Yazılı Anlatım Becerilerini Geliştirmede Başvurulacak Teknikler

İlköğretim okullarında yazılı anlatımın uygulanması ve geliştirilmesi önemli bir yer tutar. Yazılı anlatım becerisi kazandırmak, özel bir çabayı gerektirir. Bunun için başvurulacak bazı teknikler vardır. Bu bölümde öğrencilere yazılı anlatım becerilerini geliştirme sırasında atılacak adımlar üzerinde durulmuştur.

a. Güdümlü yazma çalışmaları

İlköğretimin birinci kademesinde yazılı anlatımın geliştirilmesinde adım adım izlenecek üç önemli gelişim basamağı vardır. Bu basamakların her birinde öğrenciler, aşamalı olarak olgunluğa erişmedikçe yazılı anlatım gücünü tam olarak kazanamazlar.
Öğrencilere, cümleler içinde kelimelerin, düşünce bütünleri içinde cümlelerin düzenlenmesini ve sıraya konmasını öğretmek üzere, “doğru cümle kurma ve kullanma alıştırmaları’’ yaptırılır. Bu alıştırmalar yazılı anlatım öğretim tekniğinin temelini oluşturur. Bu yolla öğrenciler, yazılı anlatımın sözlü anlatım tekniğinin değişik bir tarzı olduğu yargısına ulaşırlar.
Yazılı anlatımda işe koşulacak teknikler ile öğrenme-öğretme yöntemlerinden biri olan “Programlı Öğretim”[1] arasında bir ilişki kurulabilir: Her ne kadar, “Programlı Öğretim” öğrencilerin öğrenme hızlarına göre bireysel farklılıkları dikkate almayı ön görüyor ise de, bu ilkeyi yadsımaksızın Programlı Öğretimde grup ve sınıf çalışma tekniklerine de yer verilebilir.
İlköğretim birinci kademede yazılı anlatımın geliştirilmesinde izlenecek üç önemli aşama:
         1. Cümle ve cümleler kümesinin öğrencilerle birlikte düzenlenip sınıfça yazılması basamağı:
Bu basamak, ilkokuma yazmanın öğrenilmesi ile başlar, ikinci sınıfın yaklaşık ikinci yarısına kadar devam eder. Hayat Bilgisi üniteleri ve içinde bulunulan zamanın günlük olaylarıyla ilgili bir konu seçilir. Öğrenciler, yazılı anlatım çalışması yapılacak bu konu üzerinde konuşturulur. Konuşulanlar öğrencilerin de katılımıyla öğretmen tarafından cümleler halinde belirlenir.
Örneğin konunun “mahallemizde kurulan pazar” olduğunu varsayalım. Öğrenciler bu konu üzerinde konuşturulur. Genel olarak yapılan bu konuşmadan sonra öğrencilerden konuyla ilgili ayrı ayrı cümleler oluşturmaları istenir. Çocuklar tarafından oluşturulan her bir cümle tahtaya yazılır. Cümleler arasında anlam ilişkileri göz önünde tutularak sıralamada –gerekirse- yeni bir düzenleme yapılabilir.  Bu konuda aşağıdaki gibi bir metin oluşturulabilir.
Bizim mahallede her hafta salı günü pazar kurulur. Annemle her hafta pazara gideriz. Bu hafta da gittik. Annem pırasa, ıspanak; elma, portakal ve ayva aldı. Ben pırasayı çok severim. Ayvayı da severim. Ben bütün meyveleri severim.
Şöyle bir yol da izlenebilir:
Bu cümleler, ayrı ayrı ve ardışık olarak söylenir. Belirlenen ilk cümle (Bizim mahallede her hafta salı günü pazar kurulur.) öğrencilere tekrar ettirilir, yazdırılır; kalemler bırakılır. Öğrenciler tekrar konuşturulur. Daha önceki konuşulanlar, tekrar hatırlanır. Bundan sonra, “Annemle her hafta pazara gideriz.” cümlesine geçilir. Bu cümle de öğrencilere kelime kelime yazdırılır.
Konuşulanlar ilk sınıflarda öğretmen tarafından öğrencilere kelime kelime dikte ettirilmelidir. Bu tür çalışmalar yazılı anlatımın birinci basamağını oluşturur. Cümleler öğrencilerle birlikte belirlenmekte, birlikte yazılmaktadır. Bu yolla, öğrenciler bu basamaktaki çalışmalarla yazmanın ilk ve başarılı denemelerini yapmış, yazma etkinlikleri için güven kazanmaya başlamışlardır.
2. Cümle ve cümleler kümesinin öğrencilerle birlikte düzenlenip her öğrenci tarafından ayrı ayrı yazılması basamağı:
Öğrenciler birinci basamak çalışmalarında beklenen başarıyı elde ettikten sonra, bu basamağa geçilir. Bu basamağın özelliği, yazılacakları birlikte belirleme ve ayrı ayrı yazmadır. Bu aşamada öğretmen dikte ettirmez. Öğrencilerden belleklerinde kalanları yazmaları beklenir. Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyi de göz önünde tutularak yaklaşık ikinci sınıfın sonunda bu basamak çalışmaları tamamlanmış olur. Bu basamağa geçtikten sonra da birinci basamaktaki çalışmalara zaman zaman dönülebilir.
Yazma konusu yine öğrencilerle birlikte belirlenir; konu üzerinde konuşulur. Örneğin konunun “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olduğunu varsayalım. Bu konuda aşağıdaki gibi bir metin oluşturulabilir.
Gelecek hafta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacağız. Bu bayramı Atatürk bizlere armağan etti. O gün, bayramın sevincini yaşayacağız. Şimdiden bu bayrama hazırlanıyoruz. Bugün sınıfımızı süsledik.
Konuyla ilgili konuşmalardan sonra, cümle/ler öğrencilere birkaç kez tekrar ettirilir. Cümle/lerin doğru söylenmesi ve tekrar edilmesi istenir. Cümle/ler tüm sınıf tarafından anlaşıldığında, öğrencilere “Haydi şimdi belirlediğimiz cümle/leri yazalım.” yönergesi verilir.
Yazılan cümleler kontrol edilir. Birlikte belirlenen, tekrar ettirilen bu cümle/leri öğrenciler değişik şekillerde yazmış olabilir. Bunun herhangi bir sakıncası yoktur. Bazı öğrenciler: “Gelecek hafta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacağız.”, bazıları; “Bir hafta sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacağız.” bazıları da; “Gelecek hafta 23 Nisan Çocuk Bayramını kutlayacağız.” yazmış olabilirler.
Birinci basamaktaki çalışmalarda öğrencilerin yazdıkları cümleler hep aynı olduğu halde, bu basamakta öğrenciler, kendi başlarına yazdıkları için cümleler birbirinden farklı olabilir. Bu cümlelerden üzerinde konuşulan konunun özünü bozmayacaklar üzerinde durulmaz. Tamamen ilgisiz cümle/ler yazılmışsa, bunun üzerinde durularak: “Biz böyle mi konuşmuştuk? Böyle konuşmamıştık, böyle değil şöyle yazacaktık?” gibi uyarılarla cümle/ler hatırlatılır. Diğer cümleler de bu yolla ele alınır; konuşulur, tekrar ettirilir, öğrencilerden yazmaları istenir; yazdırılır, okutturulur.
Bu basamağın daha ileri çalışmalarında konu ile ilgili bir cümle yerine, bir iki cümle birden belirlenir. Sınıfta birkaç öğrenciye tekrar ettirilir. Öğrencilerden bu cümleleri ayrı ayrı yazmaları istenir ve yazdırılır. İlk çalışmalarda yapıldığı gibi okutur, –gerekirse- düzeltme yapılır.
3. Cümle ve cümleler kümesinin her öğrenci tarafından ayrı ayrı düzenlenip yazılması basamağı:
Önceki basamaklarda başarılı olan öğrenciler üçüncü basamağa geçebilir. Bu basamağı tamamlayan öğrenciler düşündükleri bir konu üzerinde küçük özetler, metinler yazabilirler.
Birlikte okunan veya bir konunun özetlenmesi, yaşanılmış küçük bir olay üzerinde konuşulduktan sonra yazılması, bu basamağın ilk denemelerini oluşturur. Daha ileri çalışmalar da yaptırılabilir.
Örneğin, “postaneye yapılan gezideki izlenimlerin yazılması” gibi bir konu ele alınabilir. Bunun için söz konusu bu gezi üzerinde yeteri sayıda öğrenci konuşturulur. Yazım sırasında dikkat edilecek kurallar (yazıya başlık koyma, yazım ve noktalama işaretlerine dikkat etme, konunun belli bir düzen içerisinde sunulması…) hatırlatılır. Öğrenciler ayrı ayrı yazarlar. Öğretmen, sıralar arasında dolaşarak öğrencilerin yazma sırasındaki davranışlarını gözlemler. Onlara rehberlik eder. Yazılanlar arasından birkaçı –isteğe bağlı olarak- varsa tepegözle yansıtılarak veya yazı tahtasına yazılarak sergilenir.
Burada açıklanan bu üç basamağın kesin sınırlarla birbirinden ayrılması söz konusu değildir. İkinci basamakta çalışırken birinci basamağa; üçüncü basamakta çalışırken ikinci basamağa dönülmesi söz konusu olabilir. Böylece basamakların birbirini tamamlamasına imkân verilmiş olur. Diğer taraftan alt sınıflarda ara sıra serbest yazı denemelerine de yer verilebilir. Birinci basamak çalışmaları bitmeden ikinci basamak denemelerine de geçilebilir.

b. Serbest yazma çalışmaları

Serbest yazma çalışmalarına öğrencilerin sınıf ve hazır bulunuşluk düzeyine göre dördüncü sınıftan itibaren başlanır. Bu çalışmalarda öğrencilerin duygu ve düşüncelerini, görüp izlediklerini, okuyup öğrendiklerini yazılı anlatım tekniklerine uygun bir şekilde doğru ve etkili olarak öğretmenden bağımsız olarak kendi başlarına anlatmaları amaçlanır.
Öğrencilerin konuyla ilgili malzeme toplayabilmeleri için yeterli bir süre verilir. Yapılan çalışmalar gözden geçirilerek konu üzerinde önce sözlü olarak durulur, tartışılır ve ardından yazılı anlatım çalışmaları yapılır. Bu yolla yazılı anlatım çalışmaları ile sözlü anlatım çalışmaları arasında organik bir bağ kurulmuş olur.
Ana dilinde öğrencilerin yazılı anlatım becerilerini geliştirmede üzerinde çalışılacak konu, öğrencinin yazmasına elverişli olacak ölçüde, bildiği veya anlatıma uygun bir konu olmalıdır. Aksi halde belirlenen konuda öğrencilerin iyi yazamama durumu söz konusu olabilir. İyi yazamamış bir öğrencinin bu durumunun, yazma becerisindeki yetersizliğinden mi, yoksa belirlenen konu hakkında yeterli yaşantıya sahip olmayışından mı kaynaklandığı belirlenemez. Bu bakımdan seçilecek konuların öğrencilerin yaşlarına, yaşantılarına, ilgi alanlarına ve hazır bulunuşluklarına uygun olmasına dikkat edilmelidir.
Yazılı anlatım etkinliklerinde sadece konu veya temayı belirlemekle yetinilmemeli, anlatımın amacı ve bakış açısı da belirlenmelidir. Yazma süresi, öğrencilerin konu hakkındaki duygu ve düşüncelerini düşünüp tasarlamalarına, sonra da bunları yazıyla ifade etmelerine ve gözden geçirip değerlendirmelerine yetecek kadar olmalıdır. Gerektiğinde sınıf ortamında tamamlanamayan anlatımların daha sonra tamamlanmasına izin verilmelidir.
Serbest yazma çalışmaları için öğrenciler defter ya da dosya kâğıdı kullanabilirler. Dosya kâğıdı kullanmanın yararı, bunların öğretmen tarafından incelenmesinin kolay olması ve okul bülten tahtasında sergilenebilme imkânının olmasıdır.

            c. Yaratıcı (Cluster) yazma çalışmaları

“Yaratıcılık, konuşma becerisinin eğitiminde “beyin fırtınası”; yazma becerisinin eğitiminde “yaratıcı yazma” tekniklerini ortaya çıkardı.
Yaratıcı yazma, beynimizdeki yaratıcı düşüncenin kâğıda yansımasıdır. Bu teknik, kavramsal düşüncemizi geri plana atarak benliğimizin derinliklerinde saklı olayları mecazlar, imgeler, hayaller ve duygularla ifade etme imkânı sağlar.
Okullarımızda öğrencilere yazma konuları planlanmış halde verildiği için orijinal fikirler ortaya çıkmıyor. Yazmaya başlamadan konuyu planlamak, düşünceyi engellemektedir. Bu sebeple yaratıcı yazma çalışmalarında öğrencilere öncelikle beynin sağ yarısını kullanmayı öğretmek gerekir. Sağ yarıdan sol yarıya geçiş olursa, orijinal buluşlar, burada anlamlı cümle grupları haline dönüşür ve öğrenciler anında, sıkılmadan ve etkili kompozisyon alışkanlığı kazanırlar. Öğrenci bütün söyleyeceklerini rahatça ve hiçbir zihinsel engelle karşılaşmadan söyleyebilmeli, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinde neler yazacağını düşünmeli; daha sonra da belli bir plan dâhilinde yazmaya başlamalıdır.
Yaratıcı yazma, beynin iki yarım küresinin uyumlu bir şekilde kullanılmasına dayanır. İnsanın orijinal buluşlar yapmasını sağlayan kısım, beynin sağ yarım küresidir. Beynin sağ yarısı orijinallik, farklılık ve imaj arar; yeniliklere açıktır; yaratıcıdır. Peşin hükümlü değildir. Değerlendirmekten ve değer yargısına varmaktan, yargılamaktan kaçınır. Açık ve güvenilirdir. Her şeyin mümkün olduğuna inanır. Sağ beyin imgesel düşünür. Görme, işitme ve hareketle ilgili imgelere bağlıdır. İmgeleri tabii akışına bırakmak gerekmektedir.
Beynin sol yarısı ise mantığa uygun bir şekilde çalışır. Neyin yanlış olduğunu açıklar, niçin çalışmayacağını açıklar; değerlendirir. Kuşkucudur, kusurlara duyarlıdır. Yeniye ve denenmemişe direnç gösterir; alışkın olduğunu ve sırada olanı savunur. Geleneğe bağlıdır; ön bilgilerle daha sonraki bilgileri test eder. Geçmişteki örneğin -dil ve anlatım alışkanlıklarının- üstün gelmesi için uğraşır, tutucudur, savunma durumundadır. Araya giren fikirleri mağlup etmek için alay edebilir. Aşırı öfkeli davranabilir ve şiddet kullanabilir. Sağ yarı, yeniliklerin peşindeyken sol yarı da planlama peşindedir.
Temel kurallar: Yapılacak ilk iş, bir konu belirlemektir. Yaratıcı yazma çalışmalarına, boş bir sayfaya yazıp etrafını çerçevelediğiniz bir çekirdek kelime ya da konu cümlesiyle başlanır. Bu kelime ya da konu cümlesi, boş, beyaz bir kâğıdın ortasına yazılır. Her kelime anlamların, seslerin ve çağrışımların merkezidir. Bu merkez, bir göldeki dalgaların yayıldığı gibi etrafında çağrışımlar oluşturur. Belirlenen kelime ya da konu cümlesinin etrafına akla gelen her şey yazılır; yoğunlaşmaya çalışılmaz. Bilinçaltından çıkan kelimeler sıralanır ve sonra kelimeler arasında ilgi kurulur. Çağrışım yoluyla bilinçaltında olan konuyla ilgili her düşünce bilinç üstüne çıkarılır.
Yaratıcı yazma sırasında ne, nerede, ne zaman, nasıl sorularına tam bir cevap aranmadan yazmaya başlanır. Nasıl yazacağımızı ve ne yazacağımızı baştan itibaren bilmemiz gerektiğini düşünürsek, kendimizi engellemiş oluruz. Birden bire oluşan fikirler hemen yazılır, her biri bir çerçeve içine alınır. Her yeni kelime veya deyim daha önceki çembere bir okla bağlanır. Her türlü çağrışıma yer verilir. Çağrışımları dikkate alarak metin yazmak, fazla zaman da almaz.
Serbest çağrışım mekanizması harekete geçirilerek konuyla ilgili olgular, yaşantılar, duygular, düşünceler hatırlanmaya çalışılır. Akla gelen ilhamlar (esinler) mantık süzgecinden geçirilmez. Akla bir şey gelmiyorsa, bir süre gözler kapatılır. Bu arada akla yeni çağrışımlar gelebilir. Çağrışım bakımından herhangi bir yeni noktaya gelindiğinde, hangi konuda yazılacağına ya da konunun hangi boyutunun ele alınacağına karar vermek zor olmaz. O zaman müsvedde üzerindeki çağrışım çalışması bırakılır ve birbirine yakın olanlar numaralanıp yazmaya başlanır.
Bu aşamadan itibaren beynin sol bölümü kullanılmaya başlanır. Çünkü sınıflandırma, sıralama, planlama ve değerlendirme işi, beynin sol bölümüne aittir.” (Ünalan, 2001, s. 133–134 içinde Rawlinson)
Yrd.Doç.Dr. Mehrali Calp......................

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme