Fedailerin Kalesi Alamut Kitabında Geçen Özlü Sözler
Cennetin anahtarı bende diyerek
insanları inançları üzerinden kandırıp onların fedai olmasına neden olan ve
onlara hap vererek yalancı cennette olduklarına inandıran Hasan İbn-i Sabbah’ın
20 yıllık çalışmasının sonucunda kurduğu
krallık, kurduğu saray…. Bir solukta okuyacağınız harika bir kitaptı. Cahilleri
kandırmak kolaydır, hele hele de din adına kandırılanlar ise en masum
olanlarıdır.
Fedailerin Kalesi Alamut kitabında geçen özlü
sözler şunlardır:
“Konu başkaları olunca adalet
dağıtmak kolaydır elbette. Başkalarının evlatları için ölüm fermanı vermek
kolaydır. Öz oğlu için ölüm fermanı verirken Hasan Sabbah’ın neler
hissedeceğini bilemeyiz.”
“Allah’ım her şeyi anlamanın acısı
öyle katlanılmazdı ki…
“Babalar evlatlarının
yaptıklarından her zaman mesul değildirler.”
" Sana şu kadarını söyleyeyim;
çölde açlıktan ölmekte olan bir çakal kafesteki karnı tıka basa tok bir
aslandan daha mutludur. "
"Öğrenmek gençliğe, öğretmek
de yaşlılığa yaraşır"
"O Zaman düşün neydin
dün nesin bugün O vakit anlarsın yarın da olacaksın ancak bu kadar."
"Biliyoruz ki ancak zerre
kadar bir bilginin efendisiyiz. Kalan sonsuz büyüklükteki bilinmezliğin ise
kölesiyiz."
“Bilinç seviyesi ne kadar düşerse
fanatiklik de o ölçüde artar.”
“Korkaklar bin kere cesurlar bir
kere ölür.”
“Kadın düşünmeye başladı mı
tehlikeli olur.”
“Bizi mutlu ya da mutsuz kılan,
olaylar değil, onları algılama biçimimizdir.”
"Sence halkın ezici çoğunluğu
hakikatin ne olduğuna aldırıyor mu? Umurlarında bile değil! Sadece rahat
bırakılmak ve hayal güçlerini besleyecek masallarla kandırılmak istiyorlar.
Peki ya adalet? Şahsi ihtiyaçları karşılandığı müddetçe onlar için bu kavramın
da zerre kadar ehemmiyeti yok."
"Dünyadaki en garip yaratık
hiç şüphesiz insanoğlu" diye mırıldandı. "bir kartal gibi uçmak
istiyor ama kanatları yok. bir aslan, kadar kuvvetli olmak istiyor ama
pençeleri yok. onu ne kadar noksan yaratmışsın ey tanrı! üstüne üstlük bir de
onu cezalandırmak için noksanlarını idrak etme yeteneğini de vermişsin..."
"Kör bir insan için rengarenk
çiçeklerle dolu bir bahçenin ne anlamı vardır? Bülbül şakımaları sağırlara bir
şey ifade eder mi?"
"İnsan hayatının tamamını dört
duvar arasında geçirebilir. Kendisini tutsak olarak hissetmediği müddetçe
tutsak sayılmaz. Ama kainatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı,
galaksiyi görüp onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya
hapishaneden farksızdır. "
"Eğer kişi insanların
mutluluk, sevgi, sevinç olarak tanımladıkları şeylerin tamamıyla yanlış
temeller üzerine inşa edilmiş varsayımlar olduğunu keşfederse yüreğinde derin
bir boşluk olur."
"Dünyamızın kainatta bir toz
zerresi olduğu, bizlerin de bu toz zerresinin içinde seçilemeyecek kadar küçük
varlıklar olduğumuz bilgisi hâlâ içimi derin bir umutsuzlukla dolduruyor."
"Bazen affetmek
cezalandırmaktan daha iyi sonuçlar verir."
"Ancak aptallar mutlu
oldukları için sevinirler!"
“Oku, dünyayı tanı. Hiçbir şeyden
korkma. Her türlü önyargıdan uzak dur. Hiçbir şeyi aşırı yüceltme gözünde. Hor
da görme. Her şeyi araştır. Cesur ol...”
“Acıdan ve kederden kaçıp, mutluluğun
ve refahın peşinden koşmak yegane insani hedeftir.”
“Esasen her türlü tarikat,
mensuplarını aldatma üstüne kurulur. İnsanların idrak kabiliyetleri farklı
farklıdır. Onları idare etmek isteyen biri bu kabiliyetlerin sınırlarını tespit
ederek dikkate almaya mecburdur.” dedi Hasan Sabbah.
“Başvezir “ Hiç kandırılıyor
olabileceğini düşünmedin mi? Orasının Hasan2ın yaptığı bir cennet olabileceği hiç
mi aklına gelmedi? Alamut’tan aslında hiç ayrılmamış olabileceğin ihtimalini
hiç mi düşünmedin.” dedi İbn-i Tahir’e.
“Bir karga başka bir kargaya saldırmaz.”
0 Comments:
Yorum Gönder
Deneme