Atatürk’ün Türk Dili İle İlgili Özlü Sözleri

 

Atatürk’ün Türk Dili İle İlgili Özlü Sözleri


Dil bir milletin benliğidir, kültürüdür, aynasıdır. Bir millet ana diline sahip çıkmazsa ve onu korumazsa başka dillerin boyunduruğu altında yok olur. Bunun için ana dilimize, güzel Türkçemize sahip çıkmalıyız ve onu dünya dilleri arasında en üst sıralarda görmeliyiz.


Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk dili ile ilgili özlü sözleri şunlardır:


“Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, anneannelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyoruz. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”

"Millî duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."

“Türk Dili'nin özleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için bütün yayın araçlarından yararlanmalıyız. Her aydın, hangi konuda olursa olsun, yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise uyumlu, güzel bir duruma getirmeliyiz.”


“Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene!”

“Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.”

"Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır… Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlâkının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir."

“Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.”

"Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. 'Türk milletindenim' diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz."


“Ülkesinin yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet teşkilâtımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz."

“Öyle istiyorum ki , Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarının ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar.”

Geçmiş Yıllarda Mektubun Önemi Konulu Konuşma

 

Geçmiş Yıllarda Mektubun Önemi Konulu Konuşma


Mektup, insanlık tarihinde haberleşmeyi sağlayan yazılı araçlardan biridir. Doğal bir üslupla yazılan mektuplarda içtenlik, samimiyet ve mahremiyet ön plandadır. Mektup insanlar arasında iletişimi sağlayan önemli iletişim araçlarından biriydi.


Sevgili öğretmenim,

Eskiden cep telefonu, tablet, masa üstü bilgisayarlar olmadığı için insanlar birbirleri ile mektuplaşırlardı. Mektupta sevgi, özlem, aşk dile getirilirdi. Bir kişinin başka kişiye verdiği değer yazılarak ortaya çıkardı. Mektup yazan kişi mektubunu güzel bir şekilde yazmak için duygu ve düşüncelerini en açık şekilde ve en özenli şekilde ifade etmek için saatlerce düşünür ve daha sonra mektubunu yazardı. Çünkü mektup değer verme, nezaket vardı  ve  ayrıca mektuplaşma sağlıklı iletişimin bir başka yoluydu. Bunun için mektup insanlar için çok önemliydi.

 

Sevgili Öğretmenim,

Günümüzde mektubun yerini cep telefonu ve tabletler aldı. İnsanlar arasındaki eski samimiyet ve nezaket azalmaya başladı. Çünkü sürekli telefonda konuşmak, iletişim kurmak, istediğin kişiye anında ulaşabilmek insanlar arasında sıradanlığa neden oldu. Oysa mektup yazıldığı zaman arada bir yazılırdı ve insanlar birbirine hasret kalırlardı. İnsan insana daha çok önem verirdi ve daha çok sevgi, saygı ve özlem olurdu. Bunun için mektup insanlar arasındaki sevginin, saygının  yazıya dökülmüş haliydi. Mektup yazan kişi mektubu yazdığı kişiye ulaştı mı diye heyecan içinde olurdu ve karşıdaki kişiden de aynı şekilde mektup bekler ve bu da o kişi ya kişilere umut verirdi ve yaşama sevinci sağlardı. Anlatacaklarım bu kadardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

23 Nisan Şiir Örnekleri

 

23 Nisan Şiir Örnekleri


23 Nisan ile ilgili şiir örnekleri şu şekildedir:


23 Nisan

Biz dünyaya gelmeden
Her yeri düşman almış.
Atatürk düşmanları,
Yurdumuzdan çıkarmış
23 Nisan günü
Meclis kuruldu diye,
Büyük bayram verilmiş
Çocuklara hediye.
Gülelim eğlenelim
Kutlayalım bayramı
Verelim hep el ele
Yükseltelim vatanı.

Melahat UĞURKAN

 

23 Nisan

Bugün sen de bayrağım,
Daha şanlı dalgalan.
Bugün büyük bayramım
Bugün 23 Nisan.
Bugün başta talihim
Ve milletim uyandı
Ankara’nın bağrında
Bir sönmez ateş yandı.
Aydınlattı yurdumu
Dağıldı alev alev
Bugün kalktı ayağa
Uyuklayan koca dev.
Bugün bana Ata’mdan
En büyük bir armağan.
Bugün büyük bayramım
Bugün 23 Nisan…

İsmail Hakkı TALAS


23 Nisan

23 Nisan…
Yurdu koruyan,
Yarını kuran,
Sen ol çocuğum.
Eskiyi unut,
Yeni yolu tut,
Türklüğe umut,
Sen ol çocuğum.
Bizi kurtaran,
Öndere inan,
Sözünü tutan,
Sen ol çocuğum.
Küçüksün bugün,
Yarın büyürsün
Her işte üstün
Sen ol çocuğum.
Çalışıp öğren,
Her şeyi bilen
Yurduna güven
Sen ol çocuğum.

Hasan Ali YÜCEL

 


23 Nisan

Nasıl bayram etmez, sevinmez insan,
23 Nisan bu, 23 Nisan.
Türklük gerilemiş çaresiz kalmış,
Götürmüşken üç kıtaya şeref, şan.

Kalmış bir sultanın keyfine işler.
Nice yıllar olmuş Türkler perişan.
Gittikçe kuvvetsiz, çaresiz kalmış,
Dört yandan üstüne saldırmış düşman.

Milleti yüzüstü bırakıp kaçmış,
Canının derdine düşmüş de Sultan…
Ansızın işlerin başına geçmiş,
Milletin bağrından kopan kahraman…

Başlamış bir ölüm-dirim kavgası,
Sultana isyan bu, cihana isyan
Millet öyle büyük, baş öyle büyük,
Bakmış, parmağını ısırmış cihan…

Ana toprak için al bayrak için,
Tepe tepe gövde, dere dere kan…
Türk hak edince egemenliği,
Açılmış önünde bir şanlı meydan…

Kimsenin keyfine boyun eğmek yok,
Toplandığı tarih: 23 Nisan
Milletin adına Millet Meclisi,
Milletin isteği olsun her zaman…

Behçet Kemal Çağlar

Nankörlük İle İlgili Özlü Sözler

 

Nankörlük İle İlgili Özlü Sözler


İyilikbilmez insanalar nankör insanlardır. Böyle kimselere gereksiz fedakarlıklar yapılmamalıdır. Çünkü böyle kimseler empatiden yoksun kimselerdir. Değer bilen insanlara iyilik edilmelidir.

Nankörlük ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“İnsanlara kendilerini nankörlüğe mecbur edecek kadar büyük hizmetlerde bulunmayınız. “Balzac.

Her şey de bir kötülük görmeyi en çok nankörler öğretir. P. Syrus

İyilik edecek hal ve mevkide olduğumuz müddetçe nankörlüklerle karşılaşmayız. La Rochefoucaul.

Duvar yapıldıktan sonra duvarcı unutulur. Çin Atasözü

Nankörlükle karşılaşsak bile zavallı kişilere el uzatmaktan kaçınmayalım. La Bruyére


Sefillere bakmaktansa nankörlüğe hedef almak evlâdır. La Bruyére

Toprak nankör bir adamdan daha kötü bir şey yetiştirmez. Ausonius

Nankör insan her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin kıymetini bilmeyen kimsedir. Oscar Wilde

Hiçbir nankörlük, kalbimizi yardım etmek için cürümler işlediğimiz insanların nankörlüğü kadar yaralamaz. H. Fielding

Birinin iyi niyetini istismar etmek o iyi niyetin başkalarına sunulmasını da yok eder. Noblese Oblige

Nankörlük kusurların en büyüğüdür ve eğer insanlar unutkan olmasalardı hiçbir nankör olmazdı. Goethe

Kötü insanlar aynı zamanda nankördür de. Cervantes

Nankör bir evlâda sahip olmak yılan dişinden daha acı verir.” W. Shakespeare.

Nankörlük zayıf insanların işidir kudretli insanlar içinde asla nankör olana rastlamadım.” Goethe.


En büyük körlük nankörlüktür.” Hacı Bektaş-i Veli

Sadakanı kör dilenciye vermeyi tercih et seni görmeyeceği için nankörlükten kurtulursun. Cenap Şahabettin.

Nasıl bir at üzerindeki zengin koşumların farkına varmazsa insan da içinde yaşadığı nimetlerin öyle farkına varmaz. Shakespeare

10 Tane Atasözü ve Anlamları

 

10 Tane Atasözü ve Anlamları


1) Çarşı İti Ev Beklemez: Orada burada boş dolaşan, ciddi bir iş yapmayan ve aylaklığı alışkanlık edinen kimseler düzenli iş yapmaya gelemezler. Çalışmaktan hoşlanmadıkları gibi kolay kolay disiplin altına da girmezler. Sorumluluk gerektiren işler böyle kimselere verilmemelidir.

2. Çay kenarında kuyu kazılmaz: Yeni bir şey yapılacaksa gerçekten herkesin ihtiyaç duyduğu bir şey yapılmalıdır.

3.Boş söz küp doldurmaz: Boş boş konuşmakla kazanç elde edilemez.


4. Bostancıya kelek satılmaz: Bir işin ustasına, o işin nasıl yapılacağı öğretilmez.

5.Ata kibirli binen eve yürüyerek döner: Kendini çok beğenip, kibirlenen kimse mutlaka bir gün kötü hale düşer.

6.Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar: Kadın aile düzeninin sağlanmasında veya düzenin bozulmasında çok büyük öneme sahiptir.

7. Söyleyene bakma, söyletene bak: Temiz duygularla konuşan kimsenin sözleri doğru çıkmasını istediğimiz şeylerse bunları Allah söyletiyor diye düşünerek ona inanmak isteriz.

8.Soran dağı aşmış, sormayan düz yolda şaşırmış: Bir iş yaparken insanın karşısına önceden görmediği ve bilmediği birçok sorun çıkabilir. Bilmediği şeyi bile soranlar ise en zor işlerin bile üstesinden gelebilir.


9.Yanlış dirhemle doğru ölçü olmaz: Bir işin daha en başında yanlış yol tutulursa o işin sonu başarılı olmaz.

10. Yangını körükleyen saçından tutuşur: Bir felaketin üzerine giden o felaketten kendisi de nasibini alır.

Bayram İle İlgili Uzun Bir Günlük Yazınız.

 

Bayram İle İlgili Uzun Bir Günlük Yazınız.


Bugün orucun son günü olmuştu ve elveda Ya Şehri Ramazan demiştik ve çok üzülmüştük. Çünkü bu yıl oruçların hepsini tutmuştum. Allah’a olan sevgimden ve inancımdan dolayı sabırlı olmuştum. Oruç tutmak biraz halsiz düşürmüştü beni ama irademe hakim olmak, sabırlı olmak da beni mutlu etmişti. Akşam erkenden kalktım. Sabah erken saatlerinde annemin uyandırması ile kalktım. Annem hadi Mehmet oğlum baban seni bekliyor abdestini al da bayram namazı yaklaşıyor dedi. Hemen abdestimizi aldık ve camiye doğru gittik.


 Camiler hınca hınç doluydu. Müslümanlar camiye Allah için gelmiş olan, ona olan sevgisini namaz kılarak belli etmişti. Namazlarımızı kıldıktan sonra bayramlaştık. Dışarıda uzun kuyruklar oluştu. Ne güzel bir dinimiz vardır, ne güzel bir geleneğimiz vardı. Duygu dolu, sevgi dolu günlerdi bu günlerde. Bugün yeme içme, Muhabbet ve dayanışma günüydü. Duygulandım ve gözümden bir iki damla yaş geldi. Allah devletimiz eve ülkemize zeval vermesin, dinimize hep sahip çıkalım dedim. Daha sonra babamla eve geldik. Annem kahvaltıyı hazır etmişti. Hemen yaptık  ve daha sonra yakınlarımıza bayramlaşmaya gittik. Akşama kadar gezdik ve sevdiklerimizle bayramlaştık. 


Daha sonra eve geldik ve bize de gelenler oldu. Annem onlara yaptığı sarmalardan, dolmalardan, tatlılardan ikram etti. Onlar da bir güzel yedi biz de bir güzel yedik. Konuştuk, gülüştük, hal hatır sorduk. Bayram harçlıklarımızı bir güzel cebimize indirdik. Şeker yemelere doyduk. Bayramlık kıyafetlerimizle güzel bir gün geçirdik. En sonunda da yorulup odalarımız gidip uyuduk. Herkese iyi bayramlar olsun güzel ülkemizin güzel insanları.