ile muhabbet etmekten kaçınıyordu . Çünkü tek başına kalmayı, tek başına yemeyi  seviyordu o. Kış yaklaşmak üzereydi . Artık havalar da iyice soğuduğu için herkes evine kömür almaya başlamıştı . Komşular aldıkları kömürü evlerine  taşımak için birbirinden yardım almışlar ve böylece de kolayca işleri bitmişti .

Kışlık turşuyu birlikte yapmışlar, pekmezi kaynatmışlar, tarhanayı yapmışlardı. Fatma Hanım ise daha bunların hiç birini henüz yapmamıştı . Üstelik bir de evde bakması gereken küçük bebeği vardı . Birkaç gün sonra eşi eve kömür getirdi . Eşinin  işi olduğu için ona yardım edemeyecekti . Daha sonra Fatma Hanım ben bu kadar işi nasıl yapacağım, çocuk da evde durmaz diyerek kendi kendine dertlendi . Acaba komşulardan yardım istesem bana ardım ederler mi diye düşündü . Daha sonra onlara yaptığı davranışlar aklına geldi ve çok pişman oldu. Ama yine de komşularından yardım istedi . Onlar da Fatma Hanım’a yardım etti ve işler kısa sürede bitti . Fatma Hanım onları çok sevmişti , çok cana yakın insanlardı . Daha önce  neden böyle bir olumsuz bir davranış içinde olduğunu kendi de anlayamadı ve  komşularından özür diledi .

Daha sonra  komşular her zaman birbirleri ile iyi geçindiler ve birbirlerinin işlerine yardım ettiler.  Yani baş başa verince işler daha kısa zamanda bitti . Birlik ve beraberliğin olduğu yerde sorunlar da daha çabuk çözülüyordu. O günden sonra komşular hep birlik içinde hareket ettiler ve güzel günler geçirdiler.

‘’İyi Dostluklar Temiz Hesaplarla Kurulur.’’ Özdeyişi İle İlgili Kompozisyon Yazınız.


‘’İyi  Dostluklar Temiz Hesaplarla Kurulur.’’ Özdeyişi İle  İlgili Kompozisyon Yazınız.

Hayatta  insanı mutlu eden en önemli şey onun yanında dostlarının , arkadaşlarının olmasıdır. Elbette ailemiz de bizim için çok değerlidir  fakat bazen  aile de sosyalleşmede tek başına  yeterli olmaz . Bunun  için de dostlara ihtiyaç duyarız . Dost demek kişinin  iyi ve kötü günlerinde yanında olan, onu sırtüstü bırakıp gitmeyen kişi demektir .  Yani can demek, kardeş demek,  size yardımcı bir melek demektir.

 İyi dostluklar  temiz hesaplar ile kurulur .  Çünkü iyi dostluklarda ilk sırayı koşulsuz sevgi ve saygı alır . İyi dostluklar da vefa vardır , birlik beraberlik ve dayanışma  vardır . Güven vardır .  Çıkar söz konusu değildir . Çıkarı için ihanet etme yoktur . Çünkü  dostların belki de en çok ihtiyaç duyacağı şey olan  güven duygusu vardır .  Bunun için  iyi insanlar ile ,  bizi olduğu gibi kabul eden ve bizi seven insanlar ile dostluk kurmalıyız .  Temiz duygulara sahip olmalıyız dost dediğimiz kişiye karşı . Dostumuz bir işte başarılı olduğu zaman onun başarısını tebrik etmeliyiz . Yüzüne karşı tebrik edip içimizden sinsilik etmemeliyiz , istememezlik etmemeliyiz . Kalbimizi ve ruhumuzu gerçek dostluk için adamalıyız . Hayatımızda iyi insanlar biriktirmeliyiz .

İyi insanlar, iyi dostluklar kişiye can  verir, ruh verir . Böylece daha sağlıklı olur ve kendini daha mutlu hisseder .  Hayatımızda  her zaman güvenebileceğimiz, onu sığınacak bir liman olarak görebileceğimiz dostların , canların olması dileği ile.

Bayrak İle İlgili Hikaye Yazınız .


Bayrak İle İlgili Hikaye Yazınız .

Kurtuluş Savaşı’nın en zor günleriydi . Ulu Önder  Gazi Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkmış ve  artık millet ile birlikte kurtuluşun olabileceği anlaşılmıştı . Anadolu’nun ücra bir kasabasında öğretmenlik yapan Mehmet Ali  Öğretmen yine bir gün  okuldan çıkmış eve doğru gidiyordu . Savaş yıllarında bile eğitime önem veriyorduk millet olarak . Mehmet Ali Öğretmen yolda giderken  karşına çıkan bir grup  Ermeni askeri onunla dalga geçmeye başladı .

Boşuna uğraşma öğretmen ülkeniz elden gidiyor diyerek kahkahalar atmaya başladılar . Tam o sırada bir Ermeni askeri  elindeki Türk bayrağını ayakları altına alarak bayrağımızı ezmeye başladı . Bunu gören Mehmet Ali Öğretmenin aklı başından gitmişti .  Çok sinirlenmişti . Hiçbir kuvvet bizim ay yıldızlı al bayrağımız olan  Türk bayrağını ezemezdi . Mehmet Ali hemen koşarak o askerin üzerine doğru yürüdü ve askere hızlı bir şekilde kafa attı .  O asker hemen yere yığıldı .  Mehmet Ali hemen bayrağı yerden aldı ,  temizledi , öptü ve bayrağa sıkı bir şekilde sarıldı . Askerin diğer arkadaşları Mehmet Ali Öğretmenin üzerine doğru yürümeye ve onu yumruklamaya başladılar . Ver o bayrağı çabuk diye bağırdılar . Mehmet Ali asla  vermeyeceğim diyerek bayrağa sımsıkı sarıldı . Sanki bayrağı onlara verseydi özgürlüğümüz , bağımsızlığımız elden gidecek gibi korkuyordu . Ermeni  askerler Mehmet Ali Öğretmene  kurşun yağdırmaya  başladılar ama o hiç bu kurşunları önemsemiyordu bile . O sırada  silah seslerini duyan Mehmetçiklerimiz oraya doğru koştu . Oraya geldiklerinde  Ermeni askerleri kaçmışlardı . Askerler yerde yatan öğretmen Mehmet Ali’yi gördüler  . Katil düşmanlar onu sırtından vurmuşlardı . Mehmet Ali yere yığılmış ve şehit olmuştu . Askerlerimiz onun yüzüne bakmak için Mehmet Ali’yi  oradan kaldırdılar . Tam o sırada Mehmet Ali öğretmenin elinde kanlar içinde olan bayrağımız duruyordu .

Mehmet Ali bayrağına sımsıkı sarılarak hayatını kaybetmişti , şehit olmuştu . Bunu gören askerler duygulanıp ağlamaya başladılar . İşte bizim  insanımız bayrağına canı pahasına sahip çıkan asil insandı . Yaşasın ay yıldızlı al bayrağımız, yaşasın Türk Milleti!

Türkçe Öğretmenine Bir Mektup Yazınız.


Türkçe Öğretmenine Bir Mektup Yazınız.

Bize dilimizin inceliklerini öğreten ve dilimizi güzel bir şekilde kullanarak bize örnek olan , bizi geleceğe iyi bir şekilde hazırlamak için emek eden sevgili Türkçe Öğretmenim Emre Bey!
Siz bize ana dilimiz ile ilgili birçok kelime öğrettiniz . Ana dile sahip çıkmamız gerektiğini söylediniz . Diline sahip çıkmayan milletlerin zamanla benliğinden uzaklaşacağını söylediğiniz için ben her zaman dilime sahip çıkıyorum ve yabancı kelimeler kullanmıyorum . Yabancı kelimelerin de karşılığını araştırıyorum ve onun Türkçesini kullanıyorum . Çünkü  güzel Türkçemdir beni  var eden  ve bana yaşama gücü veren.

Mesela selfie çekiyorum demiyorum da öz çekim yapıyorum diyorum . Çünkü benim ana dilim Türkçedir . Öğretmenim siz bize duygu ve düşüncelerimizi karşı tarafa nasıl aktarabileceğimizi öğrettiniz . Okuduğumuzu anlamamıza yardım ettiniz ve bize empati kurma becerisini öğrettiniz . Bugün Türkçeyi iyi kullanıyorsam bunların hepsi sizin emeğiniz ve katkılarınız sayesindedir .  Sizin gibi bir öğretmenin elinde okuduğum için ve sizden çeşitli bilgiler öğrendiğim için size minnettarım . Sakın beni unutmayın canım öğretmenim . Unutursanız çok üzülürüm . Ben sizi asla unutmayacağım , çünkü siz unutulacak biri olmayacaksınız . Canım öğretmenim ben her zaman Türk diline çok önem vereceğim . Ayrıca her zaman kibar ve saygılı bir insan olmaya çalışacağım. Var gücümle Türkçeme sahip çıkacağım ve onu sonsuza kadar yaşatacağım.

Ailemin de Türkçeyi daha güzel kullanmaları için çaba sarf edeceğim ve dilimize gereken önemi vereceğim . Mektuba son verirken o değerli ellerinizden öpüyorum. Yolunuz açık  olsun. Sizi  çok seviyorum kıymetli öğretmenim .




Savaşın Çocuklar Üzerindeki Etkilerini Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız.


Savaşın Çocuklar  Üzerindeki Etkilerini Anlatan Bir Konuşma Hazırlayınız.

Sevgili arkadaşlar bugün sizlere savaşların çocuklara ne kadar  zarar verdiğini ve onları nasıl olumsuz etkilediğini anlatacağım . Savaşların olduğu yerde her zaman kan , gözyaşı ve dram vardır . Ne yazık ki bu savaşlardan en çok etkilenen de  çocuklarımızdır . Korkuyu yaşayan,  yakınlarının kaybını canlı canlı gören, üzerine yağan bombalara çığlıklar atıp kaçmaya çalışan o masum yavrulardır. Savaşın esiridir aslında çocuklar. Savaşın  yok ettiği, çeşitli travmalara yol açtığı kişilerdir o melekler.

Savaşlar sırasında anne ve babasını kaybeden,  kardeşini gözleri önünde kaybeden çocuklar bu yaşadıkları acı olayları ömrünün sonuna kadar unutamamaktadırlar . Çünkü canlarını kaybetmişlerdir . En sevdiklerini , değerlilerini kaybetmişlerdir .  Bu ortamda büyüyen çocuk  psikolojik olarak kendini kötü hisseder . En ufak bir  patlama sesinden zamanla korkmaya başlar . Bunun için savaşlara dur denmelidir . Ülkeler siyasi menfaatleri için  küçücük yavruları öldürmemelidir .  Küçücük canlara kıyarak ne geçer ki ele acaba ? Bunu hiç anlamış değilim .  Onların da mutlu olmaya , koşmaya , oyun oynamaya hakkı yok mu? Onların da çocukluklarını yaşamaya hakkı yok mu? Var elbette . Çünkü onlar da sizin gibi çocuktur ve sizin gibi ilgiye, ait olmaya ihtiyacı vardır.

Keşke savaşlar hiç olmasa ve çocuklar savaş korkusu ile yaşamasalar dünya daha güzel olmaz mı?  Kan, göz yaşı ve dram sona erse . Herkes ülkesinde özgürce yaşasa ve  bombalar, silahlar olmasa. İnsanlar yaşasa, insanlık yaşasa ama ne yazık ki dünya hiç bir zaman  mükemmel, barış dolu bir yer olamıyor. Savaştan kaçmaya çalışan çocuklar ise ya denizde boğuluyor ya da karada soğuktan, açlıktan ve acıdan canını kaybediyor. Bir yanda ağır kayıplar vermiş, bir yandan da açlıkla mücadele etmeye çalışanlar çocuklardır her türlü zorluğa, zorbalığa mahkum kalan aslında. Onlardır vatanlarından koparılıp başka yerlere sürgün edilen ve gittiği yerlerde de yaşama tutunamayıp yok olup giden. Bunların  suçlusu elbette zalim kimselerdir, çocuklara kıyan canilerdir. Savaşlar olmasa, çocuklar en sevdiklerini kaybedip ana yurtlarından koparılmak zorunda kalmasa daha güzel olmaz mı elbette olur. İşte tüm bu olumsuzlukların olmaması için dünyada savaşa dur denmeli, barış daim olmalıdır.

Aziz Sancar'a Mektup Yazınız


Aziz  Sancar'a Mektup Yazınız

Ülkemizin gururu ,  değerli bilim insanı Aziz Sancar!
Başarılarınızla Nobel Ödülü kazandınız ve ülkemizi  yücelttiniz . Bir Türk bilim insanının böyle bir ödüle layık görülmesi beni çok mutlu etti ve onurlandırdı . Ödülünüzü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk adına almanız  da beni ayrı mutlu etti . Çünkü bu başarılarını ona  borçlu olduğunuzu söylediniz . Bilim için,  yeni başarılara imza atmak için  ilim nerde ise orada oldunuz ve kendiniz ve dünya adına büyük başarılara imza attınız.

Sevgili Aziz Sancar biz gençler de senin gibi ileride ülkemizi temsil eden bilim insanları olmak istiyoruz .  Çok çalışıp, alın teri döküp  ülkemizi çok iyi yerlere getireceğiz .  Ödülünüz Anıtkabir'de sonsuza kadar korunacak ve ödülüne devlet tarafından gereken değer her zaman verilecektir . Mektubumda size birkaç soru sormak isterim : Bizim hangi konularda daha çok gelişmemizi istersiniz ?  Sizce ülkemiz neden çok gelişmiş ülkeler arasında yer almıyor ?  Bunun nedenini bana açıklayabilir misiniz ? Sizi çok seviyorum değerli Aziz Sancar . Ülkemizi Amerika’da başarı ile temsil ediyorsunuz . Keşke ülkemiz de çok gelişmiş olsaydı da oraya beyin göçü olarak gitmek zorunda kalmasaydınız .  Böylece bizler de sana yakın olurduk ve sizde yeni bilgiler öğrenirdik . 

Allah yolunuzu ve bahtınızı açık etsin . Başarılarınız daim olsun . Umarım en yakın zamanda gelirsiniz ve sizinle  görüşme fırsatı yakalayabilirim .  Sizi küçük öğrencileriniz olarak çok seviyoruz.Sevgi ve saygılarımla…




Fedakarlık İle İlgili Hikaye Yazınız.


Fedakarlık  İle İlgili Hikaye Yazınız.

Sekiz çocuklu bir ailede dünyaya geldim .  Babamın düzenli bir işi olmadığı için küçükken çok maddi sıkıntılar yaşadık . Sekiz çocuğa bakmak yürek isterdi .  Çünkü günümüzde insanlar iki çocuğa bile zor bakıyor . Annem her gün sabah erkenden kalkar halı dokur , evleri temizler , bize kahvaltı hazırlar ve bizi okula gönderirdi .  Okuldan geldiğimiz zaman  annem evde olan yemekleri yapardı . Genelde bulgur pilavı ve turşu yediğimiz için bazen canım etli yemekleri çok çekerdi . Arkadaşlarım annem etli yemekler yaptı dediği zaman bana da o yemeklerin hayalini kurmak düşerdi.

Arkadaşım olan Zeynepler zengin olduğu için babası onu her gün araba ile okula bırakır. Beslenmesine muz, fındık,  tost koyardı. Benim de canım çok çekerdi ama utandığım için isteyemezdim. Bir gün okul çıkışı eve geldiğimde evde mis gibi tavuk yemeği kokuyordu. Babam bugün eve tavuk almıştı.  Uzun bir aradan sonra tavuk yiyeceğiz diye çok sevinmiştim. Daha sonra canım annem sofrayı kurdu ve koca tüm tavuğu koydu sofraya. Sekiz çocuk olduğumuz için hepimize bölüştürmeye başladı. Herkes hakkını almıştı.  Anneme ise hiç  tavuk kalmamıştı. Annem bunu hiç önemsemeden siz yiyin yavrularım ben de tavuğun suyunu içerim dedi. Kendi nefsini hiç düşünmemiş, fedakarlık yapmıştı. Daha sonra hepimiz anneme hayır böyle olmaz dedik ve hepimizinkinden bir parça verdik. Böylece annem de tavuk yemiş oldu. O gün çok mutlu bir gün oldu. Annemin bizim için yaptığı fedakarlıkların hiç birini unutamam. Kendine kıyafet almaz, hep bize alırdı. Siz insan içine çıkıyorsunuz ben zaten içerdeyim hep diyordu. Aradan yıllar geçti ve  hepimiz de okuduk ve bir meslek sahibi olduk.

Şu an maddi durumumuz çok iyi ve kardeşlerimin hepsi de anneme her ay maaş alınca para yollar. Ben de yollarım. Çünkü biz canım anamızın yaptığı fedakarlıkların hiçbirini unutmadık ve onu her zaman çok seveceğiz. O bizim bu dünyadaki en değerlimiz ve baş tacımızdır. Biz de onun için her türlü fedakarlığı yapacağız ve ona yakışır bir evlat olacağız.

Atatürk ve Silah Arkadaşlarına Mektup Yazınız.


Atatürk ve Silah Arkadaşlarına Mektup Yazınız.

Vatanını ve milletini çok seven değerli insan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve onun değerli silah arkadaşları !
Sizler ki bu vatan yolunda ölümü göze alarak mücadele ettiniz . Sizler ki koca yürekli, ölümden korkmayan yürekli yiğitler!  Belki arkanızda İngiltere, Fransa gibi güçlü devletler yoktu o zaman ,  fakat yüreğinde, aklında  iman gücü olan , iman ile yoğrulmuş olan asil bir Türk milleti, Türk halkı vardı . Yoksuldu belki milletimiz o zamanlar ama varını yoğunu  ortaya koyma çabası içinde olmuştu her zaman .

Sizler de  milletinize güvendiniz ve ülkemizi el birliği ile kurtardınız . Belki korkak olsaydınız şu an Türkiye Cumhuriyeti diye özgür, bağımsız bir hukuk devleti olmayacaktı. Çok  zorluklar ile karşılaştınız milli mücadele yıllarında . Fakat yılmadınız, yorulmadınız, acıkmadınız, uyumadınız vb. Çünkü sizin için her şeyden önemli olan vatanın birliği ve bütünlüğü idi.  Şunu her zaman iyi bildiniz ki ‘’ Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracak.’’ dedi başkumandanınız.  Gerçekten de millet ile  el ele oldunuz ve bugünlere gelebildik.  Ey büyük lider, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve onun değerli silah arkadaşları! Aziz insanlar! Bizlere hakkınızı helal ediniz .

Yüce Allah sizleri cennetinin en güzel köşelerine koysun . Mekanınız cennet olsun fedakar kahramanlar.

Empati İle İlgili Hikaye Yazınız


Empati İle İlgili Hikaye Yazınız

Annem ile birlikte  oturduk televizyon izliyorduk . Televizyonda  yıllarca annesini arayan  ve annesini bulamayan bir çocuk ağlayıp duruyordu . Çünkü  çocuğu küçük yaşta annesinden ayırmışlar ve çocuk da aklı erince annesini aramaya koyulmuştu .  Sunucu çocukla ilgileniyor ve ona ağlamamasını, annesini bulacağını söylüyordu . Sunucu Hanım soğukkanlılığını korumaya çalışsa da o neredeyse ağladı ağlayacaktı. Çünkü zordu annesizlik, zordu kimsesizlik.

Çocuk dayanamıyor ve onu çok görmek istediğini söylüyordu . Daha sonra iki gün geçti ve o programa tekrar baktığımızda çocuğun annesi bulunmuştu ve ekrana çıkmıştı . Çocuk ile anne sarılıp ağlamaya başlamıştı . Anneme bir anda baktım ve annem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordu . Ağlama anne dedim . Bak ne güzel bulundu çocuğun annesi dedim . Annem hala ağlamaya devam ediyordu . Daha sonra bana şunu söyledi: Ben annemi yedi yaşındayken veremden kaybettim . Aklıma annem geldi ve onu çok özledim dedi . Bunu duyunca annemin haline çok üzüldüm ve ben de ağlamaya başladım. Acaba ben de annemi küçük yaşta kaybetseydim  neler yaşardım diye düşünmeye başladım ve kendimi onun yerine koydum .  Gerçekten de insanın annesinin olmaması zor bir durumdu fakat Yüce Allah insana yine  sabrını  veriyordu .

Daha sonra anneme sarıldım ve onun  neden bu kadar içli ağladığını şimdi daha iyi anlayabiliyordum . O hem programdaki çocuğa ağlıyordu, hem de kendi annesine. Allah kimseye  anne acısı ve evlat acısı yaşatmasın. Empati kurunca insan daha duyarlı ve daha hassas oluyordu. Bir de yaşanmışlıklar vardı elbette.


‘’Vakit Nakittir’’ Atasözü İle İlgili Hikaye Yazınız.


‘’Vakit Nakittir’’  Atasözü  İle  İlgili Hikaye Yazınız.

Yıl sonunda üniversite sınavına girecektim  .  Önümde koca bir dokuz ay vardı . Bu dokuz az boyunca ders çalışmak bana çok sıkıcı geliyordu .  Çünkü bazen her gün ders çalışmaktan o kadar çok bunalıyordum ki  ders çalışmamak için bahaneler arıyordum . Bir gün yine  ders çalışmaktan sıkılmış ve elime televizyonun kumandasını almıştım . Saatlerce televizyona daldım o gün .

Annem yeter artık Ahmet, kalk biraz da ders çalış oğlum diyerek beni uyardı . Ben ise anne daha  zaman çok çalışırım dedim . Annem bu düşüncen çok yanlış Ahmet dedi . Senin her dakikan önemlidir şu andan itibaren, çünkü birçok rakibin var dedi . Ayrıca vakit çabuk geçer ve geçen vakti asla yakalamazsın dedi . Ben  ise nasıl yani dedim . O da bir daha bu gün asla geri gelmez ve zaman hızla akıp gider . Bir de bakmışsın ki sınav günü gelmiş çatmış ve sen hala konuları tam bitirememişsin . O zaman çok pişman olursun dedi . Çünkü her şeyi zamanında yapmak gerektiğini ve zamanın kıymetini bilmek gerektiğini söyledi . Oğlum ‘’vakit nakittir’’ dedi . Lütfen kalk ve vaktini boş işlere harcama dedi. Ben hemen kalktım , elimi, yüzümü soğuk suyla yıkadım ve hemen çalışmaya koyuldum . Geleceğe dair hayaller kurmaya başladım ve her gün derslerime sıkılmadan çalıştım . Çünkü artık zamanımın değerini biliyordum ve benim için üç dakika bil çok önemliydi .

Derslerime düzenli çalıştım ve dinlenme vakti de yeterince dinlendim. Sınav günü geldi ve o sınavdan çok iyi puan aldım. Bunların hepsi annemin sayesinde ve vaktin kıymetini anlamam sayesindeydi. Çünkü boş geçirecek bir dakikası bile olmamalıydı insanın. Hayata çalışmak için, başarılı olmak için gelmiştim ve bunun için de zamanın  kıymetini her zaman bilmeye devam ettim.



Aşık Veysel’e Mektup Yazınız .


Aşık Veysel’e Mektup Yazınız .

Sultan Şehir olan , ozanların diyarı olan , Sivas’ın  değerli ozanı Aşık Veysel!
Küçücük yaşta çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kapattın dünyaya . Gözlerin görmüyordu ama kalp gözün açıktı . Çünkü daha küçücük yaşlardayken aldın bağlamanı eline ve insanların duygularına dokunan şiirler yazdın .  Gönüllere hitap ettin, aşıklara, ayrılıklara şiirler yazdın. Yazdığın şiirler bugün birçok insan tarafından bilinmekte ve dillere destan olmaktadır .

Sen ki insanlığı birleştiren şiirler yazdın. Ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı çıktın . Şiirlerinde de hep bunları dile getirdin .  Sen bu dünyaya gelmiş çok değerli bir sanatçısın . Senin yokluğunu, kıymetini aziz Türk Milleti her zaman biliyor ve bilmeye de devam edecektir . Nice şiirlerin bizi bizden aldı . Dost dost diye nicesine sarıldım , yeni mektup aldım gül yüzlü yardan , ben gidersem sazım sen kal dünyada, uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece… vb.  Hepsi şu an da aklımızda ve gönüllerimizde. Kıymetli  üstadım! Keşke şu anda yine yaşıyor olsaydın da bize  bu güzel şiirler yazmaya devam etseydin . Sivas’ımızın değerli  insanı! Makamınız cennet olsun.

Şiirlerin hiçbir zaman unutulmayacak . Seni özlemle yad ediyoruz, kalbimiz her zaman seninle olacak ve senin gibi güzel bir üstadı hiçbir zaman unutmayacağız. Saygı ve sevgilerimiz sizin için daim olacak büyük ozan.-

Bir İnsanın Hedeflerine Ulaşmasındaki Kararlılığı o İnsanın Ve İçinde Yaşadığı Toplumun Hayatını Nasıl Etkiler? Konulu Kompozisyon Yazınız .


Bir İnsanın Hedeflerine Ulaşmasındaki Kararlılığı  o İnsanın  Ve İçinde Yaşadığı Toplumun Hayatını Nasıl Etkiler? Konulu Kompozisyon Yazınız .

Bir toplumda yaşayan birey koyduğu hedefleri gerçekleştirmek için kararlı ise o birey başarıya ulaşır . Fakat o bireyin hem kendisine hem de topluma faydalı  hedefler  peşinde koşması gerekir . İnsan iyi bir bilim insanı olarak bir hastalığa çare bulabilir , yeni bir teknolojik araç gereç yaparak zamandan ve paradan tasarruf sağlanabilir. Ya da bir virüse karşı çeşitli aşılar bularak dünyanın derdine derman olunur. Dolayısı ile o insanın içinde yaşadığı toplumun diğer fertleri de bu  buluştan olumlu yönde etkilenir .

Hasta olanlar o kişinin bulduğu çare ile iyileşir ve böylece o insan hem kendisi için hem de içinde yaşadığı toplum için iyi bir şey yapmış olur . Bu konuya en güzel örnek olarak Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü verebiliriz . Onun en büyük hedefi önce ülkesinin bağımsızlığını sağlamak , daha sonra ise Cumhuriyet’i ilan etmekti . Bunu başaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk hem kendisine faydalı olmuş yani bağımsız bir ülkede kendi de yaşamıştır, hem milletinin fertlerini  başka bir ülkenin kölesi olmaktan kurtarmıştır ve ülkesine birçok yenilikler getirmiştir ve ülkesini  kalkındırmak için elinden gelen her türlü fedakarlığı göstermiştir . Hedeflerine ulaşmada her zaman kararlı olmuş ve acele etmemiştir .

Yani sabırlı olmuş ve yeri geldiği zaman amaçlarını , hayallerini gerçekleştirmiştir . Böylece milletine faydalı olan büyük bir lider olarak anılmış ve anılmaya da devam etmektedir .

Thomas Edison’a Tebrik Mektubu Yazınız .


Thomas Edison’a Tebrik Mektubu Yazınız .

Sevgili Edison , sen ki insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran , büyük ilim insanı !  Daha küçük yaşlardayken  öğrenme bozukluğu  (disleksi) adında bir hastalığa yakalandın .  Algı problemleri yaşıyordun . Bu yüzden okul yönetimi tarafından sana okuldan uzaklaştırma kararı verildi . Öğretmen olan  annen senin eğitimine devam etmen için mücadelesine devam etti . Çünkü annen seni çok seviyordu ve başarılı olacağına inanıyordu . Çok özel bir çocuktun  bunun için de  diğer arkadaşlarından daha farklıydın.

 Küçücük yaştan fizik ve kimya kitaplarına aşırı bir ilgin vardı . Çünkü o zamanlarda belliydi senin ilerde büyük  bir bilim adamı olacağın . Belki  başka insanlar senin başarılı olacağına inanmadı fakat sende büyük bir  sayısal zeka vardı . Evinizin küçük bir  odasını kendine laboratuvar yaptın ve bilim yolundaki mücadelene devam ederek ampulü icat ettin . Bu icadı bulana kadar, başarana kadar binlerce deney yaptın ve en  sonunda amacına ulaştın. Ampulü icat etmenle büyük bir buluş gerçekleştirmiş oldun . Bugün insanlar gece yarılarına kadar çalışabiliyorsa , alış veriş merkezlerine , eğlencelere gidebiliyorsa ,  çeşitli spor etkinlikleri akşam da yapılabiliyorsa vb.  işte tüm bunları sana borçluyuz büyük bilim insanı .

Sen ki insanlığa büyük fayda sağladın . Sizin gibi büyük insanı ne kadar tebrik etsek azdır . Bugünün çocukları kitaplarda seni araştırıyor, senin gibi büyük adam olmak için, insanlığa faydalı olmak için çalışıyor. Çünkü sen dünya çocuklarına örnek oldun ve nesiller boyunca da olmaya devam edeceksin.