Türk İslam Devletleri


Büyük Selçuklu Devleti



1)      1038 yılında kuruldu, 1157 yılında yıkıldı.

2)      Devletin Resmi dili Farsçadır. (Türkçenin gelişmesinde engeldir.)

3)      Atabeylik sistemi oluşturulmuştur (Devletin bekası açısından kötü olmuştur ama fetihleri kolaylaştırmıştır)

4)      Ikla sistemi oluşturulmuştur. (Üretimde artış sağlandı, parasız ordu elde edildi.)

 

Tuğrul ve Çağrı Bey Dönemi:


1)      1040 yılında Dandanakan savaşı ile Gaznelilere son verilerek devlet resmen kurulmuş.

2)      1048 yılında Bizanslılar ile Pasinler savaşı yapıldı.

3)      Pasinler savaşının kazanılması ile Anadolunun fethi için önemli bir adım atılmıştır.

 

Alpaslan Dönemi:


1)      Vezir Nizamülk tarafından Nizamiye medereseleri kuruldu.

2)      1071 yılında Malazgirt savaşı ile Anadolunun kapıları Türklere açıldı.

3)      Anadolu Türk beylikleri Malazgirt Savaşından sonra KURULMAYA BAŞLADI.

 

Melikşa Dönemi:


 

1)      Bu dönemde devlet birçok milleti sınırlarına alarak imparatorluk özelliğine sahip oldu

2)      Ömer Hayyam tarafından Güneş yılını esas alan takvim hazırlandı.

Hasan Sabbah önderliğinde ilk terörist grup olan Bâtınilik faaliyeti başlatıldı. ( Bu hareket devletin varlığ

 

 

Gün ve ay isimleri nereden geliyor?

Tavla oynayanlar muhakkak  Farsça altıya kadar saymasını bilirler (yek(bir), du(iki), se(üç), cihar(dört), penç(beş),  şeş(altı)). Şimdi de yedi sayısını bakalım. Farsça yedi 'heft' dir. (veya hefte).Haftanın yedi günden ibaret olmasını burdan almıştır.

Günümüzde kullandığımız gün isimlerinin kökenlerinin bakacak olursak;

  • Cuma; Arapça bir kelimedir ve sözlükte toplama, toplanma anlamına gelir.

  • Cumartesi; Arapça bir kelimedir köken olarak cuma toplanma anlamına geliyordu bilfiğimiz  gibi ertesi kelimesi ile Türkçeleşerek cumadan sonraki gün anlamına gelir.

  • Pazar; köken olarak Farsça bir kelimedir Kelimeyi köküne ayırdığımızda ba--- yemek anlamında, zar----yer anlamındadır.

  • Pazartesi; Köken olarak ba ve zar köklerinden oluşsa da ertesi kelimesi ile birleşik isim oluşturarak Türkçeleşmiştir.

  • Salı; salı kelimesi ibranice kökenli bir kelimedir ve üçüncü anlamına gelir.

  • Çarşamba; farsça kökenlidir 4 anlamına gelen cehar ve gün anlamına gelen şenbe kelimelerinin birleşmesiyle dördüncü gün anlamına gelir.

  • Perşembe; Farsça kökenli beş anlamındaki penç ile gün anlamındaki şenbenin birleşmesi ile oluşmuştur. Beşinci gün anlamına gelir.


Ayları Kökenleri Nerden Geliyor?

 

  • Ocak  ayı Türkçe bir kelimedir.Kışın evlerde ateş yakılan yer anlamından benzetilerek oluşturulmuştur.

  • Şubat ismi köken olarak Süryanice bir kelimedir.

  • Mart köken olarak Latince bir kelimedir. Mart ismi Maritus olarak   mitolojik isim Mars'tan gelir.

  • Nisan köken olarak  Süryanice bir kelimedir.

  • Mayıs köken olarak  Latince bir kelimedir. Tanrıça Maria'nın ayı olarak bilinir. İsmini de buradan almıştır.

  • Haziran köken olarak  Süryanice bir kelimedir.

  • Temmuz köken olarak Arapça ve Süryanice karışık bir kelimedir

  • Ağustos köken olarak Latince bir kelimedir.  Roma İmparatoru Augustus'un adından almıştır.

  • Eylül köken olarak Süryanice bir kelimedir.

  • Ekim köken olarak Türkçe bir kelimedir .Toprağı ekmek fiilinden adını almıştır

  • Kasım köken olarak Arapça bir kelimedir ve bölen anlamındadır.

  • Aralık köken olarak Türkçe bir kelimedir.İki zaman dilimi arasında anlamı vardır.


 

 

Türk İslam Devletleri



 


Karahanlılar:


1)      840’da kuruldu, 1212’ de yıkıldı

2)      Batı Türkistanda kuruldu

3)      Bilge Kül Kadir Han bilinen ilk hükümdarıdır.

4)      Devlet olarak islamiyeti benimseyen ilk türk devletidir.

5)      İslamiyetin mimarideki etkileri ile Türk-İslam mimarisinin temellerini atmışlardır.

6)      Türkçeye büyük önem vermişler ve ülkede Türkçe resmi dil olarak kullanılmıştır.

7)      İlk posta teşkilatı ta hunlar zamanında kurulsa a düzenli olarak sistemli bir şekilde işleyen ilk posta teşkilatını kurmuşlardır

8)      Bimarhane adını verdikleri dönemin en güzel hastanelerini kurmuşlardır.

9)      Semerkant’ta Tabgaç Buğra Han tarafından açılan medresede ilk defa burslu eğitime başlanmıştır.

10)   Alfabe olarak Uygur Alfabesini Kullanmışlardır.

11)   Ribat adını verdikleri kervansaraylar inşa ederek ticaretin gelişmesinde önemli rol oynadılar.

 

Gazneliler:


1)      963 yılında kuruldu, 1187 yılında da yıkıldı

2)      Afganistan’ın Gazne şehrinde kuruldu.

3)      Devlet Alp Tigin tarafından kurulmuştur.

4)      Devletin en parlak dönemi Gazneli Mahmut Dönemidir. Bu dönemde devlet en geniş sınırlarına ulaşmıştır.

5)      Gazneli Mahmut Türk devletleri içerisinde Sultan unvanını kullanan ilk Türk devletidir ( Bulunduğu coğrafya etkili olmuştur sultan unvanını kullanmasında )

6)      Afganistan’da Türk nüfusunun yoğun olmamasından dolayı devlet uzun soluklu olmamıştır.

7)      Gazneliler’de bilim dili Arapça, edebiyat dili farsça ve saray dili Türkçe olmuştur. ( Bu dönemde Türk dili geri plana atıldığından Türkçenin gelişimi yavaşlamıştır. )

8)      Firdevsin Şehnamesi sultan Mahmut’a yazılan bir destandır.

9)      Bilime ve edebiyata büyük önem vermişlerdir.

10)   Dandanakan savaşı ile çöküşe geçti.

 

l Nisan Şakasının Kökeni

Kaynaklarda takvimin başlangıcı Roma İmparatoru olan Julius Caesar (Sezar) MÖ 46 yılında  takvimin başlangıcını Ocak ayı olarak duyurduysa da , 16. yy'ın ortalarına kadar Avrupa'da yeni yıl gelenek olarak genellikle  bahar aylarının başlangıçı olarak  kabul edilen, 25 Martta başlardı.
1564 te Fransa Kralı IX. Charles, önceki takvimi değiştirmiştir. Charles yıl başlangıcı olarak Ocak
ayının birinci gününü seçmiştir.  fakat o dönemdeki iletişim imkanlarında  bazı insanların
bu değişiklikten  haberi olmadı. Bunun yanı sıra  bazı insanlarsa  Charles'in bu kararını  protesto etmek amacıyla eski
takvimlerine devam ettiler devam ettiler. l Nisanlarda bulundukları yerlerde  partiler düzenlediler, birbirlerine en güzel  hediyeleri verdiler.

Charles taraftarları  ise bunları Nisan aptalları olarak adlandırmaya başladılar ve  bu güne 'Bütün
Aptalların Günü' dediler.

1 Nisanda  diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yalanlar söyleyerek yapılmayacak bir partiye davet edip kandırdılar., gerçek olması mümkün olmayan sahte haberler  ürettiler.
Aradan yıllar geçip de   takvimin ayları yerine oturup, yılın ilk ayının ocak olduğu anlaşılınca, Fransızlar l Nisan gününü kendi adetlerinin  bir parçası olarak  gördüler. Zamanla adeti  süsleyerek, bu adeti  zenginleştirerek ve
yaygınlaştırarak günümüze kadar devam ettirdiler.

Bu adetin Fransadan İngiltere'ye ulaşması yaklaşık iki
yüzyıl sürdü, daha sonra  Amerika'ya ve en sonunda  bütün dünyaya yayıldı.
l Nisan şakalarının sembolünün 'Nisan Balığı' olmasındaki neden ise şudur,; Mart ayının
sonlarına doğru, Güneş'in Balık Burcu'nu terk edip gitmesinden dolayıdır.

Türkiye Merkez Bankası

1930'da kurulmuştur. Merkez bankasının ana merkezi Ankara'dadır.

Merkez Bankası statü olarak; Anonim bir şirket yapısı vardır. Özel hukuk tüzel kişisidir.

Merkez Bankasının Görevleri Nelerdir?

  • Para ve kredi politikalarını belirler.

  • Para ve kredileri kalkınma planı içerisinde yürütür.

  • Paaranın iç piyasa ve dış piyasadaki değerini ve saygınlığını korumaya çalışır.

  • Kur rejimini belirler.

  • Altın ve döviz rezervini belirleyerek kontrol altında tutar.

  • Para basma yetkisine sahiptir. (Darphanede)


Para Politikası Kurulu Nedir?

  • Enflasyon hedeflerinin belirlenmesi. (Hükümetle birlikte)

  • Fiyat istikrarını sağlamak.

  • Fiyat istikrarını sağlamak için stratejiler geliştirmek.

  • Türk lirasının içeride ve dışarıda değerini korumak için zamanında gerekli önlemleri almak

  • Yabancı para ve altının iç piyasadaki hareketliliğini denetlemek üzere Merkez Bankası Bünyesinde oluşturulan kuruldur.


Merkez Bankası Hangi Durumda Para Basabilir?

  • Hazinedeki altın ve dövizde artış olduğunda denge oluşturmak amacıyla para basabilir.

  • Senetlerin piyasada dolaşmaya başlamasıyla para basabilir (Senetler eğer ki piyasada dolaşıyorsa senetleri karşılayacak para yok demektir)

  • Gelir gider arasındaki dengesizlik iç borçların ödenmesinde dahi sıkıntı çıkarmaya başladıysa merkez bankası para basabilir. (Paranın değeri düşer )


Darphaneler Nereye Bağlıdır?

Hazine Müsteşarlığına

Merkez Bankasının Olmadığı İllerde  Merkez Bankasının Görevini Hangi Banka Yapar?,

Ziraat Bankası Yapar.

Başkanı Kimdir?

2011 de göreve başlayan Erdem Başçı 21. Başkanıdır.

 

Devlet Şekilleri

DEVLET ŞEKİLLERİ


Bir ülke , aynı anda birden fazla devlet şeklini

bünyesinde barındırabilir;

Üniter Devlet:


Ülke  sınırları içinde her yerde aynı hukuk kurallarının geçerli olduğu, ülkenin  tek bir siyasî otoritenin egemenliği elinde tuttuğu yönetim eklidir.

Örneğin: Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir.

Federal Devlet:


Devletlerin ortak çıkarlar etrafında bir araya gelmesinden oluşan ve ortak hukukun olmadığı  her bir devlette farklı hukuk kurallarının uygulandığı yönetim şeklidir. Federal devletlere baktığımızda, içişlerinde serbest, fakat dış işlerin de merkezî  devlete bağlıdırlar.

Örneğin: ABD, Kanada, Meksika, Venezüela, Arjantin, Brezilya, Güney Afrika, Nijerya, Hindistan, Pakistan, Irak, Rusya, Almanya, Avusturya, İsviçre

 Otokratik Devlet:


Yasama – yürütme – yargıyetkileri tek organda toplanır. Tek kiinin egemenliine dayanıyorsa Monari, zümrenin

egemenliine dayanıyorsa Oligari adını alır. Günümüzde yoktur.

 

Teokratik Devlet:


Devlet yönetiminde daha çok  din kuralları etkindir. Devlet otoritesi, gücünü ve sorumluluklarını  dinî kaynaklardan alır. Devlet, vatandaşın  dinî inanç ve ibâdetlerine  direkt müdahildir.

Örneğin: 

  1. Endonezya,

  2. Suudi Arabistan,

  3. İran

  4. Afganistan

  5. Moritanya

  6. Pakistan


Kapitalist Devlet:


Kapitalizmi kaynak alır. Kapitalist devletler üretim araçlarının halka ait olması savunurlar. Özelleştirmelerde bunun çin yapılır.

Günümüzdeki sanayi toplumları kapitalist devlet anlayışını savunurlar.

Sosyalist Devlet:


Üretim araçlarında devlete aittir. Üretimi devlet sağlar.

Örneğin:  Çin, Küba, Vietnam, Laos

Lâik Devlet:


Din ve devlet işlerinin birbirinden bağımsız  olduğu yönetim biçimidir. Devletin resmi dini yoktur.

İnanç ve vicdan özgürlüğü vardır.

Ülkemiz laik bir devlettir.

Edebi Eser Neye Denir ?

 

Çok kez edebiyattan ve edebi eserlerden söz ederiz. Edebi eserlerin biçim ve türleri üzerinde dururuz, fakat bir eserin edebi olup olmadığını belirtmek gerektiği zaman bir takım zorluklarla karşılaşırız. Zira biçim ve tür eseri edebi kılmak için yeterli değildir. Sözgelişi bir roman biçim ve teknik özellikleri bakımından örneğine uygun bulunduğu halde, hiç de edebi bir eser olmayabilir. Yine bir tiyatro eseri, kabul edilmiş esaslara istediği kadar bağlı kalsın, eğer bunların dışında bir değer taşımıyorsa edebi bir eser sayılamaz. Nitekim bu tip eserlerden hiç biri edebiyat tarihlerine girmemiştir ve giremez de.

Diğer taraftan edebi olmak iddiasında bulunmayan, başka alanda yazılmış bir eser pek ala edebi bir eser olabilir. Özellikle tarih alanında yazılmış bir eserin ayrıca edebi bir değer taşıdığı çok görülmüştür.

Tüm bunlar bize şunu anlatmaktadır: bir eser edebi türlerden hangisine girerse girsin, biçim bakımından örneklerine ne kadar uygun olursa olsun, bir sanat değeri taşımıyorsa edebi bir eser değildir.

Bir eserin edebi olabilmesi için birtakım şartlar daha gerektir. Bunları başlıcalarını şöylece sayabiliriz:

  1.  Edebi eser, bir bilim şubesinde çalışanları değil, herkesi ilgilendirmelidir.

  2. Öğretim vb. gibi herhangi bir amacı olmamalıdır.

  3. Yalnız zevklerini ya da fikri gelişmelerini arayan geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmelidir.


Bu noktaları hemen şu biçimde tamamlamak gerekir: eğer, özel bir amaç gütmüş dahi olsa, eğer o amacın sınırlarını aşmış ya da onun meydana gelmesinden sonra da ortadan kalkmamışsa “edebi” bir eserdir. Tarih öğretmek için yazılmış bir eser [ yalnız iyi tarih öğreten ] bir eser olarak kaldığı müddetçe edebi bir eser değildir; fakat ondaki tarih bilgilerini tamamıyla aldıktan sonra okunuşundan yine bir zevk alınıyorsa, eser ayrıca bir sanat değeri de taşıyor demektir ki, edebi bir eser olur.

Diğer taraftan çoğunluğun bazen tadına varamadığı ve fakat edebi olan eserler de vardır. Pek az insana zevk veren bazı şiirler vardır. Bu, onların edebi olmadığını ispatlamaz. Yeter ki, eser bir sanat değeri taşısın.

Bütün bu açıklamalar bize edebi bir eserin nasıl olması gerektiğini basit bir biçimde göstermektedir. Ancak bunları bilmek, edebi bir eseri, edebi olmayan bir eserden ayırmak için kâfi değildir. Böyle bir ayırmayı yapa bilmek ancak okumakla kabil olur. Değerleri üzerinde birleşirmiş eserleri okumak suretiyle edebi zevkimizi yükseltmek en kestirme yoldur. Edebi zevki teşekkül etmiş bir insan için edebi bir eseri, edebi olmayan bir eserden ayırmak kadar kolay bir şey olamaz.

Yrd.Doç. Dr. Mehrali Calp

 

 

Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri (Mesnevi,Müstezat,Rubai,Tuyuğ,Şarkı)

Mesnevi


 




  • Mesnevide beyit sayısı sınırsızdır.

  • Herhangi bir konu sınırlaması yoktur. En genel konular çoğunlukla  savaş, aşk,tarihi olaylar,dinî olaylar...

  • Mesneviler divan edebiyatında  roman ve hikaye türünün yerini tutuyordu.

  • Mesnevilerde her zaman  her beyit kendi arasında kafiyelidir.

  • Kafiye  düzeni  şöyledir; aa, bb,cc,dd,ee,…..

  • Bir yazarın  Beş mesnevisine Hamse denir..

  • Şehrengiz bir şehrin güzelliklerini anlatan mesnevilere denir.


Türk edebiyatındaki başlıca  ünlü mesneviler şunlardır:




  • Kutadgu Bilig............................. (İlk mesnevi - Öğüt)

  • Fuzuli- .........................................Leyla ile Mecnun (Aşk)

  • Şeyh Galip-................................ Hüsm ü Aşk (Aşk)

  • Şeyhi-............................................Harname (Eleştiri)

  • Ahmedi-........................................İskendername (Tarih)

  • Nabi- ............................................Hayrabat (Öğüt)

  • Süleyman Çelebi- .......................Vesiletü’n-Necat (Mevlid) (Dini)

  • Mevlana- .....................................Mesnevi (Öğüt)


Müstezat


 




  • Gazelden farklı gazel türünün  özel bir biçimine denir.

  • Şiirdeki uzun dizelere kısa bir dize eklenerek bir uzun bir kısa eklenerek yazılır.

  • Uzun ve kısa dizeler gazelde olduğu gibi kendi aralarında uyaklanırlar.

  • Müstezattaki Kısa dizelere “ziyade” denir.


Rubai


 




  • Rübailerin kafiye şeması i aaxa şeklindedir ve rübailer tek dörtlükten oluşurlar.

  • Rübailer aruzun belli kalıplarıyla yazılırlar.

  • Rübailerde hayatın anlamını ve hayat felsefesini,dünyanın nimetlerinden yararlanmayı ve ölüm gibi farklı konular işlenmiştir.

  • İran edebiyatına ait bir türdür. Bu türün en büyük şairi ise hiç kuşkusuz ki  Ömer Hayyam’dır.

  • Türkçe rubailerde çok önemli yeri vardır. En güzel örneklerini Yahya Kemal vermiştir.


Tuyuğ


 




  • Türklerin Divan edebiyatına kazandırdığı bir nazımşeklidir.

  • Kafiye  düzeni rubainin kafiye düzeni gibidir.Tek dörtlüklerden oluşur.

  • Genellikle felsefi konular işlenmektedir.

  • Edebiyatta Kadı Burhanettin’in tuyuğları meşhurdur.


Şarkı


 




  • Genellikle Besteyle okunmak için yazılan ve dörtlüklerden oluşan nazım biçimidir.

  • Dörtlük sayısı genellikle  3ile 5 arasında değişir.

  • Birinci dörtlükte 2. ve 4. dizeler tekrarlanır, diğer dörtlüklerde 4.dizeler aynen tekrarlanır. Bu kısma  nakarat denir.

  • Türklerin divan edebiyatına kazandırdığı nazım biçimidir.

  • Aşk ,sevgi,mutluluk, günlük hayat gibi temaları işlenir.