Şiirde Kullanılan Söz Sanatları

Şiir günlük hayatta hepimizin kullandığı kelimelere yeni anlamlar yükleyerek daha özel bir anlatım biçimi oluşturur. Kelimelerden yeni manalar inşa ederken bazı söz sanatlarından faydalanır. Şiirde kullanılan belli başlı söz sanatları şu şekildedir :

1) Teşbih : Aralarında çeşitli yönlerden benzerlik bulunan ( gerçek ya da mecaz ) iki kavram ya da varlıktan zayıf olanı güçlü olana benzetmeye teşbih adı verilir. Teşbih sanatı yapılırken benzetme öğelerinden en az ikisi en fazla ise dördü kullanılır. Bu öğeler şunlardır :
  1. Benzeyen : Benzetilen varlıklardan özellik itibari ile daha zayıf olanıdır.
  2. Benzetilen : Benzetilen varlıklardan nitelik olarak daha güçlü olanıdır.
  3. Benzetme Yönü : Aralarından benzerlik kurulan varlıkların ortak noktalarıdır. Yani hangi açıdan birbirine benzetildikleridir.
  4. Benzetme Edatı : Benzetmede iki varlık arasındaki benzetme ilgisini kuran ek ya da kelimedir.
Örnek :
"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik."
Bu beyitin ilk dizesinde;
Benzeyen : Bin atlı
Benzetilen : Çocuklar
Benzetme Yönü : Neşe
Benzetme Edatı : Gibi
2 ) İstiare ( İğretileme ) : Sadece benzeyen ya da benzetilen kullanılmak sureti ile yapılan benzetmeye istiare denir ve istiare, açık istiare ve kapalı istiare olmak üzere ikiye ayrılır.
  1. a) Açık İstiare : Yalnızca benzetilenin bulunduğu benzeyenin ise kullanılmadığı istiaredir.
Örnek :
-Doya doya sevemedim kuzumu ( benzeyen çocuk ya da söylenmemiş. Çocuğun benzetildiği kuzu söylenmiş.
Yüce dağ başında siyah tül vardır. ( benzetilen siyah tül söylenmiş, benzeyen bulutlar ise söylenmemiş.)
  1. b) Kapalı İstiare : Yalnızca benzeyenin bulunduğu, benzetilenin ise söylenmediği istiaredir.
Örnek :
"Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer." ( Aşık Veysel )
Yukarıdaki dizelerde benzeyen can söylenmiş benzetilen kuş ise söylenmemiştir.
3) Teşhis ( Kişileştirme ) : İnsan dışındaki canlı ya da cansız varlıklara insana has özellikler verme sanatına teşhis adı verilmektedir.
Örnek:
"Ağlama karanfil beni de ağlatma
Sil göz yaşlarını..."
Yukarıdaki dizelerde karanfile "ağlama" ve "sil göz yaşlarını" diyerek insana ait özellikler yüklenmiştir.
4) İntak ( Konuşturma ) : İnsan dışındaki canlı ya da cansız varlıkların insan gibi konuşturulması sanatına intak denir. Her intak da kişileştirme sanatı vardır ama her kişileştirme sanatında konuşturma olmayabilir.
Örnek :
"Sordum sarı çiçeğe annen baban var mıdır?
Çiçek ey dür derviş baba annem babam topraktır. "
Yukarıdaki dizelerde çiçeğin "annem babam topraktır" demesi konuşturma sanatına örnektir.
5) Tezat  ( Karşıtlık ) : Aynı kavram, olay ya da durumun birbiri ile karşıt olan ikş yönünü aynı anda belirtmeye tezat sanatı denir.
"Ben şairim o kamet-i mevzunu doğrusu
Sevmem desem de bil ki yalan söylerim sana " ( Nedim)

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları  ( Necip Fazıl Kısakürek )
6) Mübalağa ( Abartma ) : Sözün tesirini artırmak maksadıyla bir şeyi olduğundan fazla ya da az göstermeye mübalağa denilmektedir.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın         (M. Akif Ersoy)

Merkez-i hâke atsalar da bizi
Kürre-i arzı patlatır çıkarız.               ( Namık Kemal )
7 ) Telmih ( Hatırlatma ) :  Bir şiir ya da sözde herkesin bildiği bir olaya atıfta bulunmaya telmih sanatı adı verilmektedir.
“Yeter yüreğime düşen ateş
İbrahim’de güle çevrilen ateş
Neredesin gel kuşandır beni
Yüreğimden kaldır ateşleri”
Yukarıdaki dizelerde Hz. İbrahim peygamberin ateş ile sınanması olayına telmihte bulunulmaktadır.
8) Tecahül-i Arif ( Bilip de Bilmezlikten Gelme ) :   Anlamda bir incelik oluşturmak maksadı ile bilinen bir gerçeği bilmezmiş gibi görünme sanatına denir.
Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Kurbanın olam var mı bunda benim günâhım
(Nedim)
Yukarıdaki beyitte şair aslında günahının olmadığını düşünüyor ancak günahının olup olmadığını sevgiliye sorarak bilmezmiş gibi davranıyor.
9) Hüsn-i Talil ( Güzel Bir Sebebe Bağlama ) : Sebebi bilinmekte olan bir olayın oluş nedenini gerçek sebebi dışında güzel bir sebebe bağlama sanatına denir.
"Senin o gül yüzünü görmek için
Sana güneş bakmak için doğuyor"
Yukarıdaki dizelerde şair güneşin doğuşunun sevgiliye bakmak için olduğunu söyleyerek güzel bir nedene bağlıyor.
10 ) Tenasüp ( Uygunluk ) : Edebi eserlerde anlam olarak aralarında ilgi bulunan kelimeleri bir arada kullanma sanatına tenasüp adı verilir.
“Yunus ki nergiste güler, gülde kanar
Kırlarda gelincikte onun bağrı yanar”
Yukarıdaki dizelerde "nergis, gül, gelincik" aynı kavram alanına giren kelimelerdir ve bir arada kullanılarak tenasüp sanatı yapılmıştır.
11) Mecaz-ı Mürsel ( Ad Aktarması ) : Benzetme maksadı olmadan bir sözün başka bir söz yerine gerçek anlamı dışında kullanılmasına mecaz-ı mürsel sanatı denilmektedir.
Örnek :
Ömer Seyfettin'i her okuyuşumda başka alemlere dalıyorum.
Yukarıdaki cümlede Ömer Seyfettin ile kastedilen Ömer Seyfettin'in eserleridir.

1 yorum:

Deneme