Pembe ve Yusuf


Yazar: Canan Tan
Yayınevi: DK
Sayfa: 295

Ana Kahramanları:


Zehra: Anne
Servet: Baba
Kader: Servetin bir türlü kabullenemediği kızı
İsmail: Kaderin kocası
Pembe: Kaderin kızı
Yusuf: Kaderin oglu

Son zamanlarda okuduğum en iyi romanlardan birisidir. Bu kitabı bu kadar çok sevmemdeki en büyük etken bizleri anlatmış olmasıdır. Bu kitap töre adı verdiğimiz içimizdeki kanserli bir hücre gibi yüzyıllardır bizleri yiyip yok eden bir hastalığın  tıpkı pembe gibi sessiz çığlığıdır.

Kaderi tam da Servet’in babasının öldüğü gün dogurmuştu Hacer. Kaderin hem bu günde doğması hem de kız oluşu onun hayata yenik başlamasına neden olmuştur.  Servet kader’i hiç mi hiç sevmedi onu bir cocuk bir evlat gibi hiç görmedi.  Onun için Kader sadece uğursuzluktan ibaret biriydi. Daha ablaları bekar olmasına rağmen 13’ünde İsmaile karı ettiler. Eş demiyorum, hayat arkadaşı demiyorum çünkü ismail onu sadece bir eşya gibi kullandı. İsmail Kaderin babasında beterdi. Nalet, aksi adamın biriydi. Evlendikte bir süre sonra Kader İsmaile aslan gibi iki erkek verdi, gözünü hırs bürüyen İsmail Kaderi ve çocukları da alarak İstanbula göç etti. Yıllar sonra Pembe doğdu ve İsmail kız olduğu için Pembe’yi hiç sevmedi.  Ananın kaderi kıza derler ya tam da öyle oldu. Daha sonra Kader Yusufu doğurdu. Yusuf diğer erkek kardeşlerine benzemiyordu. Diğer erkek kardeşler büyüdükçe babasının kopyaları oldular.  Pembe ve Yusuf birlikte büyüdüler. Çok iyi anlaşıyorlardı. Her şeyleri ortaktı. Kendilerine ait bir dünyaları vardı. Gel gör ki zaman geçti ve Pembe evlenme çağına geçti. Para için zorla kendinden büyük birine verecekleri zaman aşık olduğu Mustafa’ya kaçtı.  Daha sonra çocuğu oldu ve Mustafa onu evden kovdu. Gidecek yeri olmayan kader babasının evine geri dönmek zorunda kaldı. Kaçarak çıktığı eve şimdi kucağında bebeği ile geri dönüyordu. Tarifsiz bir acı vardı yüreginde. Dönüşünün ne getireceğini biliyordu. Bir süre babası ses etmesede töre dedikleri şey belli idi ve bu iş Yusuf’a düşüyordu. Yusufun eline silahı verdiler ve Pembe’yi öldürme görevi ona düştü. Acı çeken Yusuf’un içindeki çıkmazı gören pembe kendini astı. Ve yine onu gömme işi Yusuf’ a kaldı.

Töre adı verilen cehaletin getirdiği anlayışın bir kızın canına kıymasını anlatan, toplumun içine düştüğü durumu açıkça gözler önüne seren bir trajedinin romanıdır.

Canan Tan bu romanında da diğer romanlarında olduğu gibi akıcı bir kullanmıştır. Farklı bir kurgu ile başlasa da klasik bir sonla bitmiştir. Yazar kitabın akıcılığını son bölümde kaybetmiştir. Pembe öldükten sonraki bölümü gereginden fazla uzatmış ve sıkıcı bir hal almıştır.
Kitaplığınızda mutlaka olması gereken bir kitaptır.
Galip Hatip...................................

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme