İşitme ve Dinleme Arasındaki İlişki

Genellikle insanlar dinlemenin bir eğitim etkinliği olmadığını; konuşulduğu zaman, dinlemenin de hemen ardından geldiğini, soluk alıp verme gibi istem dışı bir süreç olduğunu sanırlar. Günlük yaşantımızdaki dinleme yaşantılarının bazısına göz attığımızda, bu varsayımın ne kadar yanlış olduğunu anlarız. Karşılıklı konuşmalarda zaman zaman iletişim kopukluklarına rastlanır. Çoğu zaman sosyal ilişkilerde  “Affedersiniz, söylediğinizi tekrar edebilir misiniz?”, “Galiba, siz beni dinlemiyorsunuz.” gibi iletişimin gerçekleşmediğini belirten tepkilere rastlamak mümkündür. Bu ve benzeri durumlar dinlemenin işitmeden farklı oluşunun açık bir göstergesidir.
O halde dinleme nedir? İşitme ile dinleme arasındaki ilişki nedir? Öncelikle bu iki kavramı açıklığa kavuşturmak gerekir.

İşitme: İşitme kişinin iradesiyle olmayan, insanın kulağı ile beyne giden her türlü ses unsurudur.

 “Zaman zaman dinleme kavramının yerine kullanılan işitme, dinlemeden farklı, dinlemenin gerçekleşebilmesi için gerekli bir süreçtir.” (Türk,  Eğitimcilerin Dünyası, 2003)

İşitmek, dinlemek değildir. İşitme, istemimiz dışında da gerçekleşebilmektedir. Yani, işitme dinlemeksizin ortaya çıkabilir. Dinleme ise kişinin tercihine bağlı olarak, seçerek ve isteyerek algıladığı bütün seslerdir.
Dinleme: İnsan kulağı istese de istemese de hemen hemen bütün sesleri beyindeki ilgili merkezlere ulaştırır. Dinleme, duyulanları algılamak için dikkat ve özen göstermektir. Gerçek dinleme, duyulanların zihinde bir anlam kazanmasıdır.
İşitme, bizim isteğimiz, irademiz dışında gerçekleşirken dinleme, belli bir amaç doğrultusunda yapılan ve öğrenilmesi gereken bir beceridir.
Yrd.Doç .Dr Mehrali Calp

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme