Fütüvvetname

Fütüvvetname: yiğitlik, mertlik , cömertlik anlamına gelen feta sözcüğünden gelmektedir.
 
Fütüvvetin üç ilkesi vardır:
 
kerem,
sabır,
doğruluk ama hepsinden iyisi doğruluktur.
 
Bilinen en eski fütüvvetname 10. yy’da Sülemi’nin yazdığı kitabü’l-fütüve’dir.
En eski Türkçe fütüvvetname Halil bin Çoban Feta’el-Burgazi’nin eseridir.
 
Sülemi fütüvveti
“Adem gibi özür dilemek, Nuh gibi iyi, İbrahim gibi vefalı, İsmail gibi dürüst, Musa gibi ihlaslı, Davud gibi cömert, Eyüb gibi sabırlı,  Hz. Muhammed gibi merhametli, Ömer gibi adaletli, Ali gibi bilgili olmak” diye tanımlarken bu türün kapsam genişliğine dikkat çeker.
 
 
•Hazreti Ali’nin fütüvvet ehli olarak telakki edilmesi erken bir devirde ortaya çıkan ve Hazreti Peygambere atfedilen bir hadisle (Ali’den başka feta, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur) yakın bir ilgisi vardır.
 
 
•Fütüvvetnameler çok eski çağlardan başlayarak erdemli ve bilge kişilerin toplum düzenini ve güvenliğini sağlamak için kişilere yaptıkları teşkilatların formülleştirilmiş şeklidir.
 
•Hazreti Ali “feta kimliğiyle bir sembol haline getirilmiş, hemen hemen bütün fütüvvetnamelerde özel bir yere sahip kılınmıştır.
 
•Fütüvvetin birtakım menkıbevi rivayetlerde Hazreti Ali’ye dayandırılmasına özen gösterilmiştir.
•Fütüvvet geleneği içinde Hazreti Ali, Peygambere varis olan ve fütüvvet anlayışını en iyi temsil eden kişi olarak görülür.
 
•Hazreti Ali’nin fütüvvet ehli olarak telakki edilmesi erken bir devirde ortaya çıkan ve Hazreti Peygambere atfedilen bir hadisle (Ali’den başka feta, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur) yakın bir ilgisi vardır.
 
•Fütüvvetname 13. yy’dan başlayarak fütüvvet ve ahi teşkilatı çerçevesinde bahsedilen mesleki nitelikteki kuralları ifade eden bir anlam kazanmıştır.
 
•8. Yüzyıldan başlayarak Horosanda merkezileşen ve oradan bütün İslam ülkelerine yayılan fütüvvet ehli şeyhlerine Ahi denirdi.
 
 
•Ahiliğin kurucusu olan Ahi Evranla birlikte Anadoluda varlıkları tespit edilen en eski Ahilerin 13. yy’dan daha eski olmadıkları biliniyor.
 
 
•Ahilik gibi mükemmel bir kurumun aniden ortaya çıkamayacağı için, bu kurumun Türkler arasında Anadolu’ya gelmeden önce Türkistan’da ortaya çıktığı ihtimalini aklımıza getiriyor.
 
 
•Yeniçerilerin Hacı Bektaş’ı pir saymaları da fütüvvet ehlinin bir sonucudur. Nitekim Anadoluda ki fütüvvetin bektaşilik, melamilik gibi tarikatlarla sürdüğü görülür.
 
•Temelde tasavvufu benimseyen aynı zamanda işçileri ve esnafı teşkilatlandırması açısından ekonomik bir nitelik de taşıyan fütüvvet, fütüvvet ehilleri tarafından geniş anlamlı kullanılmıştır.
 
 
•Ahiliğin kuralları arasında şu görüş vardır.
 
*işinde sabırlı ol, kazancını helal eyle.*
 
•Bir hüner odur ki gösterişli ve mertçe olsun. Gönlü arı olsun. Kendi yararı için kimsenin zararını istemesin. Belayı kendine rahat bilsin.

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme