Kimya Hatun Romanının Özeti

Kitabın  Adı : Kimya Hatun

Kitabın Yazarı : Saide Kuds

Kitap İle İlgili Yorumum : Kitap İran'da ilk yayınlandığı zaman uzun süre en çok satanlar listesinde yer almış ve prestijli bir ödül olan 2006 Pervin Etesami Edebiyat Ödülü'nü almıştır. Bir kadının gözü ile Mevlana ve Şems'in hayatından kesitlere yer verilen bu roman mutlaka okunmalı. 


Kitabın Özeti : Eşi ölen  Kerra Hatun güzelliği ve zarafeti  ile birçok kişinin evlenmek  istediği bir kadındır. Evlenmek  isteyenler  arasında Konya'nın birçok zengin ve varlıklı ailesi de vardır ancak Kerra Hatun bu tekliflerin hepsini geri çevirir.  Konya'nın çok sevdiği şeyhleri Mevlana eşini kaybetmiştir ve Kerra Hatun'la evlenmesi yönünde teklifler gelir. O güne kadar ki tüm teklifleri geri çeviren Kerra Hatun Mevlana ile evlenmeyi kabul eder. Kerra Hatun kızı Kimya ve oğlu Şemsettin ile birlikte Mevlana'nın evine taşınır. Kimya Hatun ilk zamanlar çevresi duvarlarla çevrili ve resmiyetin çok yoğun olduğu bu ortama hiç alışamadı. Ancak Mevlana'nın insanı etkileyen konuşmaları ve Mevlana'nın oğlu Alaaddin ile yakınlaşmaları bu ortamı sevmeye başlamasını sağladı.  Zamanla bu dostluk iyice gelişmeye başladı ve birbirlerini görmeden duramaz oldular. Herkes uykuda iken evin damında hemen hemen her gün sohbet etmeye başlarlar. Ancak Alaaddin'i çocukluktan beri yetiştiren dadısı bu durumu anlayınca Kimya Hatun'u hakarete varan sözlerle uyarır.  Kimya Hatun bu durum karşısında ağzını bile açmayan Alaaddin'e çok kızar ve çok uzun zaman görüşmez. Kimya Hatun'un günleri Mevlana'nın verdiği kitapları okumak ve yeni doğan kardeşleri ile ilgilenmekle geçer.


Bir zaman sonra Konya'ya bir adam gelir ve Mevlana'nın karşısına geçip çeşitli sorular sorar. Halk onun sorularını sapıklık olarak görürken Mevlana adı Şems olan bu adama adeta meftun olur. Öyleki günlerce aylarca yalnızca onunla sohbet eder.  Haremini bile artık ihmal etmektedir.  Halk sevgili şeyhlerinin aklını yitirdiğini ve bu sapık adam tarafından büyülendiğini düşünürler.  Bir zaman sonra Şems ortadan kaybolur ve Mevlana yemeden içmeden kesilir adeta yürüyen bir ölüye döner.  Konya halkı şeyhlerinin gözlerinin önünde perişan olmasına dayanamaz ve Şems'i arar bulur ve Konya'ya getirir.  Mevlana yeniden eski mutlu hallerine döner.  Şems kendini karşılayanlar arasında Kimya Hatun'u görür ve gönlünü kaptırır. Bunu Mevlana'ya nasıl söyleyeceğini bilemez ama anlatmaya da kesin kararlıdır. Bir gün evde kıyamet kopar ve Kimya Hatun Şems'in Mevlana'dan kendini istediğini ve Mevlana'nın da verdiğini öğrenir.


Herkes gencecik kızı istediği için Şems'i şehvet düşkünü bir azgın olarak görürken aslında Şems Kimya Hatun'da yaratanın güzelliklerini görmüştür ve bunu yalnızca Mevlana anlayabilmiştir. Evlendikten sonra Kimya Hatun kocasının kendinden şehevî manada bir şeyler beklemediğini be kendine çok değer verdiğini anlamıştı. Zaman geçtikçe daha da mutlu oluyordu. Ancak Alaaddin'in Konya'ya dönmesi ve sürekli haremin etrafında dolaşması Şems'in kıskançlık damarlarını kabartıyor ve tanrının bu imtihanını kaybetmekten korkuyordu.  Bu imtihan karşısında artık kendinin mürit, Mevlana'nın mürşit olması gerektiğini düşünüyordu. Şems Alaaddin'in hareme gelmesini yasaklatmış ve onu tehdit etmişti. Bu durum şehirde yayılınca herkes Şems'e düşmanlığa yeniden başlamıştı. Sonunda Şems kendini bu zahiri aşkta kandırdığını anlamış ve Allah'ı bulmak için her şeye terk etmesi gerektiğini ve  sil baştan başlaması gerektiğini düşünmüştü.  Kimya Hatun ise Şems'in kıskançlıklarını canı ile ödemişti.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme