NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905-1983)

NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905-1983)


  • Şiirlerinde insanın dünya ve alemdeki  yerini, madde ve ruh meselelerini,  insanın iç dünyasına ait çeşitli yönleri işledi.
  •  Şiiri, duygu ve düşüncenin bir potada erimesi olarak gördü.
  • İlk şiirlerinde Halk ve Tekke şairlerinin biçim özellikleri görülür; şekle sıkı sıkıya  bağlıdır.
  • İlk şiirleri dini havadan uzaktı; son şiirlerinde ise “Allah Yolunu” anlatmayı ilke  edindi.
  • Felsefî duyguları düşüncenin kuruluğundan uzak, basit bir dille yorumlamaya açık bir şekilde işlemesini bildi.
  • Şiirlerinde bazen eleştiriye yer vermiştir.
  •  Sanatın hemen hemen her dalında eser veren sanatçı tiyatro ve romanlarında  sosyal sorunları ve insanın manevî sorunlarını işledi.
  •  Sağlam bir dili ve üslûbu; güçlü bir lirizm ve başarılı bir tekniği vardır.
  • Sembolizmin etkisi görülür.
  •  Büyük Doğu ve Ağaç gibi fikir ve edebiyat  dergilerini çıkarmıştır.
  • Şiirleri: Çile, Ben ve Ötesi,Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Sonsuzluk Kervanı, Şiirlerim.
  • Tiyatro: Reis Bey, Bir Adam Yaratmak, Tohum, Müminle Kafir
  • Anı: Bâbıali, Yılanlı Kuyudan
  • Fıkra ve Makale: Çöle İnen Nur,Çerçeve, Büyük Doğu’ya Doğru,

Kaldırımlar

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.
Kara göker kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku bırikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdigi çoçuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakda bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gidsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme