Yazılı Anlatım Etkinliklerini Ölçme ve Değerlendirme


Öğretmenlerin yazılı anlatım değerlendirmesindeki tutumu, genellikle öğrenci tarafından oluşturulan yazılı metinden ziyade, kendilerine göre öğrencinin önceden kazandığını varsaydıkları bir seviyeye not verme şeklinde olabilmektedir. Hâlbuki öğretmenin öğrenci başarısını değerlendirmesi ile bir öğrencinin kabiliyetini belirleme birbirinden farklı şeylerdir.
Çoğu durumda, öğretmenler ölçme ve değerlendirmelerde objektif ölçütler kullanma yerine, öğrenci anlatımlarına toptan bir puan takdir etmektedirler. Böyle toptan değerlendirmenin, bir dereceye kadar, yazılı anlatım derslerinin doğasından ileri geldiği söylenebilir. Bu durum, değerlendirmeye esas olan yazılı anlatım konusuna öğrencilerin verdikleri tepkinin oldukça belirsiz ve her öğrenciye göre farklı oluşundan kaynaklanmaktadır. Öteki derslerde öğrencilere kazandırılan bilgi, beceri ve alışkanlıklar, hazırlanan ölçme araçlarıyla büyük ölçüde ölçülebilirken yazılı anlatım alanında öğrencilerde ortaya çıkması umulan davranışların sınav kâğıdına yansıtılması -bazı istisnalar hariç- mümkün olamamaktadır. Çünkü yazılı anlatım çalışmalarında ölçülmeye çalışılan sadece ne bir bilgi, ne bir beceri, ne de bir alışkanlıktır. Bunların hepsinin harmanlandığı öğrencinin elde ettiği bilgilerden hareketle bütün birikim ve yeteneklerini işe koşarak ürettiği kendine özgü bir anlatımdır. Bu anlatım sabit değil öğrenciden öğrenciye değişen bir özelliğe sahiptir. Öte yandan birkaç sayfalık bir yazılı anlatımda öğretmenlerin görmeyi istediği özellikleri belirlemesi uzun ve yorucu bir iştir. Öğretmenin eğitim öğretimle ilgili yapacağı birçok iş arasında -sınıfların kalabalıklığı da dikkate alınırsa- öğrencilerin yazılı anlatımlarını belirleyeceği objektif bir ölçüte veya bir “standart seviye”ye göre ölçüp değerlendirmesi oldukça zordur.

Böyle olmakla beraber öğretmenliğin zor fakat zevkli bir iş olduğu; ayrıca insan yetiştirme gibi büyük bir sorumluluğu gerektirdiği bilinmektedir. Bu bilinçte olan öğretmenlerin, öğrencilerin yazılı anlatımlarının değerlendirilmesinde de titiz ve duyarlı davranmaları gerekir. Bu anlayışta olan öğretmenlerin öğrenci yazılı anlatımlarını kelimesi kelimesine değerlendirdikleri bilinmektedir.
Yazılı anlatım sınavları sonucunda, öğrenciler arasında ortaya çıkan kademeleşme, çoğu zaman gerçeği yansıtmaz. Aynı yazılı anlatım kâğıdına farklı öğretmenler farklı tepkiler verebilirler. O kadar ki bazen bir öğretmene göre başarılı sayılan bir yazılı anlatım, bir başka öğretmene göre başarısız sayılabilir. Bu durumun kabul edilebilir bir tarafı vardır. Çünkü yazılı anlatım etkinliklerinde öğrencilerin anlatım konusuna karşı takındıkları tutum, şahsîdir. Bu yüzden verilen cevaplar “kesinlikle doğru”, “kesinlikle yanlış” ya da “en doğru” şeklinde sınıflandırılamaz. Bundan dolayı yapılan ölçme ve değerlendirmeler çoğu durumda objektiflikten uzak kalır.
Yazılı anlatımın değerlendirmesinde öğrenci ile öğretmen arasında büyük bir kopukluk mevcuttur. Daha doğrusu belirgin ölçütler mevcut değildir. Bu durum, ölçütlerin seçiminde öğrencilerin olgunlaşma ve gelişme düzeyine göre büyük farklılıklar göstermesinden kaynaklanmaktadır, denilebilir.
Ancak burada söz konusu edilen ölçütsüzlük, öğrencilerin olgunlaşma ve gelişme düzeyleri söz konusu olmadığı halde bile içine düşülen bir durumdur. Kimi öğretmenler anlatımın daha çok dış düzeniyle ilgilenirken, kimileri ise iç düzen (plân), orijinallik, buluş, konuda birlik gibi ögeleri ön plana çıkarmaktadır.
“Ölçütlerin belirlenmesinde ve işe koşulmasında hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, bazı problemler ortaya çıkabilir. Not verme yöntemi seçilirken bu sakıncalar göz önünde tutulmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Not vermede kullanılacak ölçütün seçiminde, okulun düzeyine programın hedeflerine ve notun ne gibi kararlarda kullanılacağına bakılmalıdır.” (Turgut, 1992, s.248)
Henüz zihnî bakımdan istenen olgunlaşma düzeyine gelmemiş; hayat, çevre ve evren hakkında yeterli ve doğru bilgilerle donanmamış çocuklardan mükemmel yazılı anlatımlar üretmelerini beklemek haksızlık değilse bile safdillik olur. Böyle bir durumda öğretmenlerin henüz öğrenme sürecindeki öğrencilerden oluşturulan yazılı anlatımlarda birlik, özgünlük, kişisellik gibi konularda tam bir olgunluk gözetmeleri akla yatkın değildir.
Öğretmenler, genellikle yazılı anlatım çalışmalarında öğrencilere atasözü ve özlü söz açıklatma ve ortaya çıkan yazılı anlatımları da genel olarak değerlendirme yolunu seçmektedirler. Böyle bir yaklaşımın sonucu olarak öğrencilerin gerçek yetenek ve başarıları belirlenememektedir.
Öte yandan, atasözü ve vecizeler icazlı yani az sözlü, geniş anlamlar içeren sözlerdir. Çoğunlukla bu söz figürlerinde dolaylı anlatım yolu söz konusudur; yeterli fikrî olgunluğa erişmemiş öğrenciler için bunlar oldukça soyut ve belirsizdir.
Öğrencilerin yazılı anlatımda ulaştıkları düzeyi belirlemede böyle bir yolun seçilmesi, onları yıldırıp ürkütür; daha sonraki yazma çalışmalarına karşı isteksizleştirir.
Öğretmenin verdiği notlara göre, öğrenciler kendilerine bir değer biçebilirler. Bu, öğrencinin kendindeki “yazma düzeyini” keşfetmekten doğan bir “değer biçme” değil, öğretmenin öğrenciye biçtiği “itibarî/göreceli” bir değeri algılayışıdır. Bu değer biçiş, yazılı anlatım alanında öğrencilerin kendilerince bir akademik benlik geliştirmelerine yol açabilir.
Böyle bir akademik benlik geliştirmenin hem pozitif, hem negatif bazı etkileri söz konusudur. Öğrencilerin öğretmenin beklentisinin altında bir performans gösterdiği durumlarda, doğal olarak, etki olumsuzdur. Öyleyse çocukların yazma korkusunu, yanlış yapma endişesini ortadan kaldırma yolunda çaba sarf edilmelidir. Bunun için yapılacak iş, öğrencilere öğrenilmiş başarısızlığı tattırmak yerine, başarma ümit ve heyecanını tattırmak olmalıdır.
Öte yandan yazılı anlatım etkinliklerinde kâğıda dökülen öğrenci tepkileri, sınırları ve çerçevesi belirli ve sabit olan bilişsel alandan daha çok, öğrenciden öğrenciye değişebilen duyuşsal ve psiko-motor alanlarla ilgilidir. Bu alanların ölçme ve değerlendirmesi ise oldukça ustalık gerektirmektedir. Özellikle mesleğinin ilk yıllarında olan öğretmenlerin bu alanı objektif olarak ölçmesini beklemek doğru olmaz. Bu yeti, ancak zamanla kazanılır.
“Yazılı anlatım etkinliklerinin puanlamasındaki güvenirlik genellikle aynı yöntemlerle puanlanan diğer yazılı yoklamaların güvenirliğinden daha düşük bulunur. Buna sebep, puanlayıcıların bir kompozisyonda bulunması gerekli niteliklerin neler olduğunda anlaşamamaları ve puanlamanın subjektif ölçütlerle yapılmasıdır.
Bu sakıncanın azaltılması için, kompozisyonların da analitik anahtarlarla puanlanması düşünülmüştür. Analitik anahtar, çoğu durumda puanlayıcılar arası uyumu ve bu nedenle puanların güvenirliğini artırır.” (Turgut, 1992, s.65)
Burada üzerinde durulması gereken husus, öğretmenlere yazılı anlatım çalışmalarının değerlendirilmesinde hangi ölçütleri kullanacaklarını sunmaktır. Birkaç örnek ölçme aracı verelim. Bu örnekler büyük ölçüde analitik olmakla birlikte, genel izlenimle puanlamaya dâhil edilebilecek özelliktedir.

            Örnek 1:

Yazılı anlatım değerlendirme ölçeği
 
 
  1. İmlâ ve noktalama işaretlerini kullanma ………….  20 puan
  2. Plân (yazının türüne göre giriş, gelişme sonuç) ….  20 puan
  3. Anlatım (açıklık, duruluk, sadelik, buluş, kişisellik) ..  20 puan
  4. Anlatımla ana düşünce arasındaki ilişki   ……….     40 puan
Toplam     100 puan






Not: Öğrencilerin düzeyine ve öğretmenin amacına uygun olarak yukarıda belirlenen ölçütler için belirlenen puanlar artırılıp azaltılabilir.

Örnek 2:

Yazılı anlatım puanlama anahtarı
ÖlçütlerPuan
1. Başlık
  1. a.                  varlığı  ………………………..
  2. b.                  konuyla ilişkisi   …………………
  3. kısalığı, anlatıcılığı, etkileyiciliği  …………...     
123
2. Anlatım düzenia. giriş I.   varlığı   …………………………….……………….II.  konuyla ilişkisi   …………………….………………
III.  sunuş açıklığı    ……………………………………
IV. etkileyiciliği   ………………………………………
b. geliştirme
I. ana düşüncenin varlığı   …………………………
II. ana düşüncenin belirginliği   ……………………
III. ana düşünceye ulaşmadaki düşünce zincirinin sağlamlığı, tutarlılığı   …………………………………
IV. yardımcı düşüncelerin varlığı   …………………
V. yardımcı düşüncelerin ana düşünceyi destekleme ve tutarlılık derecesi   …………………
VI. anlatımın açıklığı ve akıcılığı  ……………………
      c. sonuç
I. varlığı   …………………………………………………
II. ana düşünceyle tutarlılığı   ……………………….
III. yan düşüncelerle desteklenişi  ………………….
IV. kısalığı, açıklığı, kesinliği   ………………………..
13
3
3

2
3

5
2

5
5

2
3
2
5
3. İfade zenginliğia. kullanılan kelimelerin çeşitliliği   ……………………..b. kelimelerin yerindeliği   ………………………………..c. cümle yapısının amaca uygunluğu  ………………..363
4. yazım kurallarına uygunluka. imlâ (yazım)   ………….…………………………………b. söz dizimi   ………………………………………………..c. noktalama  ………………………………………………
353
5. Bir bütün olarak yazılı anlatıma. üslup  ……………………………………………………… b. yenilik, kendine özgülük  ……………………………… 1010
Toplam puan    …………………………………………………100

Örnek 3:
Yazılı anlatım değerlendirme ölçeği
DavranışlarPuanlar
  1. Kâğıt düzeni
3
  1. Yazının okunaklı olması
3
  1. Satırlara düz ve eşit aralıklarla yazma
3
  1. Paragrafların belirgin olması
3
  1. Başlık yazma
3
  1. Giriş ve geliştirme paragrafları yazarak
konuyu açıkça ortaya koyma
10
  1. Ana düşünceyi yazma
5
  1. Yardımcı düşünceyi yazma
5
  1. Maksada uygun kelimeleri seçme
5
  1. Mantıkça doğru, dil kurallarına uygun,
anlamca açık cümleler kurma
20
  1. Bilgi yanlışı yapmama
10
  1. İmlâ kurallarına uygun yazma
5
  1. Anlattıklarında çelişkiye düşmeme
5
14.Yazıda dil, anlatım ve mantık bakımındanbütünlük sağlama5
15. Noktalama işaretlerini kullanma10
16. Sonuç paragrafı yazma5
     Toplam100 puan


            Örnek 4:
Yazılı anlatım puanlama anahtarı

a. Öğrencinin gözlem gücü. ………………………………….  20 puan
b. Öğrencinin hayalde canlandırma yeteneği. …………….20 puan
c. Öğrencinin düşünme yeteneği…………………………….. 20 puan
d. Öğrencinin bellek gücü……………………………………….10 puan
e. Öğrencinin dili kullanmada ustalığı……………………….. 10 puan
f. Öğrencinin anlatımda sadelik……………………………….10 puan
g. Öğrencinin imla kurallarına uygunluk ……………………  10 puan
Toplam                                                                100 puan
Yrd.Doç.Dr. Mehrali Calp


0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme