Kaside(Örneğiyle)

Arapların nazım biçimidir. Beyit adedi en az otuz ve en çok (99) beyit arsında değişir. Kasideler birer övgü şiiridir. Konularına göre şu türlere ayrılır:

Tevhid: Allah’ın birliğini anlatan kasidelerdir.

Münacat: Allah’a yalvarmak amacı ile yazılan kasidelerdir.

Na’t: Peygamberimizi övmek için yazılan kasidelerdir.

Mehdiye: Devrin ileri gelenlerini övmek amacıyla yazılan kasidelerdir.

Divan şairleri, devrim padişahına ya da ileri gelen büyüklerine kasideler sunmak sureti ile birtakım çıkarlar sağlarlardı. Adına kaside yazılan padişah olsun, ya da devrin büyüğü olsun kasideyi şairi, özellikle para vermek suretiyle memnun ederdi. Bu, adeta adet haline gelmişti. Bundan ötürüdür ki, divan şairlerinin hemen hepsi kaside yazmaktan kendilerini alamamışlardır. Ancak kaside vadisinde en başarılı eserleri 17. yy şairlerinden Nef’i vermiştir. Kasideleri ile tanınan diğer şairlerimiz de şunlardır: Ahmet Paşa, Baki ve Nedim.

Kaidelerin kendine özgü birtakım bölümleri bulunur ve bu bölümler bir plana göre sıralanır:

1-  Nesib (Teşbib): Kasidenin başlangıç (giriş) bölümüdür. Bu bölümde asıl konu ile ilişkisi bulunmayan; tabiat, herhangi bir yer, bir zaman, ya da bir olay tasviri yapılır. Bu bölümün beyit sayısı fazladır.
2-  Girizgâh: Anlam olarak (kaçılan yer demektir). Şair bu bölümde bir fırsatını bularak asıl maksada geçer. Girizgâh beyiti bir beyitten ibarettir
3-  Medhiye: Övme bölümüdür. Kaside kime yazılmışsa o kişi etraflıca bir biçimde övülür. Bu bakımdan bu bölümde uzundur.
4-  Fahriye: Kaside şairi de kendisini över. Ondan ötürü bu bölüme fahriye denir.
5-  Tegazzül: Aynı vezin ve kafiye üzerine yazılıp nesibden sonra araya sıkıştırılan bir gazeldir.
6-  Dua: Övgüsü yapılan kişi hakkında, tanrı’dan dilekte bulunan bölümdür.

Kasidelerde (fahriye ve tegazzül) bölümler bulunmayabilir. Ancak diğer bölümlerin bulunması şarttır.
Kasidelerde övgüsü yapılanların (padişah olsun diğer övgüsü yapılanlar olsun) gerçek nitelikleri göz önünde pek tutulmaz. Şair kafasındaki bir kahraman tipini anlatır. Bundan ötürüdür ki kasidelerin çoğu numarasız gölük gibi herhangi bir kişiye pekâlâ mal edilebilir.

Kasideler, ya nesibin konusuna göre (Bahariye, şitaiye)ya kafiyelerinin son harfine göre (Raiye, Nuriye) ya da rediflerine göre (Su Kasidesi) isim alırlar.

Aşağıya Baki’nin (Ali Paşa) için yazdığı kasidesini alıyoruz. Bölümleri, kaside üzerinde izleyiniz.
Ruhbahş oldu Mesiha sıfat enfası bahar                    Matla
Açtılar didelerin habı âdemden ezhar
Taze can buldu cihan erdi nebatata hayat
Ellerinde harekât eyleseler serv ü çınar
Döşedi yine çemen nat’ ı zümürrütfamın
Şimdi ham olmuş iken ferşi harimi gülzar
Yine ferraşı saba sahnı rıbatı çemene
Geldi bir kafile kondurdu yükü cümle bahar
Leşkeri ebr çemen mülkine akın saldı
Durma yağmada yine niteki yağı Tatar
Farkına bir nice per takınur altun telli
Hayli ezhara meğer zambak oluptur serdar
Dikti leşkergehi ezhara sanovber tuğun                      NESİB
Haymeler kurdu yine sahnı çemende eşcar
Döşedi mihri felek yolları dibalar ile                             Bahariye
Etti teşrif çemen mülkini sultanı bahar
Suhdem velvelei nevbeti şahimi değil
Savtı mürganı hoş elhanü sadayı kühsar
Çemen etfalinin uyhuların uçurdu yine
Suphdem gulgulei fahte gülbanki hezar
Dayei ebr yine goncelerin şebnemden
Başına akçe dizer niteki etfali sıgar
Mevsimi rezm değildir demi bezm erdi deyu
Susenin hançerini tuttuserapajengar
Semenin sinei siminin açup badı seher
Çözdü gülşende gülün tüğmelerin nahünü har
Pirehen berki semen güyı gıriban şebnem
Gülistan oldu bu gün bir sanemi laleizar
Zibü fer vermek için ruyi arusu çemene
Yasemen şane saba maşıta ab ayinedar
Dürü yakut ile bir nahli murassa sandım
Ergevan üzre dökülmüş kataratı emtar
Şişei çarhta gör bunca murassa, nahle
Nice araste kılmış anı sun’ i Cebbar
Berki ezharı heva şöyle çıkardı feleğe
Pür kebakip görünür gümbedi çarhı devhar
Demi isa dirilür buyi buharı Meryem
Açtı zanbak yedi beyzayı kefi Musa var
Zambakın gonçesidir baga gümüş bazubent
Za’feran ile yazılmış ana hattı tomar
Cami zerrini dolu badei gülrenk almış
Güli rana seheri kılmak için def’i humar
Deheni goncei her türlü letaif söyler
Gülüp açılsa acep mi güli rengin ruhsar                      NESİB
Güheri fusatı aldırma sakın devri felek                        Bahariye
Simü zerle gözünü boyamasun nerkis var
Camı mey katraları sübhai mercan olsun
Geliniz zerku riyadan edelim istigfar
Lale sahrayı bu gün kanı Bedahşan etti
Jale gülzara nisar eyledi dürri şehvar

***
Damenin dürrü cevahirle püretti güli ter                      GİRİZGÂH
Ki ede haki deri Hazreti Paşaya nisar
***
Sahibi tığü kalem malikü camü hatem
Asafı Cem azamet Daveri Cemşit vakar
Asmanpaye hüma saye Ali Paşa kim
Eremez takı celaline kemendi efkâr
Şahı gül neşvü nema bulsa nemi lütfundan
Ola her goncei ter bülbülü şirin güftar
Abu gül müşki gülap ola çemen sahnında
Buyi hulkiyle güzar etse nesimi eshar
Tab’ı vakadın eğer ateşi Rahşan görse                       MEDHİYE
Kızara ahkeri süzan nitekim danei nar
Güneşi kefi zerefşanına benzer der idim
Almasa maha ata eylediğin ahırı kar
Eşiği taşı imiş yüz sürecek hayf deyu
Taştan taşa vurur başını şimdi enhar
Servera canı mı var devletin eyyamında
Sümbülün turasına el uzada şahı çinar
Eylemez kimse bu gün kimse elinden nale
Bezmi işlete meğer mutrip elinden evtar
Şer’e uymaz nidelim nale yü zar eyler ise
Gerçi kanuna uyar zemzemei musikar
Geşt ederken çemeni methü senanı hatır
Layık oldu dile negah bu şi’ri hemvar
Gül gibi gülşene kılsan nola arzı didar
Hayli döküldü saçıldı yoluna faslı behar
Reşki dendanın ile hancere düştü jale
Beki sudinde gören etti sanur anı karar
Geçemez çemberi giysuyi girihgirinden
Gerçi kim zat ile bir kılca kaluptur dili zar
Turalar mulketi Çin nafei müşkin ola hal
Gözün ahuyi huten gamzelerindir tatar
Dili mecruha şifabahş ruhu lalindir                              MEDHİYE
Gülbeşekerle bulur kuvveti tab’ı Bimar
Değme bir gevheri kirpiğine salındırmaz
Göreli la’li revambahşinı çeşmi hümbar

Koma Baki kulunu cür’a sıfat ayakata                         Taç beyit
Destgir ol ana ey daveli alimikdar
Bağı methinde olur cümleye tenha
Bahs için gelse eğer bülbüli hoşnağme hezar
Puhtedir gayrılar eş’ar veli puhte piyaz
Ham amberdir eğer ham ise de bu eş’ar
Ham var ise eğer micmerei nazmımda
Dameni lütfun anı setreder ey fahri kibar
Bahri eş’ara yeter urdu sutur emvacın
Demidir ki ede dua dürlerini zibikenar
Lalelerle bezenir niteki deştü sahra
Nitekim güller ile zeynola dest ü destar
Nitekim lalelerle şebnem olup üftade
Güllere bülbüli şeyda geçine aşıkı zar                         DUA
Gül gibi hürremi handa ola ruyi bahtın
Sagarı ayşin ola lale sıfat cevherdar

Baki

Mehrali Calp

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme